Valar’dan İnsanlar’a

0

Efsane-i Tolkien’i (Tolkien’s Legendarium) Silmarillion’dan başlayarak kronolojik sırayla okuduğumuzda, Ainur ve Valar ile başlayan, ardından da Elfler’in hikayeleri ile süren seri, Orta Dünya hakimiyeti tamamıyla İnsanlar’a geçtiğinde sona ermektedir. J.R.R. Tolkien’in Yüzük Savaşı sonrası hakkındaki notları çok fazla değildir ve hikayenin bundan sonrası açık kalmıştır. 

Bir diğer perspektiften baktığımızda ise Eru Ilúvatar ile zamanın ve mekanın henüz yaratılmamış olduğu bir noktada muhatap olan Ainur-Valar, Efsane-i Tolkien’in kronolojik akışı sürdükçe daha da dışarıda kalmışlardır; etkileri daha da azalmış gibidir.

Başlangıçta Elfler’in bile katılmadığı bir Valar Melkor mücadelesi varken, bu mücadele önce Elfler ile Melkor arasında olmaya devam etmiş, ancak son noktada Valar’ın müdahalesi gelmiştir. Melkor’un Arda’nın dışına atılmasının ardından kötülük kutbu Sauron olmuş, Sauron’un mücadelesi ise temelde İnsanlar ile olmuştur. Son İttifak kurulduğunda Sauron’un Tek Yüzük’ü alınmıştır ve bu savaşta İttifak’ın bir tarafı da Elfler’dir, fakat Sauron ile son mücadele olan Yüzük Savaşı temelde İnsanlar’ın mücadelesi haline gelmiştir. Yüzük Savaşı sonrası da bilindiği gibi İnsanların Çağı olarak adlandırılmıştır. 

Sonda söyleyeceğimi başta söylemek gerekirse, aslında Valar’ın İnsanlar’a olan yardımı gün gibi ortadadır. Yüzük Savaşı’nın sonunda Manwë’nin Kartalları savaşa müdahale etmişler ve savaşın en azından maddi seyrini değiştirmişlerdir. Bu nedenle şunu söyleyebilirim ki, Valar’ın İnsanlar’a, Elfler’e olduğu kadar görünür olmasa da önemli yardımları olmuştur. 

Yine de Valar’ın İnsanlar’a karşı hissedilir bir mesafesi olduğunu göz ardı edemeyiz. Bu mesafenin sebebi ise üzerinde çok durduğum Simarillion’un Ainulindalë bölümünde bize aktarılmıştır. Okuyanların hatırlayacağı gibi, Ainur önce Ulu Müzik’i icra etmiş, ardından da bu Müzik’in cisimleşmiş hali onlara Ilúvatar tarafından gösterilmiştir. Ainur, bu vizyonu seyredip Arda’nın tarihini müşahade ederken, müzik kesildiği gibi görüntü de kesilmiştir. Görüntünün kesildiği yer ise, artık Elfler’in hakimiyetinin azaldığı, buna karşın İnsanlar’ın hakimiyetinin yerleştiği çağdır. Bundan sonrası Ainur ve daha sonrasında Arda’ya inen Valar için bilinmezdir.

Ve bazıları der ki, görüntü İnsanlar’ın Hakimiyeti gerçekleşip, İlkdoğanlar’ın sönükleştiği dönemde kesilmiştir, bu sebepten, Müzik tamamlanmış olsa da, Valar Sonraki Çağlar’ı ya da Dünya’nın Sonu’nu görüntüde görememişlerdir.

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Ainulindalë

Bu manada, İnsanların Çağları Valar için Müzik’te belki vardır, fakat bu müziğin cisimleşmiş hali onlar için bilinmezdir. Bu bilinmezlik Valar’ı sanki çekingen kılmıştır diyebiliriz. Yine de Kartallar, Valar’ın İnsanlar’a tek yardımı değildir. Hikayeyi göz önüne getirirsek, hem Hobbit’de hem de Yüzüklerin Efendisi’nde Kartallar, sebepsiz bir biçimde hikayeye girmemişlerdir. Onların hikayeye dahil oldukları her durum Gandalf vesilesi ile olmuştur. Bu tespit arkasından diğer bir soruyu da getirmektedir; peki Gandalf’ın özelliği nedir?

Gandalf ve Manwë’nin Kartalları'nın Lideri Gwaihir

Gandalf ve Manwë’nin Kartalları’nın Lideri Gwaihir

Valar, içinde Gandalf’ın da bulunduğu, Istari olarak bilinen beş arifi Valinor’dan Orta Dünya’ya, Üçüncü Çağ’da göndermiştir. Bu arifler sırasıyla Gandalf, Saruman, Radagast ve adlarını bilmediğimiz ve Mavi Arifler olarak adlandırılan diğer iki ariftir. Orta Dünya’da arif olarak tanınan bu kişiler, hattı zatında birer Maia’dırlar. Görevleri ise Orta Dünya’daki halklara umudu yaymaktır. Mavi Arifler’in akıbeti hakkında net bir bilgimiz yoktur. Bilindiği gibi Saruman bu görevden yüz çevirmiş ve Elfler’in sönükleştiği bu dönemde Orta Dünya’dan pay sahibi olmak isteyerek bozulmuştur. Radagast ise kendi üzerine düşen görevi belirli bir nispette yerine getirmiştir denilebilir. Bu arifler arasında görevine en sadık kalan hepimizin bildiği gibi Gandalf olmuştur. Bütün halkların tanıdığı bir gezgin olarak, uyuyan düşmanın uyanışını beklerken boş durmamış, Orta Dünya’nın halklarını geleceği bilinen bu güne hazırlamaya çalışmıştır.

Asıl ismi Olórin olan Gandalf Valaquenta’da (Silmarillion’un ikinci bölümü) şu sözlerle kısaca anlatılmıştır:

Maiar’ın en bilgesi Olórin’di. O da Lórien’e yerleşmişti, ama yolu onu sık sık Nienna’nın evine götürürdü, ondan merhameti ve sabrı öğrendi. 

…Ama o hikaye Olórin hakkında bir şey anlatmaz; çünkü Elfleri sevmesine rağmen, onlar arasında görünmeden veya onlardan biri biçiminde yürür ve onlar, kalplerine koyduğu bilgelik fısıltılarının veya güzel düşüncelerin nereden geldiğini bilmezlerdi. Sonraki günlerde Ilúvatar’ın Çocukları’nın tümünün dostu oldu, onların üzüntülerine merhamet götürdü; onu dinleyenler üzüntüyü bırakır ve karanlığın imgelerini bir tarafa koyarlardı.

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Ainulindalë

Gandalf merhameti sayesinde, bence Valar’ın öngörmediği bir biçimde, en vasıfsız halk gibi görünen Hobbitler’e bile yakın oldu. Böylece Sauron’u deviren yol açılmış oldu. Gandalf, Balrog ile olan mücadelesinin ardından öldü ve Eru Ilúvatar’ın müdahalesi ile daha üstün bir biçimde geri döndü; yeniden dirildi. Bu geri dönüşte Valar’ın müdahalesi hiç yoktu. 

Biraz spekülasyon yaparsam, İnsanlar’ın Çağı, Valar’ın bu döneme ait irfanlarının noksanlığı nedeniyle etkilerinin sınırlandığı bir dönemi başlatmıştı. Gandalf’ın geri dönüş şekli Ilúvatar’ın çocuklarına olan yardımının, desteğinin mahiyetinin ve keyfiyetinin değiştiğinin bir göstergesi olarak anlaşılabilir.


‘Gwaihir Gandalf’ı Orthanc’dan Kurtarır’ İllüstrasyonu © John Howe

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply