Istari: Orta Dünya’nın Arifleri – Bölüm 1

2

Ölümsüz Topraklar/Valinor, Orta Dünya’dan ayrıldıktan sonra dahi Manwë’nin bu dünyanın halkları için merhameti devam eder ve Sauron’a karşı yardım için, Maia sınıfından; Ainur’un Müziği’ne aşina olan kadim ruhlar arasından, Zaman’dan önce yaratılmış beş kişi seçilir: Saruman, Gandalf, Radagast ve Mavi Büyücüler/Arifler.

Sauron da esas olarak bu sınıftan olan ve daha önce Aulë’nin çırağıyken Melkor’u takip edip Ölümsüz Topraklar’dan ayrılmış bir Maia’dır. Sauron, Orta Dünya’nın Rabbi olmak iddiasını, Birinci Çağ’da Ar-Pharazôn’u bir paravan gibi kullanarak, daha sonra İkinci Çağ’da Mordor’da hakimiyetini ilan ederek, son olarak ise Üçüncü Çağ’da Mordor’daki iktidarını yenileyip Tek Yüzük’ün peşine düşerek sürdürür.

Saruman ve Sauron

Saruman’da da bir süre sonra Orta Dünya Hakimi/‘Rabbi’ olma iddiası açığa çıkar. Uzun süre “Güç Yüzükleri İlmi” ile ilgilendikten sonra Tek Yüzük’ün cazibesine kapılır. İlginç olan; Saruman’ın da Sauron gibi Aulë’nin çırağı olmasıdır ve her ikisinin de kaderi aynı bakış açısı çarpıklığı ve Yüzük İlmi üzerinden yoldan çıkmak olur.1

Sauron’un ordusu alt-yaratısını kendi yaptığı orklardan oluşurken Saruman’ın ordusu Uruk-Hai’lerdan oluşur. “Uruk” kelimesi de kara dilde “ork” anlamına gelir. Sauron’un orklarından daha uzun ama yine de insandan daha kısa boyludurlar. Bu yönüyle Aulë’nin alt-yaratısı olan cüceleri akla getirirler, ancak orklar uyanmadan ele geçirilmiş elflere yapılan türlü eziyetler sonrası onların ruhunun ışığı çalınarak üretilirken; bir yönüyle elflere duyulan nefretten doğarken, cüceler tam ters olarak; elflere duyulan sevgi ve onların Orta Dünya’ya gelişlerine duyulan sabırsız bekleyişin ürünü olarak ortaya çıkmışlardır. 

Aulë, elfleri Ainur’un Müziği’nde sezer ve henüz onlar uyanmadan onlara karşı içinde bir sevgi besler; zamanla bu sevgi sabırsızlığa dönüşür ve cücelerin yaratılmasına sebep olur. Böylece Aulë, diğer Valar’ın yapmadığını yapmış, aşk ve sabırsızlık sonucu da olsa Eru’nun kabulü olup olmadığını bilmeden onun yaratısı ile mücadeleye girecek bir türün alt-yaratısını sunmuş olur. 

Aulë’nin çırakları olan Saruman ve Sauron’da ise bu sanatın düşmüş, çürümüş bir versiyonunu görürüz. Aulë’nin alt-yaratısının kaynağı aşk, çıraklarının alt-yaratılarının kaynağı nefret olsa da şekilsel olarak ve Eru’nun onayına başvurmadan hareket etmek yönüyle ortaktırlar.

Gandalf

Gandalf, Orta Dünya’ya girerken ruhuna kıyafet olarak orta boylu ve biraz da kambur duruşlu bir ihtiyar görünümünü seçer. Bilgeliğin bazı işaretleri ve ruhunun ışığını yansıtan pencereler hükmünde gözleri varsa da bunlar ancak irfan sahibi kimselerin dikkatini çekecek özelliklerdir. 

Gandalf başlangıçta Istari sıralamasında ikincidir, ancak tevazu sıralamasında birincidir. Maiar’ın en yücesi makamına yükselirken gücün yolunu tercih etmez. “Hobbit İlmi” ile bilinir ve bundan dolayı Saruman tarafından hor görülür. Saruman, daha faydalı gördüğü “Yüzük İlmi” ile uğraşmıştır.

Görüntünün aldatıcı olduğunun Orta Dünya’daki misali Gandalf’ın şahsında ve işlerinde görülür. Tolkien, büyük sanatkarlığını Gandalf’ın planı ile yansıtmıştır. Bu planın tek cümlelik özeti, birkaç hobbitin hem Saruman’a hem de Sauron’a galip gelişidir.

Bir sinek bir kartalı salladı urdu yere,
Yalan değil gerçektir ben de gördüm tozunu.

Yunus Emre

1..Orta Dünya’da bilgi ve güç ilişkisi dikkate alınması gereken bir konudur. Güç Yüzükleri, temel olarak bilgi ve sanattaki hüner ile ortaya çıkan ve güç devşirmenin aracına dönüşebilen mahiyettedirler. Orta Dünya’nın ilk çağlarında ve özellikle ikinci ve üçüncü çağın dönüşlerinde, önce Sauron sonra Saruman, bilgi ve hünerleri ile güç şehvetine yönelirler. Hem bu yönelimlerin çağların sonunda belirginleşmesi hem de Yüzüklerin Efendisi’nin eskatolojik sembollerle (ahirzamana/günlerin sonuna ait) lebaleb dolu olması, Tolkien’in Yeryüzü/Orta Dünya Efendiliği/Rab’liği iddiası gibi bir iddiayı doğrudan bilgi ile ilişki içinde gördüğüne işarettir. Aynı bu şekilde İslam Eskatolojisi’nde de “Süfyani Deccal” olarak bilinen ve daha çok Saruman ile paralellik kurulabilecek bir karakter vardır ki hadislerde “ilim ile yoldan çıktığına” dair bahisler bulunur.

Efsane-i Tolkien’de (Tolkien’s Legendarium) arketipik açıdan da güç ve bilgi ilişkisi önemini hissettirir. Manwë ve Melkor, Eru’nun zihninde Valar’ın en ulularıdır; güç ve bilgi açısından da birbirine denktirler. Onlar anılırken güç ve irfanları/bilgileri birbirinden ayırtedilmeksizin geçer. Ayrıca Valar’ın kudretiyle girişeceği ihya işlerinden önce bu işlerle ilgili bir önbilgisi vardır. Bu bilgiyi Ainulindalë’de görmüş ve Müzik sürdükçe irfan yönünden de gelişmişlerdir.

Paylaşın.

Yazar Hakkında

2 yorum

  1. Saruman ile Sauron’u aynı gözlükle görebilir miyiz acaba? Saruman’ın ölümü, Frodo ile Smeagol, Gandalf ile Morgoth’un ölümlerine benziyor. Ork’lar, Sauron’un askeriyken Saruman’ın kontrolünde gibi gözüküyor bu makaleyi okuyunca. Güzel bir açılama teşekkürler..

  2. Ömer Faruk on

    Valar-Maiar ilişkileri ilginçtir. Her Valar kendi maiasına kendi ilminden bir şeyler aktarmıştır. Bu bağlamda Manwe ve Melkorun ilimlerinin 3. Çağdaki yansımasında Gandalf ve Sauron bu iki ilmi temsil eder. Manwe’nin öne çıkan irfanı ise sezgisel olarak Eru’yu en iyi anlayan olmasıdır. Bu ilmin yansımasını Gandalf üzerinden şu sözlerde görebiliyoruz.
    “Ben de Gollum’un ölmeden önce iyileşeceğini pek ummuyorum, ama bir şansı hep var. Sonra o, Yüzük’ün kaderiyle bağlanmış. Gönlüm bana, bu iş bitmeden onun da ister iyi yönde olsun, ister kötü, mutlaka bir rol oynayacağını söylüyor; o an geldiğinde Bilbo’nun acıma duygusu birçok kişinin -en başta da senin- kaderine hükmedecektir. Her halükarda, onu öldürmedik…”
    Gönlünün sesini duyarak/ilhami dinleyerek Gollum’u öldürmekten vazgecildi ve nihayetinde son anda Gollum vesilesi ile yüzük/Sauron yenildi. Yani gönlün sesi/ilham vesilesi ile düşman alt edildi. Bunu Manwe’nin Melkor’a üstünlüğü gibi okumak da mümkün. Güzel makaleniz için teşekkürler. Sutu Bogda ekibinin de ilhami bol olur inşallah.

Leave A Reply