Istari’nin Geçmişi / Mavi Arifler

0

Hem Valar (Vala’nın çoğulu) hem de Maiar (Maia’nın çoğulu) Arda’ya intikal etmeden, Zaman’ın başlamasından önce Ainur (Ainu’nun çoğulu) olarak anılmaktadır. Arda’ya intikallerinin ardından kendilerine bahşedilen güçleri uyarınca Valar ve Maiar olarak iki farklı sınıfta anılmışlardır. Her bir Maia, genellikle bir Vala’nın mahiyetinde bulunurlardı. Muhtemelen bu durum onların ruhani yetkinliklerine ve yatkınlıklarına göre kendiliğinden oluşmuştu. Belki de Ainur’un Müziği sırasında bu ruhsal eşleşme zaten gerçekleşmişti. 

Üçüncü Çağ’ın 1000. yılı civarında, Valar’ın lideri olan Manwë tarafından görevlendirilen beş Maiar, Orta Dünya’ya ulaşır. Orta Dünya’da Arifler (Wizards) olarak adlandırılan bu beş Maiar’ın görevi, kendileri gibi bir Maia olan Sauron’un tekrar güçlerini toplayıp Orta Dünya’ya hakim olmaya çalışmasına karşı, Orta Dünya halklarına destek olmalarıydı. Her biri yaşlıca bir insan bedenine bürünen Arifler, büründükleri kıyafetlerinin renkleri ile anılmaya başlandılar. Büründükleri bu İnsan bedenleri ile güçleri de belirli oranda sınırlanmıştı ve açlığı, acıyı, üzüntüyü ve sevinci yaşayabilirlerdi. Hatta fiziksel olarak zarar görebilirlerdi ve ruhları ölümsüz olsa da bedenleri ölebilirdi. Fakat daha da önemlisi, kesin ve net bir görevleri olmasına rağmen, zaaflar yaşayıp bu görevlerinden dönme ve ihanet ihtimalleri de vardı. 

Aralarından Orta Dünya’ya ilk ulaşanlar Mavi Arifler (Ithryn Luin) olarak adlandırılan Alatar ve Pallando isimli Maiar’dı. Bu iki Maia, Valinor’da Oromë’nin mahiyetindelerdi. Oromë’nin en önemli özelliği, Elfler’in Uyanışı’nda onları bulmak için Orta Dünya’ya giderek onları arayan Vala olmasıdır. Nahar isimli bir atı olan Oromë, bir binici ve avcı olarak bilinirdi. Kötü yaratıkları ve canavarları avlayan Oromë, ormanları da çok severdi. 

Bir arketip olarak Orta Dünya’da bildiğimiz pek çok simgede Oromë’nin payı vardır. Rhûn Denizi olarak bilinen bölgenin çevresinde yaşayan öküzlerin Oromë’nin sığırlarının soyundan geldiği söylenmektedir. Bu öküzler Orta Dünya’daki diğer benzerlerinde daha vahşi ve daha zorlu hayvanlardı. Gondor’un ilk Vekilharcı olan Vorondil bu öküzlerden birini avlayarak, boynuzundan üflendiği zaman çok uzaklardan duyulan bir boru yapmıştır, ki bu boru Boromir’in taşıdığı ve Uruk Hai ile olan mücadelede kırılan boruydu. Oromë’nin isim anlamı da boru üfleyen ya da boruların sesi anlamına gelmekteydi. Atları ve binicilikleri ile ünlü Rohan halkı da, kendi özel yetiştirdikleri atlarının soylarının Oromë’nin Batı’dan getirdiği atlardan geldiğini söylerler. 

Bunların yanında Oromë’nin bir diğer ismi ise Ormanların Efendisi anlamına geldiği düşünülen Tauron’du. Bu kelimenin farklı versiyonları olan Tavron ve Tauros kelimeleri de orman kelimesi ile ilişkili anlamlara gelmekte ve Oromë için kullanılmaktadır.

Christopher Tolkien’in, Oromë’nin mahiyetindeki Maiar’dan elçiler seçilmesinin nedeni hakkındaki düşüncesi, Oromë’nin Orta Dünya’nın en ücra bölgelerinin bilgisine sahip olmasıdır. Onun mahiyetindeki bir Maia’nın seçilmesi bu nedenle isabetli bir seçim olacaktır. Oromë kendi mahiyetindeki Alatar’ı bu elçilik görevine uygun bulur, Alatar ise yine Oromë’nin mahiyetinde olan yakın dostu Pallando’yu bu görevde yanına almak ister ve bu da uygun bulunur.

Mavi Arifler hakkında yaygın olarak bilinen ve benim de önceki yazılarda değindiğim ilk hikayeye göre, Orta Dünya’ya varan bu iki arif, Saruman’la beraber Orta Dünya’nın doğusuna doğru yolculuk yaparlar. Saruman daha sonra Orta Dünya’nın daha iyi bildiğimiz kuzey-batı bölgesine dönse de, Mavi Arifler doğuda kalır. Sonrasında onlardan pek haber alınmaz. Fakat söylenceye göre Yüzük Savaşı’nda Düşman yok edildikten sonra Orta Dünya’da kötülüğün kutbu doğuda kurulan büyü merkezli kült inançlara kayar ve bu kültlerin kaynağı, görevlerine ihanet ederek doğu ve güney bölgelerindeki insanları etkileyen Mavi Arifler’dir. 

Ancak son dönemlerinde J.R.R. Tolkien bu hikayenin farklı bir versiyonunu bize sunmuştur. The Peoples of Middle-earth kitabında, Christopher Tolkien’in derlediği notlara göre, Tolkien Mavi Arifler’e ait bilgileri yenilemiştir. Bu notlara göre Mavi Arifler, İkinci Çağ’da Orta Dünya’ya ulaşmışlardır. Hatta onların İkinci Çağ’da Valinor’dan gönderilen bir elçi olan önemli bir karakter olan Elf Glorfindel’le beraber ya da yaklaşık aynı zamanlarda Orta Dünya’ya vardıkları söylenmektedir (İkinci Çağ’ın 1600 yılları civarı, yaklaşık Sauron’un Tek Yüzük’ü dövdüğü döneme denk gelmektedir.).  

Mordor’un doğusuna doğru yola çıkan Mavi Arifler bir daha Mordor’un batısına dönmemişlerdir. Doğudaki isimleri ise Morinehtar (Karanlık Katili) ve Rómestámo (Doğu Yardımı) olarak bilinir. İkinci Çağ’da Elf ve İnsan ittifakının Sauron’a karşı yaptıkları savaşta Sauron’un doğudaki hamlelerini bozmuşlardır. Sonrasında Sauron’un yerini bulmaya çalışsalar da başarılı olamamışlardır. Ancak Tolkien’e göre Yüzük Savaşı sırasında doğuda yaptıkları ile doğu kaynaklı güçlerin düzenini bozarak, bu bölgeden Sauron’un ordusuna gelen desteği ciddi manada eksiltmişlerdir; böylelikle Sauron’un orduları Yüzük Savaşı’nda sayı olarak kazanabilecekleri gücü kazanmamışlardır.


Mavi Arifler Doğuya Giderken © Ted Nasmith

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply