Mythopoeia Üzerine – Bölüm 4 

0

Bu yazı ile Mythopoeia Şiiri’nin giriş bölümünü yorumlamayı tamamlayacağız. Sonrasında ise şiirin anlam ve atıf açısından daha da yoğunlaştığı bölümleri yorumlamaya devam edeceğiz. Giriş bölümünü, her şeyi olduğu gibi gören ve yaftalayan materyalist bakış açısına karşı Tolkien’in kendi bakışını ortaya koyduğu bölüm olarak görüyorum. Bu bölüm aşağıdaki mısralarla sona eriyor:

Metnin Aslı

“The movements of the sea, the wind in boughs,
green grass, the large slow oddity of cows,
thunder and lightning, birds that wheel and cry,
slime crawling up from mud to live and die,
these each are duly registered and print
the brain’s contortions with a separate dint.”

Çevirisi

“Denizin hareketleri, dallar içindeki rüzgar,
Yeşil çimen, büyük yavaş tuhaflığı sığırların,
Fırtına ve şimşek, dönüp duran ve çığlık atan kuşlar,
Çamurdan yukarı sürünen sümüksü yaşamak ve ölmek için,
Her biri hakkıyla kayıt altına alınmıştır ve yazar
Beynin kıvrımlarını ayrı bir çentikle.”

Bir önceki yazımızda yorumladığımız bölümde Tolkien, insanların ışığa ve sese duyarlı sinirleri olduğundan bahsetmişti. Diğer yaratılmışlardan olan ağaçlar, kayalar, dünya ve yıldızlardan farklı olarak insanın bu özelliği olduğunun altını çiziyordu. Bu yaklaşım ile insanın hem yaratılmış olma açısından diğer mahluklar ile arasındaki benzerliği ortaya koyarken, bir diğer taraftan da insanların bu mahluklardan farklı olan yanını da bize hatırlatır.

HER BİRİ KAYIT ALTINDA

Yukarıda alıntıladığımız bölümde ise benzer bir bakışı sanki başka bir kamera açısından bize sunar. Denizler, rüzgar, çimen, sığırlar, fırtına ve şimşek, kuşlar ve hatta sümüksü, ufak beğenmediğimiz mahluklar, her biri ayrı ayrı birer kayıt altındadır. “Kayıt altında” tabirini karşılayan İngilizce kelime “register” kelimesidir. Bu kelime seçimi, Tolkien’in kritik bir çok yerde bize kelime seçimleriyle bir açılım sağladığı gibi burada da bir açılım sağlamaktadır. Bu kelime hemen beraberinde kayıdın yapıldığı bir fihristi, defteri ya da kitabı aklımıza getirmektedir. Yani yukarıda belirttiğimiz her şeyin kayıt altına alındığı bir yerden ya da bir kitaptan bahsetmektedir. Bu tanım ile anlatılan bir nevi bizim Levh-i Mahfuz olarak bildiğimiz, olmuş olacak her şeyin ve her anın kaydedildiği kitap kavramını çağırıştırmaktadır.

“Hem yerde hareket eden hiç bir canlı, kanatlarıyla uçan hiç bir kuş türü yoktur ki sizin gibi birer toplum teşkil etmesinler. Biz o kitapta hiçbir şeyi ihmal etmedik. Sonra hepsi Rab’lerinin huzuruna sevk edilip toplanacaklardır.” (En’am Suresi 38. Ayet)

“Bilinmeyen nice hazineler ve görünmeyen gayb aleminin anahtarları O’nun yanındadır. Onları Kendisinden başkası bilemez. Karada ve denizde ne varsa hepsini O bilir. O’nun haberi olmadan bir tek yaprak bile düşmez. Yer altı tabakalarının karanlıkları içindeki tek bir tane, hasılı yaş ve kuru hiç bir şey yoktur ki açık, net bir kitapta bulunmasın.” (En’am Suresi 59. Ayet)

Kitap ve olacak her şeyin bir kitapta kayıtlı olmasına dair Kur’an-ı Kerim’de bir çok ayet bulunmaktadır. Ancak yukarıda En’am Suresinden verdiğimiz iki ayetten de anlaşılacağı gibi olan ve olacak her şeyin kaydedildiği bir kitap olması ve Tolkien’in de benzer bir kayıt altına alınmışlığı özellikle belirtiyor olması ilgi çekici bir tevafuktur.

Kayıt altına alınmış olma hadisesinin de özellikle Türkçe’de “layıkiyle” ya da “hakkıyla” anlamına gelen “duly” kelimesi ile nitelenmesi ve yukarıda alıntı yapılan ayetlerde de her şeyin hem açık ve net bir biçimde hem de ihmal edilmemiş bir biçimde kayıt altında olmaları da benzer bir ilgi çekici hal meydana getirmektedir. Her şeyin Tanrı tarafından yaratılmış olduğunu daha önceki mısralarda söyleyen Tolkien, yukarıda belirttiğimiz mısralarda da Tanrı’nın olmuş ve olacak her şeyi mükemmel bir biçimde bildiğini söyleyerek kendi Tanrı algısını da okuyucusuna aktarmıştır.

LEVH-İ MAHFUZ ve HAFIZA

Alıntıladığımız bu bölümün son mısrası ise girişte dikkat çektiğimiz gibi, tüm bu olanların insana olan etkisini anlatır.

“Her biri ……… yazar beynin kıvrımlarını ayrı bir kuvvetle/çentikle.”
.

Tolkien’e göre kayıt altına alınmış olan bu her bir hadisenin insana bakan bir yönü vardır ya da başka bir deyişle insana bir şey öğreten bir yanı vardır. İnsan beyninin her anı kaydettiği ve gündelik yaşamında hatırlamıyor olsa da, çeşitli tekniklerle hafızasında saklı olan bu bilgilerin çağırılabilmesi mümkündür. Tolkien de bunun fiziksel olarak beynin kıvrımlarına atılan bir çentik gibi ya da uygulanan bir kuvvet gibi beyinde kalıcı bir etki bıraktığını tanımlamıştır.

Aynı hadiselerin hem bir kitap gibi bir yerde kayıt altına alınmış olması, hem de insanın hafızasında kalıcı denebilecek bir biçimde yer tutması bambaşka bir açılıma da fırsat vermektedir. Levh-i Mahfuz ile hafıza (ki mahfuz ve hafıza kelimeleri aynı kökten gelmektedir) kavramları arasındaki en önemli benzerlik ikisinin de birer kayıt unsuru olmasıdır. Her ikisi de Allah’ın Hafiz isminin birer tecellisidir. Bediüzzaman Hazretleri de bu ilişkiye değinirken insan hafızasını, Levh-i Mahfuz’u yazan kalemden dökülen küçük noktalara benzetmiştir.1 Tolkien de her bir olayın kayıt altında olmasını ve yine her bir olayın insanın beynine bir kuvvet aracılığıyla yazılmasını aynı bağlamda kullanarak, en azından özde bu iki olayın birbirlerine benzer yanlarına (Hafiz isminin tecellisi olma) dikkatimizi çekmiştir.

Giriş bölümünü tamamlarken Tolkien’in bakış açısının ve yaklaşımının İslam kaynakları ile olan benzerliği, bu bölümü yorumlarken fazlasıyla başvurduğum yöntem oldu. Hikmet ve Hakikat arayışını eserlerinde çokça gördüğümüz bir yazarın bir şiirini yorumlarken karşımıza çıkan bu nevden benzerlikler, açıkçası bir taraftan çok şaşırtıcı olmakla beraber, diğer taraftan da hem hakikatin tek oluşu, hem de bu tekliğin farklı tecellilerinin olması nedeniyle çok da şaşırtıcı değil.

Giriş bölümü ile işimiz burada bitmiyor, çünkü şiirin devamında da Tolkien devamlı olarak burada ortaya koyduğu dünya görüşü ya da kozmolojik görüşe atıfta bulunuyor. Böylelikle bu vesile ile bu konudaki eksik yorumlarımızı tamamlamaya fırsat bulabiliriz.


1 Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, 10. Söz, Yedinci Suret, Haşiye 2

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply