Arda’nın Şekli

0

Eä Öncesi ve Sonrası başlığı altındaki ikinci yazımda Tolkien’in bize sunduğu kozmolojiyi görselleştiren iki farklı harita sunmuştum. Bu haritalardan ilki biraz daha simgesel bir anlatımı içeren I Vene Kemen isimli haritaydı. Bu haritanın en çekici yanı dünyayı bir gemi biçiminde resmetmesiydi. Bu haritanın simgeselliği çekici olsa da benim için ikinci harita olan Ambarkanta isimli harita daha bilgi veren ve  açıklayıcı bir yapıya sahiptir. Aralarındaki farklara rağmen, iki haritanın ortak noktası “düz” bir dünya algısı sunuyor olmalarıdır. Arda her iki haritada da bir disk ya da tepsi şeklinde resmedilir ve ilgili metinlerde de bu şekilde anlatılır. 

Arda, Iluvatar tarafından bir yaşam alanı olarak yaratılır. Bu yaşam alanınını karalar ve denizler oluşturur. Ancak tüm bu yaşam alanının çevresinde bir okyanus katmanı ve üzerinde bir hava katmanı mevcuttur. Bu düz dünyanın Batı’sında Valinor’un da içinde bulunduğu Aman diyarı vardır. Arda’nın bu yapısı Elfler’in Uyanışı’ndan önceki dönemde başlamış ve İkinci Çağ’a kadar sürmüştür. 

Hatırlanacağı gibi Sauron’un etkisi altındaki sapkın Númenor Kralı Ar-Pharazon’un ve onu takip eden çoğunluğun sulara gömülmesini içeren Akallabêth hikayesinin ardından Arda artık eski bilinen halinde değildir. İnsanların önemli krallığı olan Númenor sularda yok olmuştur ve Arda’nın şekli büyük bir değişime uğramıştır. Benzer bir değişim daha önce Birinci Çağ’ın sonunda meydana gelmiş olsa da bu değişimin etkisi çok daha büyük olmuştur. Birinci Çağ’da olan değişim Arda’nın içerisindeki Valar ve Melkor arasındaki savaşın sonucu olarak meydana gelmiştir; yani bu değişim Arda içerisindeki güçlerin mücadelesi sonucunda olmuştur.

Fakat İkinci Çağ’da meydana gelen Akallabêth’in sonucu olan değişimin sebebi bambaşkadır. Númenor Kralı ve halkının pek çoğu, Sauron’un onlara teklif ettiği ve Melkor’a tapınmayı içeren karanlık külte bağlanmışlardı. Bu nedenle bu felaket onları ve soylarını, Sadıklar olarak adlandırılan ve bu felaketten kaçabilen grup dışında herkesi yok etmişti. Bu felaketin büyüklüğünü şöyle görmek gerekiyor: Kutlu bir kişi olan Eärendil’in soyundan gelen bir kralın hakikatten bu derece yüz çevirmesi, Eru Ilúvatar için kabul edilebilir bir durum değildi, ve ilahi bir müdahale tüm Arda’nın şeklini değiştirdi. 

Bu müdahaleyi ilahi olarak tanımlamamın sebebi tüm kozmolojiyi değiştiren bir hamle oluşudur. Arda’yı küre haline dönüştürmekle kalmamış, bunun yanında Aman diyarını (Valinor) Arda’nın fizikselliğinden ayırmıştır. Númenor’dan sağ kalanlar Batı’ya doğru yelken açtıklarında artık dünyanın yuvarlak olduğunu ve başladıkları yere geri döndüklerini görürler. Aman Diyarı artık “dünyanın çemberlerinden” çıkarılmıştır. Elfler’in ve Yüzük Kardeşliği’nin kullandığı ve Valinor’a ulaşan bir yol hep var olmuştur. “Straight Path,” yani “düz yol” olarak çevirebileceğimiz bu yol ancak Elfler’e ve özel kişilere açık kalmıştır. Bu yol dışında Aman Diyarı ulaşılmaz olmuştur. Düz Dünya’dan Yuvarlak Dünya’ya dönen Arda, yapısal olarak beraberinde pek çok soruyu da getirmektedir; fakat bu soruları Straight Path konusuyla beraber ilerleyen yazılara bırakıyorum.

Düz Arda'nın Temsili Resmi

Düz Arda’nın Temsili Resmi

Metnin Aslı

‘Westward lay a straight way, but now it is bent.’

J.R.R. Tolkien / The Lost Road and Other Writings

Çevirisi

‘Batı yanı düz bir yoldu, ama artık eğrildi.’

J.R.R. Tolkien / Kayıp Yol ve Diğer Yazılar

İkinci Çağ’da yavaş yavaş başlayan ve Üçüncü Çağ’ın sonunda artık kesinleşen İnsan hakimiyeti ve Elfler’in Orta Dünya’dan el ayak çekişinin, Arda’nın değişen kozmolojisiyle de ilgili olduğunu düşünmek pek de zor değil. Geçmiş yazılarda özellikle Rivendell’in ve Lórien’in Orta Dünya’da yer almalarına rağmen ne derece uzak ve ayrı durduklarına, sanki başka bir boyutta gibi olduklarına değinmiştim. Aman Diyarı’nın uzaklığı, bunlardan öte sanki başka bir boyut ya da başka bir gezegen gibi hissedilmektedir. Herhangi bir iddiada bulunmadan sadece benzerlik üzerinden giderek, Straight Path ile solucan deliklerini bile birbirine benzetebiliriz. 

Diğer bir soru ise Aman Diyarı’nın uzaklaşması ile birlikte Valar’ın Orta Dünya’daki durumu hakkında olabilir. Valar’ın özellikle Dördüncü Çağ’dan itibaren Orta Dünya’da olup bitenle, eski çağlarda olduğu kadar aktif ilgilenip ilgilenmediklerini bilmiyoruz. Ancak etkinlik açısından bir azalma oluştuğunu tahmin etmek zor olmayacaktır. 

Hülasa, Akallabêth’in sonucunda meydana gelen bu değişim ile Elfler’in Valinor’a göçünü, Valar’ın İnsanlar ve Arda üzerindeki etkinliklerinin azalmasını ilişkilendirmek oldukça mümkündür. Bu ilahi müdahalenin bir kozmolojik paradigma değişimine yol açtığını görebilsek de bu konuda zamanla daha çok şey söylenebileceğini düşünüyorum.

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply