Gerçekliğe Dönüş

0

İvan, bir savaş alanında izci olarak çalışır ve geçmişte savaşın olmadığı bir dünyayı düşler. Annesi kuyu derin ise, yıldızların güneşli günlerde bile görülebileceğini söyler. Bu yüzden kuyuya inerek dipte yüzen ışık parçacıklarına dokunmaya çalışır. O an da anne, bir düşman askeri tarafından vurulur… Yağmur durmuş, köyün üzerindeki sis dağılmak üzeredir. Yeşil, güzel ormandan bir guguk kuşunun sesi yankılanır. Ancak İvan’ın bilinci bir anda kuyunun dibine iner. İvan, “Anne!” diye bağırarak uyandığında 12 yaşındadır.

İvan’ın Çocukluğu / Andrei Tarkovsky / 1962

Almanya ile Sovyetler Birliği arasındaki savaşın zemininde geçen bu film, güzel bir çocuğun zalim şimdisini ve rüyaların tatlı halini tasvir eden bir savaş dramasıdır. O günün dünyasında İvan’ın bulduğu tek güzellik rüyalardadır. Yumuşak ışığın parladığı kumsalda oynamak, derin bir kuyuya bakmak, elma yüklü bir kamyonun arkasında oturmak ve annesini tekrar görebilmek. Zaman ve mekan sürekli zıplamaktadır. Geçmiş ne kadar güzel ise, gerçek şimdi de o kadar trajiktir. İvan, rüyadan her uyandığında gerçek dünya ile yüzleşmek zorundadır…

Sabahın erken saatleri. Saskatchewan çayırında sade ve şirin bir rezervasyon evi. Yaşayan Gökler Diyarı olarak bilinir, çünkü gökyüzü sürekli değişir. Manzara her zaman farklı ve güzeldir. 1968 yılının böyle harikulade bir sabahı… Mutlu bir aile ne ise o. Yatağını paylaşan iki ebeveyn ve üç çocuğun uyuyan yüzlerinde puslu güneş ışığı. Ruhun huzura kavuşmasını kolaylaştıran bir eşit sıcaklık var aralarında. Evde sükunet, huzur ve sevgi var. Patti ve Morris dört çocukları ile uyanırlar. Ancak günün ilerleyen saatlerinde sadece bir çocukları kalır, diğer üç çocuğu “Anne” çığlıkları ile bir arabaya bindirilip götürülürler.

Küçük Kuş / Hannah Moscovitch ve Jennifer Podemski / 2023

Bezhig, kardeşleriyle dışarıda oynarken yakalandığında beş yaşındadır. Küçük Kuş, kaybettiği çocukluğunu bulmak için yola çıkan Yerli bir (Kızılderili) kadının hikayesidir.

Sixties Scoop olarak bilinen olay, Kanada’daki binlerce Yerli ailenin başına gelenlerden sadece birisi. 1951’den 1991’e kadar 20 bin ile 40 bin Yerli çocukları annelerinin kollarından  kopartılarak koruyucu aileye verilir veya Yerli olmayan hanelerce evlat edinilir. Geçmişte kaçırılan çocukların ve ailelerin yaşadıkları travmanların etkisi sürerken, Yerli çocukların sistematik olarak uzaklaştırılması halihazırda devam etmektedir. Küçük Kuş, her bölümün sonunda “Bugün her zamankinden daha fazla gözaltında Yerli çocuk var,” diye yazar.

Tek İstediği Eve Gitmekti

Güneşli ve ılıman bir öğleden sonrası… Chanie Wenjack ve iki arkadaşı hafif giysiler giyerek okuldan ayrılırlar. “Gizli Bir Patikayı” kullanarak çalıların içinden kuzeye giderler. Kaçış sebepleri zorla gönderildikleri yatılı okulda fiziksel ve duygusal aldıkları yaralardır. Chanie, arkadaşlarına babasını görmek istediğini söyler. Çocuklar Kenora’nın 32 kilometre kuzeyinde ve Manitoba sınırının 48 kilometre doğusunda bir demiryolu durağı olan Redditt’e yönelirler. Chanie’nin sağlığı kötü olduğu için sık sık durmak zorunda kalınır. Sekiz saatten fazla bir süre sonra çocuklar Redditt’e gelir. MacDonald kardeşlerin tanıdığı yerel bir beyaz adam bitkin çocukları içeri alır. Ertesi sabah çocuklar, Macdonald kardeşlerin amcası Charles Kelly’nin kulübesine doğru yürürler. Chanie bu aile arasında “Yabancı” olarak görülür. Perşembe günü Kelly, “Yabancıyı” geride bırakarak yeğenlerini kanoyla tuzak hattına götürür. Chanie, Kelly’nin karısına tuzak hattına kadar beş kilometre yürüyeceğini söyler ve o da ona ısınması için her zaman ateş yakabileceği küçük birkaç kibrit verir. Kuru kalmaları için onları küçük bir cam kavanoza koyar. Ayrıca Chanie’ye bir tabak dolusu kızarmış patates getirir. Kelly ona demiryolu raylarına nasıl gidileceğini gösterir ve yol boyunca demiryolu çalışanlarından yiyecek istemesini tembihler.

Chanie Wenjack ve Babası

Babasının yanına gitmek için yola çıktığında, Chanie’nin geçmesi gereken Kuzey Ontario’nun yarısından fazlası vardı. Kimse Chanie’ye gitmesini söylemedi. Kimse ona kalmasını da söylemedi. Chanie babasına canlı döneceğini umuyordu. Oysa Kelly, bu yolculuğun nasıl sona ereceğini biliyordu. 

Sonraki 36 saat boyunca, Chanie neredeyse 600 kilometre uzaktaki eve yürüyerek gitmeye çalıştı. Kar fırtınaları, dondurucu yağmur ve -1° ile -6°C arasındaki sıcaklıklar gibi hava koşullarıyla karşılaştığında giydiği tek şey pamuklu bir rüzgarlıktı. Sıcaklıktaki ani düşüş sıcak bir parke giymiş yetişkini bile soğuktan titretebilirdi. Eve yürürken ailesi ile birlikte yaşadığı mutluluğu ve babası ile balığa çıktıkları günlere tutunarak 19 kilometre yürümeyi başardı. Attığı her adımda ailesine ve eve yaklaştığını bilerek yürüdü. Rüzgardan kaçmak için kayaların arkasına kıvrılmış, tren raylarına bakarak saatler geçirdi. Cumartesi gecesi bir ara bayılarak sırt üstü düştü ve bir daha ayağa kalkamadı…

Chanie Wenjack

Chanie sırılsıklam giysiler içinde sırtüstü yatıyordu. Muhtemelen düşmekten dolayı baldırlarında ve alnında morluklar vardı. Ceplerinde sadece küçük bir cam kavanoz çıktı. İçinde birkaç tane kibrit vardı. Ve sahip olduğu tek şey buydu. Daha sonra bir patolog, 24 saat önce öldüğü sonucuna vardı. Midesi boştu, ciğerleri bakteri doluydu. Tren yolunda çalışan Ed Beaudry, “Bu anlatılması gereken bir hikaye,” dedi. “Bir babaya oğlunu bizim okullarımızdan birine göndermesi gerektiğini söylüyoruz, sonra onu bir bagaj arabasıyla geri yolluyoruz.”

Chanie Wenjack sonunda evine gitti. Onu bir tabuta koydular ve babasına gönderdiler. Kederli babası, tek oğlu Chanie’yi Albany Nehri’nin kuzey kıyısındaki küçük mezarlığa gömdü. Bu trajik olay, yatılı okullarda Yerli çocuklara yönelik muameleye ilişkin ilk ulusal soruşturmaya yol açtı. Chanie ölümüyle binlerce çocuğun felaha ermesine ve selamete çıkmasına vesile oldu. 

Chanie Wenjack 19 Ocak’ta 13 yaşında olacaktı.

“Aç, üşümüş ve teselliye çok muhtaç” küçük Chanie’nin yanında seyahat ederken ona yardım edemediğim ve ısıtamadığım için ıstırap çeken bir hayalet gibi hissediyorum kendimi. Zamanda geriye gidip ısıtmayı ve teselli etmeyi çok isterdim. Eşim ile birlikte 336 kilometre araba kullanıp Kamloops’a Yerli çocukların isimsiz mezarlığına uğruyoruz. Gökyüzüne giden yıldızlar gibi çocukların ruhları için dua ediyoruz. 

Seni hiç tanımadık Chanie, ama hep seveceğiz!

“Yıldızların Arasında Yürüyen Adam”

Tragically Hip solisti Gord Downie, illüstratör Jeef Lemire ile birlikte Kanada hükümetinin Yerli halkının haklarını nasıl ihlal ettiğini anlatan bir album, animasyon filmi ve çizgi roman olan Secret Path adlı bir proje gerçekleştirdi. Gord Downie, bunun şimdiye kadar yaptığı en önemli şey olduğunu söyledi. Yatılı okuldan kaçıp evine dönmeye çalışırken trajik bir şekilde ölen Chanie Wenjack’ın yürek burkan hikayesini başlangıç noktası olarak aldı. “Ülkemiz hayal ettiğimiz gibi değil,” diyen Downie, “Bundan hepimiz sorumluyuz,” dedi.

Yerli çocukların gönderildikleri yatılı okullardan kaçması o kadar sıradışı değildir. Bunu her zaman yaparlar ve bazen soğuktan ayak parmaklarını kaybederlerdi. Bazen de yük trenlerine binmek için bacağından veya kolundan olurlardı. Çocukların bazıları da intihar ederlerdi. Downie, Yerli oldukları için kimse tarafından umursanmayan çocukların korkunç trajedilerinin fark edilmesini sağladı. Bugün Kanada’nın neredeyse bütün okullarında Chanie Wenjack’in Secret Path hikayesi okutularak beyaz çocukların empati yapmaları hedeflendi ki bu korkunç trajedi tekrar etmesin. Unutulmaması gereken bir zamanı hatırlattığı için “Yıldızların Arasında Yürüyen Adam” olarak anılan Downie’ye teşekkür ederiz. 

Özgürlüğün Sesi ve Trajedinin Sessizliği

Şimdinin dünyasında çocuk kaybının acı gerçekleriyle yüzleşilmesi Sound of Freedom ile çok canlı bir şekilde ifade edilir. Alejandro Monteverde, yönettiği Sound of Freedom filmi ile uluslararası çocuk ticaretinin tüyler ürpertici bir portresini çizerek göz ardı edilemeyecek kadar önemli acı bir gerçeğe dikkat çeker. Her sene dünyada 2 milyon çocuğun sadistlere, pedofillere satıldığını dünyanın kör gözüne sokar. Bugün çocuk kaçakçılığı en hızlı büyüyen yasa dışı organizasyonlarından biri halindedir.

Sound of Freedom, çocuk kaçakçılığıyla mücadele etme cesaretini, şefkatini ve kararlılığını gösteren Tim Ballard’ın hikayesidir. Eski bir Amerikan hükümeti ajanı olarak çalışan Tim, işini bırakıp hayatını çocukları cinsel kölelikten kurtarmaya adar. Sadece çocukları kurtarmakla kalmayan Tim Ballard, aynı zamanda evlat edinir. Bugün dahi kurtarılan çocukların güvenliği için bir sığınak sağlamakta ve yeni bir hayata başlamaları için açılan kurumlara liderlik etmektedir. 

Sübyancılığın legalleşmesini isteyenler ve bu korkunç trajediye sessiz kalanlar 5 sene önce gösterime girmesi gereken filmin gösterilmemesi için direnirler. “Tanrı’nın çocukları satılık değildir,” mesajını veren ve milyonlarca mağdur çocuğun özgürlüğü için çağrıda bulunan film, David’in Goliath’ı yenmesi olarak tanımlanır. Bu yorum da filmin Amerika’da 4 Temmuz’da gösterime girmesinden çıkarılır.

Çocukluğun yitik sonsuz rüyası (Küçük Prens) ile bizlere derinlik ve empati veren Saint-Exupéry, uçağın kokpitinde oturan ve uçsuz bucaksız gökyüzünü dolaşan bir insandır. Ama aynı zamanda her seferinde yere inen ve gerçekliğe dönen de odur. 

Saint-Exupéry’nin Güney Postası‘ndan Kale‘ye kadar bütün eserlerinde, Kurtarılamayan Bir Çocuğun ya da Kurtarılması Gereken Bir Çocuğun imgesi vardır. İnsanların Dünyası kurtarılacak bir çocuğun görüntüsüyle sona erer. Exupéry’e göre ölmekte olan çocuğun hatırası (kardeşi) gerçekliğe döndüren bir yol gösterici işlevi görürken, çocuğun kaybı insanları bir araya getirme fonksiyonuna sahiptir. Çocuğun yaşı, cinsiyeti ne olursa olsun her türden insanı etrafında toplar ve onları birleştirir. Tohumların bir ağaç oluşturmak için çeşitli toprak unsurlarını çekmesi gibi. “Nereden geldim? Çocukluğumdan geldim!” Çocukluk, herkesin geldiği büyük topraktır.

Büyük İnsanlık toprağında buluşmak ümidi ile…

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply