Yüzükler Hakkında – Bölüm 4 / İnsanlar

0

Metnin Aslı

“Nine for Mortal Men doomed to die”
(The Lord of the Rings, Epigraph)

Çevirisi

“Dokuz Yüzük Ölümlü İnsanlar’a, ölecekler ne yazık,”
(Yüzüklerin Efendisi, Epigraf, Altıkırkbeş Yayınları Çevirisi)

İnsanlar, Elfler’le beraber Orta Dünya’da, Ilúvatar’ın Çocukları olarak adlandırılan iki ırktan biridir. Orta Dünya’da Elfler’den sonra uyandıkları için, İkinci Doğanlar olarak adlandırılırlar. Elfler Orta Dünya’ya bağlı ve ölümsüz bir ırktır, öldürülebilirler ancak hastalık ya da yaşlılık onları etkilemez. İnsanlar ise hastalık ve yaşlılık ile imtihanları olan ve sonunda ölümü tadan bir ırktır. Öldürülen Elfler, Orta Dünya ya da daha doğru tabirle Arda’dan ayrılmazlar, Valinor’da Mandos’un Salonları’nda Son Savaş’ı beklerler. İnsanların akıbeti ise belirsizdir.

Elfler, ilk uyandıklarında Güneş ve Ay henüz yoktu. İlk gördükleri ise yıldızlar olmuştu. Bu nedenle yıldızlarla aralarında özel bir ilişki vardı, yıldızların yapıcısı olan ve Valar’dan biri olan Varda’ya özel bir ilgi beslerlerdi. İnsanlar ise Birinci Çağ’ın başında, Güneş’in altında uyanmışlardı. Güneş’in ilk çıkışı Elfler için de İnsanlar’ın uyanışının habercisiydi.

Bu uyanışta büyük düşman Morgoth da tetikteydi. Ve denir ki İnsanlar’a ilk ulaşan Morgoth olmuştu. Kendisini onlara, hediyelerle ve sözde iyiliklerle sevdirdi ve onları baştan çıkardı. İnsanlar Ilúvatar’dan yüz çevirdi. Ancak bir süre sonra İnsanlar’ın bir bölümü Morgoth’un asıl niyetini farkederek ondan kaçtı. Elfler’in Atani ya da Edain dediği Elf dostu İnsanlar’ın ataları oldular. Edain’in 3 hanedanı Birinci Çağ boyunca Elfler ile beraber Morgoth’a karşı savaştı. Beren gibi, Tuor gibi çok farklı ve tarihi değiştiren kahramanlar çıkardılar.

Arnor ve Gondor Kralı ve Aragorn'un atası Elendil

Arnor ve Gondor Kralı ve Aragorn’un atası Elendil

İkinci Çağ’da ise Elrond’un İnsan kaderini seçen kardeşi Elros ile beraber İnsanlar’ın bir bölümü Númenor adasına yerleşti. Elros’un soyundan krallar tarafından yönetilen Númenor, Orta Dünya’nın Elf Kralı Gil-Galad ile çok iyi ilişkiler kurdular. Ancak Yüzüklerin Efendisi Sauron’un sahneye çıkışı Númenor’un da sonunu getirdi. Sauron bir esir olarak getirildiği Númenor’da kralları fikirleri ile zehirledi. İlmi ile onları etkisi altına aldı, sonunda Ar-Pharazôn döneminde Númenorlular, Valinor’a ve Valar’a savaş açtılar. Sonuç ise Númenor’un sulara batışı ve bu büyük krallığın yıkılışı oldu.

Númenor’dan kaçan ve Elros’un soyundan gelen bir grup Orta Dünya’ya ulaştı. Onlar Sauron’un zehirli dilinden etkilenmeyenlerdi; bilakis onu bir düşman olarak görüyorlardı. Başlarında Elendil’in olduğu bu gruba “Sadıklar” denildi. Sadıklar Númenor’dan getirdikleri ilim ve irfan ile iki yeni krallık kurdular. Bunlar Arnor ve Gondor krallıklarıydı. Bunun dışında Númenor’un daha önce Orta Dünya’da kurdukları koloniler de vardı. Sonrasında ise Yüzüklerin Efendisi hikayesine temel olan Sauron’un geri dönüşü ve Arnor’un yıkılışı meydana geldi. Gondor artık, Sauron’un krallığı Mordor’un sınırında bir uç krallıktı.

Hızlıca anlattığımız İnsan ırkına ait bu hikayede atladığımız önemli noktalar muhakkak var. Ancak İnsan ırkının temel özelliklerini anlatabileceğimiz ortak noktalar da bulunuyor. Farkedileceği gibi, İnsanlar İlk Çağ’da Morgoth’a, İkinci Çağ’da ise Sauron’a topluca aldanmışlardı. İki durumda da ortak olan şey, nispeten daha ufak bir grubun hakikati anlayıp, “hicret” ya da “firar” olarak tabir edebileceğimiz bir biçimde kitlenin içinden ayrılışıdır. Kadim bir ağaçtan kalan yeni bir sürgün gibi bu “muhacir” grup, yeni bir yurt edinip palazlanmış ve karanlığa karşı savaşmaya devam etmişlerdir. Bir diğer deyişle Ilúvatar’ın Çocukları olma payesinin namusunu kurtarmışlardır.

Ilúvatar'ın insanlara hediye olarak verdiği ölümü tadan Aragorn ve ölümsüz aşkı Arwen

Ilúvatar’ın insanlara hediye olarak verdiği ölümü tadan Aragorn ve ölümsüz aşkı Arwen

İnsanların bu karanlığa karşı bu kadar kırılgan ve kandırılır olmasının sebebi, ölümlü oluşlarıyla barışık olmamalarıdır. Ölümsüz olma ya da Elfler gibi olma ihtimali onları her zaman heyecanlandırmıştır. Ancak ölüm insanlara Ilúvatar’ın bir hediyesidir. Tolkien’in evreninde ölüm için “İnsanların Hediyesi” tabiri kullanılmaktadır. Elfler ölümsüz olmalarına rağmen Arda’ya bağlıdırlar, hayatları Arda ile sınırlıdır. Ancak insanlar öldüklerinde Arda’nın sınırlarından ve dertlerinden azledilirler. Silmarillion’da bu kısım şu şekilde anlatılır:

“(Ilúvatar konuşur) ‘…Ama Atani’ye (İnsanlara) yeni bir ihsan bahşedeceğim.’ Böylece İnsan yüreklerinin dünyanın ötesini arzulamasını ve dünyada huzur bulamamasını, ama dünyanın tüm güçleri ve fırsatları arasında, diğer her şeyin yazgısı olan Ainur’un Müziği’nin ötesinde, hayatlarına biçim verecek bir erdeme sahip olmalarını; her şeyin biçimde ve harekette tamamlanmış olarak onların elinden çıkmasını, dünyanın da en sonuncusuna ve miniciğine kadar tamamlanmasını buyurdu.

Ama Ilúvatar İnsanların dünya güçlerinin kargaşasının ortasında sık sık yoldan çıkacağını, yeteneklerini uyum içinde kullanamayacaklarını biliyordu…” (Günlerin Başlamasına Dair, Silmarillion, Altıkırkbeş Yayınları Çevirisi)

Ölüm İnsanlar için Ilúvatar’ın bir ihsanı olsa da İnsanlar bunu tam anlayamadılar. Aslında İnsanlar dışında ne Güçler/Valar ne de Elfler bu durumu tam olarak kavrayabildiler. Hatta İnsanları yapı olarak Melkor’a daha yakın görüyorlardı. Ölüm ve dünya ötesine olan aşk ihsan edilen İnsanlar, her zaman buna uygun davranmadılar; bilakis çoğunlukla ölümü bir eksiklik, dünya ötesine olan aşkı ise Arda’ya olan aşk gibi algıladılar ve Elflere gıpta ettiler. Ölümün hediye oluşunu anlamayarak onu bir “lanet” olarak gördüler. Bu ölümsüzlük arayışı kötülüğün insana musallat olmasına bir menfez açmış oldu.

“Fakat şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edep yerlerini açığa çıkarmak için vesvese verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: ‘Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir’ diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine dair yemin üstüne yemin etti.” (Araf Sûresi 20-21)

Şeytan’ın Adem (a.s.)’ı kandırma argümanı ile Melkor’un ya da Sauron’un insanlara yaklaşımı benzerdir. Şeytan “Melek gibi olmak ve ölümsüzlük” teklif ederken, Tolkien evreninde İnsanlar’ın en büyük arzusu Elfler’e benzemek ve ölümsüzlüktür. Sauron’un kandırdığı Númenor Kralı olan Ar-Pharazôn’un Valinor’a açtığı savaşın argümanı da Valinor’u ele geçirip ölümsüz olmaktır. İnsanların çok defa benzer argümanlarla kandırılması, onları Sauron için kolay bir hedef haline getirmişti. İnsanların zayıflığı onun için apaçık ortadaydı. Yüzükler İnsanları bir defa daha kandırmak için önemli bir enstrüman olacaktı.


Not: Bir sonraki yazı – İnsanlara verilen yüzükler ve Nazgul

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply