Tolkien’in Zaman’ı – Bölüm 35

0

Bu yazı dizisindeki yazılar Verlyn Flieger’in A Question of Time isimli kitabından faydalanılarak ve kitap içerisindeki konu sırasına uyularak yazılmıştır.


…Bu büyük hikayelerden bazılarını tamamıyla resmedebilecektim, ama çoğunu da kabaca çiziktirip taslakta yerine koyacaktım. Döngüler görkemli bir bütüne bağlı olmalıydı ve yine de diğer zihinlere ve ellere serbestiyet tanımalıydı…

J.R.R Tolkien’den Milton Waldman’a hitaben / Tolkien’in Mektupları

Verlyn Flieger, son 34 yazıda takip ettiğim kitabı olan A Question of Time’ın son bölümünün (epilog) başına yukarıdaki alıntıyı koymuştur. Bu alıntıyı anlamlandırmak için aslında bakılması gereken eser, yine J.R.R. Tolkien’in yazdığı Yaprak Çizen Niggle hikayesidir. Bu hikayede kocaman bir resmi tamamlamak için az zamanının kaldığını düşünen, fakat yine de kibarlık ya da detaylara takılma gibi sorunlar nedeniyle yapması gerekene odaklanamayan Niggle karakterini tanırız. Niggle karakteri Tolkien’in kendisinin bir yansıması gibidir; bunu hikayeyi okuyanlar daha iyi anlayacaklardır. Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi kitaplarını bir kenara koyup, Tolkien’in ardında bıraktığı mirasa baktığımızda gördüğümüz şey, bitmemiş ya da yarım kalmış onlarca eser olacaktır. Ancak bu durum belirli oranda müşkülpesentlik içerse de, kesinlikle bir maymun iştahlılık içermemektedir. Çünkü bu yarım kalma hali, bir konu hakkında bir şeyler karalayıp bir kenara atma gibi değil, bir eser hakkında alınan notları ve yazılan birden fazla versiyonu tanımlamaktadır. Örneğin kendi ölümünden sonra yayınlanan Silmarillion için, “Eğer yaşasaydı metinde değişiklik olmazdı; şu anda bildiğimiz metin son versiyondur,” diyemiyoruz.

Girişte alıntıladığımız sözde de Tolkien’in kendi çabasını tanımlarken, bir ressamın kullanacağı sözcüklere başvurduğunu görmek zor değil. Bu beni Niggle benzerliğini kurmak için daha da cesaretlendiriyor. Verlyn Flieger, kendisi de bu bağlantıyı kurduğu için, bu yazı dizisini yazarken faydalandığımız eserinin kapanış bölümünde şöyle söylüyor:

Tüm tablo, bir resimden daha çok yerine konulmuş bir mozaik gibidir; kendi hayatları ve kullanımlarından çok sonra yeniden bir araya getirilen parçalardan oluşan bir eser.

Verlyn Flieger / A Question of Time

Tolkien’in “tamamlanmış” eseri olarak gördüğümüz Yüzüklerin Efendisi için bile bir çok versiyon hazırladığını biliyoruz. İlk versiyonlarda Frodo ismi yerine kullanılan Bingo ismi bu versiyon değişimine örnek olarak görülebilir. Yine bu yazı dizisinin son bölümlerinde işlediğimiz rüyalar ve zamanlamalar da (örneğin Frodo’nun Gandalf’ı Orthanc’ta gördüğü rüya) üzerine defalarca çalışılmış, hem rüyanın içerik detayı hem de olayların zamanlamaları defalarca değiştirilmiş bölümlerdir. Yüzüklerin Efendisi eseri ancak bu bir çok versiyonun ardından yayınlanmış halini almıştır. Ancak Flieger’in de belirttiği gibi, Tolkien açısından baktığımızda bu bir istisnadır.

Tolkien, ardında yayınlanmamış, kocaman bir kütle bırakmıştır. Bu kütleden Silmarillion, History of Middle Earth (12 cilt), Tamamlanmamış Öyküler gibi Orta Dünya tarihini anlatan eserlerin yanı sıra, The Fall of Arthur, Sigurd ve Gudrun, Beowulf gibi bizim dünyamızın mitlerine dair eserler de yayınlanmıştır. Söz konusu Tolkien olduğu zaman bu iki eser grubunu Tolkien’in alt-yaratımına tabi olan dünya ve gerçek dünya olarak da ayırmak yanlış olacaktır. Bunlar bizim Efsane-i Tolkien olarak tanımladığımız bir büyük mitolojinin parçalarıdır.

Bu durumu şöyle tanımlamak kendi bakış açımı anlatmayı kolaylaştırıyor. Tolkien’in eserlerini okurken sanki tarihi bir araştırmanın bir parçası haline geliyorum. Bunlardan bazıları (Beowulf ya da Arthur gibi) başka tarihi olaylardan bildiğimiz olaylar; farklı memleketlerde de bunun yansımasını ya da daha yoğun halini görebiliyorum. Diğer yandan bir çok medeniyetin kadim hikayelerinde yer alan “batan ülke” hikayesinin bir başka versiyonunu da burada görebiliyorum. Fakat tüm bunların yanı sıra Tolkien bana varlığını bile bilmediğim çağların, yerlerin ve kişilerin hayatlarını da aktarıyor.

Bu nedenle Tolkien’in eserlerindeki bu tamamlanmamışlık ya da elimizde olan bir çok versiyon, bizim kafamızı karıştırıcı unsurlar gibi düşünülmemeli. Bilakis tüm bu unsurlar, yine yazının başındaki alıntıda Tolkien’in bizzat söylediği gibi, bizleri “görkemli bir bütüne bağlamayı” sağlayan ama yine de “zihnimize ve elimize serbestiyet tanıyan” mahiyettedirler.

Verlyn Flieger, bu yazı dizisinde faydalandığım eserinde, Tolkien’in bu çabasını ve ortaya koyduğu Efsane-i Tolkien’i, Tolkien’in zaman algısı üzerinden okumak gibi devasa bir çabaya girişmiştir. Tüm kitapta alıntılanan ya da atıfta bulunulan toplamda 60’tan fazla eser vardır. Bu eserlerin bir kısmı Tolkien’in yazdığı ya da onun hakkında yazılan eserlerken, bir kısmı da Tolkien’in zihnini şekillendiren, çağına ait eserlerdir.

Flieger, Tolkien’in hem kendi çağıyla olan sıkı bağlantısının hem de bu bağlantıya rağmen kendini yabancı ve uzakta hissetmesinin bu eserlerde olan yansımasını defalarca vurgulamıştır. Bu dünyanın gördüğü ilk büyük savaşta cephede, ikinci büyük savaşta da Ahmet Mesut Bozkurt’un yazılarında değindiği gibi ihtimaldir ki cephe arkasında yer alması, oğlunun savaştaki rolü gibi konuları toparladığınızda, Oxford’da yaşayıp arkadaşları ile düzenli toplantılar yapan bir münevverin ötesinde bir kişilikle karşılaşıyorsunuz. Diğer yandan bu yaşadığı yoğun hayata rağmen kadim olan için hissettiği susuzluk ve açlık, onu kendi zamanından kaçmaya ve moda tabirle “büyük resmi” aramaya iten en önemli dürtü.

Bu nedenle Efsane-i Tolkien, sadece bir yazarın hayal gücünün ürünlerini ortaya koymaktan öte, bize köklerimizle, kadimle ilgili doğruluğu ya da yanlışlığı tartışılır bir alternatif tarih sunuyor. Tolkien, hem kendisi için hem de bizler için “şimdiki zaman” ile “geçmiş zaman” arasında bir köprü kuruyor. Eserlerin genelindeki tutarsızlıklar, farklılıklar ya da eksiklikler, bana bir ülkeye giden bir seyyahın ağızdan ağıza dolaşan masalları, ata sözlerini, ata hikayelerini not alması gibi bir durumu hissettiriyor. Tüm hikayeler, karşılaştırıldıklarında görülen detaylardaki tutarsızlılara rağmen, birleştiklerinde Fliger’in bahsettiği o büyük mozaiği ya da Niggle’ın resmini oluşturuyorlar.

Biz de eserleri okuyup, bu mozaiği gördüğümüzde, Gri Limanlar’da bizleri de kaçış için bekleyen bir gemi olduğuna ikna oluyoruz ve Tolkien’in kaçışında yer alabiliyoruz. Bu zaman seyahatine biz de çıkabiliyoruz.

Eserlerini okuduğumuzda -tıpkı Ramer gibi- biz de uyanıklık deneyimimizden daha gerçek bir rüyaya dalıyoruz. Oradan da yepyeni bir algı ile dönüyoruz, şimdiye dair, uyanık dünyaya dair.

Verlyn Flieger / A Question of Time

Not: Bu yazı dizisinde J.R.R. Tolkien’in zaman anlayışını, Verlyn Flieger’in A Question of Time kitabını rehber edinerek incelemeye çalıştım. 35 parçada bitirdiğim bu konunun daha da derinleştirilebilecek farklı boyutları mevcut. Bunlara ilerleyen yazılarda hem yazılara atıflarla hem de eserlere atıflarla değinebileceğimizi umuyorum. İnşallah bu yazılar Tolkien’in zihnini tanımak açısından faydalı olmuştur.

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply