Yüzükler Hakkında – Bölüm 5 / İnsanlar – Bölüm 2

0

Metnin Aslı

“Nine for Mortal Men doomed to die”

(The Lord of the Rings, Epigraph)

Çevirisi

“Dokuz Yüzük Ölümlü İnsanlar’a, ölecekler ne yazık,”

(Yüzüklerin Efendisi, Epigraf, Altıkırkbeş Yayınları Çevirisi)

Epigrafın İngilizce’sinde “doomed to die” olarak geçen ve Türkçe’ye de “ölecekler ne yazık” şeklinde çevrilen bölüm, ölümün insanlar için olumsuz bir yazgı olduğu izlenimini vermektedir. İnsanlar tüm ırklara göre daha kırılgan, hasta olan ve yaşlanan bir ırktır. Ancak dikkat edilmesi gereken şey bu tabirin Tek Yüzük üzerinde oluşu ve bu epigrafın yüzüğü yapan kişinin, yani Sauron’un, gözünden yazıldığıdır. Aslında Ilúvatar’ın ikinci çocukları olan insanların hastalık, yaşlılık ve ölüm ile sarmalanmış hayatları ve akıbetleri sadece Sauron için değil neredeyse tüm Orta Dünya halkları için muammadır. Bu farklılığı olumsuz olarak kullanarak insanların yüzlerini, onlara “çocuklarım” diyen Ilúvatar’dan çevirmek üzere kışkırtmak için hem Sauron’un hem de onun efendisi olan Melkor’un çok kullandığı bir argümandır.

Halbuki ölüm, mahiyeti Orta Dünya halklarının irfanının ötesinde, anlaşılmayan bir hakikattir; Elfler Orta Dünya’ya bağımlı bir ırktır, öldüklerinde Valinor’da, Mandos’un Salonları’nda Son Savaş’ı bekleyeceklerdir. Cüceler de kendileri için benzer bir son olduğunu düşünürler. Ancak İnsanlar için ölümün ötesi bilinmezdir. Bu bilinmezlik, Ilúvatar’ın “çocuklarım” hitabına mazhar olan ve Ilúvatar’a teslim olan insanlar için rıza gösterilmiş bir sondur. Ancak bir çok insanın düşüşü de bu nedenle olmuştur.

Ölüm, Ilúvatar’ın yalnız insanlara bahşettiği bir hediyedir. Bu hediye, İnsanların kendileri dışında her şeyin yazgısını belirleyen Ainur’un Müziği dışında kalabilmelerine, yazgılarını bu müzikten bağımsız bir biçimde şekillendirebilmelerine olanak verir. Ainur’un Müziği, Arda’yı ve içindekileri bağlarken İnsanlar’ın Hediyesi onları Arda sınırları dışına çıkabilmeye fırsat sunar. Bu durum Elfler ve İnsanlar arasında karşılıklı bir gıpta haline sebep olmuştur. Elfler, Orta Dünya ya da Arda yaşlandıkça onun tüm üzüntülerini üzerlerinde taşırken İnsanlar görece kısa hayatlarında bunu yaşamazlar. Elfler’in bu tazelenememe hali onların, mahiyetini bilmeseler de İnsanlar’a ve Ilúvatar’ın onlara olan hediyesine gıpta etmelerine yol açmıştır. Diğer yandan İnsanlar da Elflerin uzun hayatlarına, Arda ile olan ilişkilerine ve onların görece ölümsüz hallerine gıpta etmişlerdir.

“The Doom (or the Gift) of Men is mortality, freedom from the circles of the world. Since the point of view of the whole cycle is the Elvish, mortality is not explained mythically: it is a mystery of God of which no more is known than that ‘what God has purposed for Men is hidden’: a grief and an envy to the immortal Elves.” (Letter 131, Letters of J.R.R.Tolkien, Humphrey Carpenter)

“İnsanlar’ın Laneti (ya da Hediyesi) ölümlülüktür, dünyanın döngülerinden özgür olmaktır. Tüm döngünün bakış açısı Elflere göre olduğu için, ölümlülük efsane olarak açıklanmamıştır: Tanrı’nın bir gizemidir, daha fazlası bilinemeyen ’Tanrının İnsanlar için muradı saklıdır’: ölümsüz Elfler için bir yas ve gıptadır.” (131. Mektup, J.R.R.Tolkien’in Mektupları, Humphrey Carpenter)

Özellikle İnsanların Elflere gıpta edişlerini kullanan Melkor ve Sauron, onların bu halini kolayca kıskançlığa dönüştürüp onları ölümsüzlüğü elde edebilecekleri sanrısına sokmuştur. Büyük insan krallığı Númenor’un sonu da böyle gelmiştir. Bu nüansı anlayan ve buna rıza gösteren Númenor kralları, zamanı geldiğinde kendilerini ölüme teslim etmeyi bir irfan bilmişlerdir. Onların soyundan gelen Aragorn da, Yüzük Savaşı’nın ardından hüküm sürmüş ancak zamanı gelince ölüme teslim olmuştur. Bu bahis Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin son kitabının ek bölümlerinde bulunabilir.

Númenor kıtasının sular altında kalışı

Númenor kıtasının sular altında kalışı

Melkor’un ve sonrasında halefi Sauron’un en temel silahı, Ilúvatar’ın Hediyesi olan ölümü insanlara bir lanet gibi göstermeye çalışıp onları özellikle Elfler ve Valar’a karşı kışkırtmak olmuştur. Bu nedenle epigrafta geçen “doomed to die” yani şiirdekinden farklı bir biçimde tam çeviri yaparsak “ölümle lanetlenmiş” tabirinin kışkırtmaya yönelik bir tabir olduğu daha net anlaşılacaktır. Bu silahın işleyişini yine ölüme teslim olan büyük kralları gördüğümüz Númenor’da görürüz. Sauron, Númenor’a esir olarak gelip zamanla kralların danışmanı/veziri mertebesine çıkmıştır. Bu mertebeye çıkarken de onları olabildiğince ifsad etmiş, Melkor’a tapınma kültünün Númenor’da yaygınlaşmasını sağlamıştır. Son kral olan Ar-Pharazon bu etkinin altında en çok kalan kraldır.

Gücünün zirvesinde olan Númenor krallığında, insanlar için ölüm bir muamma olarak kalmıştır. Ölüm korkusu genel bir korkudur. Sauron’un da fısıltılarıyla, Elflerin ve Valar’ın ölümsüzlüğüne karşı duyulan kıskançlık sonucu, kral Ar-Pharazon, insanlara yasak olduğunu bildiği halde Ölümsüz Topraklar olan Valinor’a ulaşmaya çalışmıştır. İnancı, ölümsüzlüğün kaynağının Valinor oluşu ve Valar ile Elflerin bunu İnsanlardan sakladığı yönündedir. Tabi bu fikirde Sauron’un da etkisi gözardı edilemez. Bu girişimlerin sonucu Númenor adası batmış, kaçmayı başaran “sadıklar” dışında herkes adayla birlikte sulara gömülmüştür. Görüldüğü gibi, Ilúvatar’ın Hediyesi olan ölüm, aslında insanların teslimiyet konusunda tereddütleri nedeniyle bir lanet haline gelmiştir. Belirttiğimiz gibi Melkor’un ve Sauron’un yadsınamaz etkileri olsa da asıl sorun, İnsanlar’ın bunu kabullenemeyişleridir. Bu kabullenemeyiş, İnsanların düşüşünün de sebebi olmuştur.

Sauron, yüzükleri yaparken de bu zaafın tamamen farkındaydı. Númenor’da geçirdiği zaman süresince insanları nasıl ifsad edeceğine dair edindiği tecrübe çok önemliydi. İnsanlara verilen bu yüzüklerin en önemli yanları, taşıyıcılarına uzun bir hayat sunmalarıydı. 9 insan Sauron’un bu hilesine kanarak, ancak onun hükmü altında varolabilen Nazgûl haline gelmişlerdir. Bir sonraki yazıda Nazgûl’ü detaylı inceleyeceğiz.


Númenor’un Çöküşü İllüstrasyonu © John Howe

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply