Istari’nin Geçmişi / Maiar’ın En Bilgesi (Arifi)

0

Hem Valar (Vala’nın çoğulu) hem de Maiar (Maia’nın çoğulu) Arda’ya intikal etmeden, Zaman’ın başlamasından önce Ainur (Ainu’nun çoğulu) olarak anılmaktadır. Arda’ya intikallerinin ardından kendilerine bahşedilen güçleri uyarınca Valar ve Maiar olarak iki farklı sınıfta anılmışlardır. Her bir Maia, genellikle bir Vala’nın mahiyetinde bulunurlardı. Muhtemelen bu durum onların ruhani yetkinliklerine ve yatkınlıklarına göre kendiliğinden oluşmuştu. Belki de Ainur’un Müziği sırasında bu ruhsal eşleşme zaten gerçekleşmişti.

“Istari’nin Geçmişi” başlıklı yazıların ilki olan “Mavi Arifler” yazısına bu paragraf ile başlamıştım. Bir hatırlatma olması açısından bu yazının başında da bu bölümü alıntılamayı uygun buluyorum. “Istari’nin Geçmişi” başlıklı yazılarda, Istari’nin Valar ile olan ilişkilerine de değinmeye özellikle dikkat çekmeye çalıştım, çünkü tüm bu bilgiler ışığında, en önemli konularımızdan biri olduğunu düşündüğüm “Gandalf’ı anlamak” kavramının bizlere daha fazla açılacağını düşünüyorum. 

Bizlerin Gandalf ismi ile tanıdığı Olórin de, tüm diğer Maiar gibi bir Ainu olarak Ainur’un Müziği öncesinde, zamansız ve mekansız olan Eru’nun huzurunda yer almıştı. Zaman’ın başlangıcı ile beraber Arda’ya inen Ainur’dan birisi olan Olórin, diğer Istari’den farklı olarak birden fazla Valar ile yakın ilişkide olup, onların himayesinde pek çok konuya hakimiyeti olan bir varlık haline gelmişti. Kendisine neden “Maiar’ın en bilgesi” dendiğini tam olarak bilemiyoruz. Valar ile olan ilişkisinin diğer Maiar’dan farklı olmasının bu tanımın bir sebebi olduğunu düşünebiliriz. Fakat diğer yandan Zaman’ın başlangıcından evvel kendisinin Eru’nun huzurundaki hali ile ilgili pek bilgimiz bulunmuyor. Bu nedenle kendisinin bu bilge/arif halinin tam sebebini de söylemek pek kolay değil. Ancak bu hal gören gözler için o kadar belirgindir ki, kendisi Valinor’dan Gri Limanlar’a geldiğinde Círdan bu hali hemen farketmiştir:

…içlerinde kıdem bakımından en alt basamakta olduğu anlaşılan ve boyca diğerlerinden daha kısa olan sonuncusu ise, ileri yaşı dolayısıyla daima bir değneğe yaslanarak yürüyen gri sakallı ve gri elbiseli biriydi. Fakat Círdan, daha Gri Limanlar’daki ilk karşılaşmalarında, beş bilge (arif) içinde en büyük ruh gücüne ve de zekaya sahip olanın griler içindeki bu gösterişsiz ihtiyar olduğunu sezinlemiş ve ona derin bir saygıyla yaklaşarak Kızıl Narya olarak da tanınan Üçüncü Yüzük’ü onun himayesine bırakmıştı.

J.R.R. Tolkien / Bitmemiş Öyküler / Istari

Olórin, Valar arasından Manwë, Varda, Irmo ve Nienna’ya hizmet etmiştir. Bu dört Valar’ın özelliklerinin yansımalarını hikayeler boyunca Olórin’de görebiliriz. Rüzgar ve gökyüzü ile ilişkili olan, Valar’ın Kralı Manwë, Eru’ya en yakın olan ve onun zihnini en iyi anlayan varlıktır. Bunlardan da öte kibar, merhametli ve kendi kudretinin büyüklüğüne önem vermeyen bir yöneticidir. Hikayelerde gördüğümüz Kartallar, Manwë’nin emrindedirler. 

Varda ise Manwë’nin eşi, Valar’ın Kraliçesi’dir. Işık, Varda’nın emrindedir. İki Lamba’yı ışıkla dolduran, İki Ağaç’ın ışıklarının kaynağını sağlayan ve dolayısıyla Güneş ve Ay’ın ışıklarının kaynağı Varda’dır. Elfler’in uyanışının öncesinde karanlık Arda’nın gökyüzünü yıldızlarla dolduran da Varda’dır. 

Irmo, kardeşi Namo ile beraber ruhların efendisidir. Görüler ve rüyalar Irmo’nun asıl etki alanlarıdırlar. Nienna ise Irmo’nun kız kardeşidir. Nienna, yas, merhamet ve şefkat kavramları ile ilintilidir. Gri başlıklı bir cübbesi olan Nienna’yı dinleyenler, kötülüğün Arda’ya verdiği zarar için yas tutan bu Hanım’ın irfanından faydalanarak sabır, merhamet, şefkat ve dayanma gücünü öğrenirler.

Devam edeceğiz…


“Gandalf” İllüstrasyonu © Sebastian Giacobino

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply