Orta Dünya ve Din / Umut

2

Umut, Yüzüklerin Efendisi hikayesi boyunca okuyucu olarak her aşamada hissettiğimiz bir duygudur. Kurtulmak, muzaffer olmak için yapılması gereken şey için aklın ötesinde bir inanç gerekmektedir. İçinde bulunulan durumlar o kadar karmaşıktır ve bu karakterlerin olağanüstü kudretleri bile belirli anlarda o kadar kifayetsizdir ki Düşman’a karşı mücadelede zorluklara karşı tek dayanak noktası umut olur. Benzer bir dokuyu Silmarillion’daki pek çok hikayede de görmekteyiz. Pek çok karakter imkansıza yakın vazifeleri tereddütsüz üslenmiştir. Örneğin bir İnsan olan Beren, aşkı Luthien’e erişmek için Melkor’un sahiplenip tacına taktığı Silmariller’den almak amacıyla, kendi kudretinin kat be kat üzerinde olan Melkor ile mücadeleyi bile göze almıştır. Tıpkı Yüzük Savaşı’nın kazanılması gibi, Beren’in mücadelesi de zorluklar içerisinde ve binbir badirenin ardından sonuca ulaşmıştır. Bir çok mücadelenin kazanılmasındaki ya da vazifelerin tamamlanmasındaki ortak nokta, akli güç dengesi açısından pek de olabilir olmayan hedeflere, kişilerin dirayeti, umutları ve inancı sayesinde ulaşılmasıdır.

Aragorn ve İsimleri yazısında, Aragorn’un isimlerinden birisinin de Estel olduğunu ve bunun “umut” anlamına geldiğinden bahsetmiştim. Estel kavramına dokunmadan önce, Elfler için “umut” anlamına gelen bir diğer kavrama değinmek gerekiyor. Amdir olarak bilinen bu kavram da umut anlamına gelmektedir; fakat bu kavramı tanımlarsak, “herhangi bir şeyin ya da halin iyiye gideceğine dair, kesin olmayan fakat eldeki verilere bağlı olarak oluşturulabilen beklenti” diyebiliriz. Zor günler geçiren bir işletmenin, yaptığı bir değişiklik ya da aldığı bir tedbir ardından oluşan bir eğilime dayanarak öngördüğü bir iyileşme, Amdir kelimesinin karşıladığı bir umuda örnek olabilir.

Amdir’in bu anlamına karşılık, Estel kavramı oldukça metafiziktir. Bu kavramı öncelikle Aragorn’un ismi olarak duysak, Galadriel’in kardeşi olan büyük Noldor Kralı Finrod, İnsanlar’la olan karşılaşmasında (“Athrabeth Finrod ah Andreth” – ilerideki yazılarda daha fazla değineceğim) Estel kavramını detaylı anlatır. Estel’in içerdiği umut, Amdir’deki gibi maddi verilere ya da tahminlere dayanmamaktadır. Bilakis, Estel kavramının içinde “güven” ve “inanç” kavramları ve kökleri bu kavramlara dayanan bir umut vardır. Peki bu güven ve umut neye karşıdır? Nereden doğmuştur, nedendir?

Estel

Estel

Estel’i bize açıklayan Kral Finrod’dur. Estel, varlığını Eru Ilúvatar’a olan inançtan alır. Eru Ilúvatar her şeyin yaratıcısıdır ve iyidir. Arda’daki tüm sorunlara ve dertlere rağmen, yarattıklarına nimet olarak sunmak için yarattığı her şey de iyidir. Finrod’a göre Estel bir fikirdir ve bu fikir dünyanın hallerine göre değişmez ya da ortadan kalkmaz; ayrıca tecrübi de değildir. Bu tabiatımızdan ve fıtratımızdan gelen bir şeydir. Tek Olan, bizim ondan Düşman nedeniyle ya da kendi hatalarımızdan dolayı uzaklaşmamıza izin vermez. Bu Son’u görsek de hep hatırlamamız gereken şeydir; O’nun tüm tasarımları Çocukları’nın mutluluğu içindir. 

Elfler’in Estel’i bu denli içselleştirmesinin sebebi, bağlı oldukları Arda’nın ardından kendilerine ne olacaklarını bilmemeleridir. Ancak Tek Olan’a olan inançları ve güvenleri O’nun kendilerini ziyan etmeyeceğine dairdir. Elfler’den farklı olarak ölümlü olan İnsanlar’da Estel kavramına karşı kendi hatalarından dolayı oluşan bir mesafe bulunmaktadır. 

Valar, Estel’i Ilúvatar’ın Çocukları’na verilen bir hediye olarak görür. Melkor’un mahvettiği Arda (Efsane-i Tolkien’de (Tolkien’s Legendarium) “Arda Marred” olarak adlandırılır), Ilúvatar’ın Çocukları için pek çok zorluklar içerir. Ancak bu haliyle bile Arda’da pek çok iyi şey vardır; iyi karakterler, iyi mekanlar, iyi olaylar vb… Ilúvatar’ın Çocukları’nın bunları görmelerini sağlayan şey Estel’dir. Estel sayesinde Ilúvatar’ın Çocukları Arda Marred (bozulmuş Arda) içinde Arda Unmarred’ı (bozulmamış Arda) idrak ederler. 

Bu konunun pek çok açılımını ileride yapmayı düşünüyorum, ancak bu yazıda Aragorn ile olan ilişkisini ve Aragorn’un neden Estel olarak adlandırıldığına değinmek önemli olacaktır. Aragorn’a Estel ismini veren Elrond’dur. Bu isim Aragorn’un geleceği için hem bir dua gibidir hem de Aragorn’un kimliğini saklayacak bir yöntemdir. Aragorn, Orta Dünya’nın özgür halklarının son umududur. Yüzük Savaşı’nın ardından Aragorn’un dönüşü ile Orta Dünya’nın tekrar bir kralı olmuştur. Hem Melkor’un hem de Sauron’un mahvolmaları için her şeyi yaptıkları İnsanlar sonunda mutlak (ya da görece mutlak) hakimiyeti almışlar, kendi çağlarını başlatmışlardır. Ancak kral olan Aragorn’un soyu ve kraliçesi olan Arwen’in soyu ile Elfler’in ve İnsanlar’ın en büyüklerine kadar ulaşan yepyeni bir hanedan yönetime geçmiştir. Aragorn buna ulaşabilecek yegane kişi olduğu için, sadece İnsanlar’ın değil aslında Orta Dünya’nın tüm özgür halklarının umududur. İrfan sahibi Elrond da bu hakkı teslim etmiştir.

Paylaşın.

Yazar Hakkında

2 yorum

  1. “Elfler’in Estel’i bu denli içselleştirmesinin sebebi, bağlı oldukları Arda’nın ardından kendilerine ne olacaklarını bilmemeleridir. Ancak Tek Olan’a olan inançları ve güvenleri O’nun kendilerini ziyan etmeyeceğine dairdir. Elfler’den farklı olarak ölümlü olan İnsanlar’da Estel kavramına karşı kendi hatalarından dolayı oluşan bir mesafe bulunmaktadır. ”

    Muhtesem bir tespit. Aragorn tekrar kral olmasi ile birlikte insanlardaki bu mesafenin kapandigini soyleyebiliriz galiba. Lakin Aragorn’a ilk inanan Elrond’dan once Arwen’di. Aragorn’nun basarabilmesindeki en onemli motivasyonlardan birisi de Arwen’e duydugu sevgi ve inancti. Belki de Arwen vesilesi ile elflerin insanlara buyuk bir yardimi oldu bu konuda. Yeni hanedanin bir insan ve bir elf soyundan kurulmasini nasil yorumluyorsunuz? ilerideki konularda bu evliligin sirlari uzerine inceleme yapmayi dusunuyor musunuz?

    Saygilar,

Reply To alaca Cancel Reply