Müziğin Tecessümü – Bölüm 5

0

Ve bu süre içinde Ilúvatar Ainur’a birçok başka şey de söyledi; çünkü onların belleği onun sözleriydi ve bilgi yaptıkları müziklerindeydi…

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Ainulindalë

…müzik ve müziğin yankısı Boşluk’a ulaştı ve orası artık boş değildi.

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Ainulindalë

Ainulindalë, başından itibaren Efsane-i Tolkien’deki (Tolkien’s Legendarium) yaratılışı evre evre bize aktarır. Bu yaratılış hikayesi ilk iletişim aracı, ilk bilgi aktarım biçimi olarak müziği ortaya koyar. Çünkü Ilúvatar, Ainur ile bire bir ya da toplu olarak müzik aracılığıyla konuşur. Müzik bir bilgi biçimidir ve sonra o bilgi biçimi Ilúvatar’ın kudreti ile başka bir bilgi biçimi olan görüntüye dönüştürülür. Ainur’un da bu iki bilgi biçiminden edindikleri şey farklıdır. Müzik yaparken ortaya koydukları şeyin görüntü halini bilmemektedirler.

Ainur’dan her biri, Arda’ya inene kadar düşüncelerini, Ilúvatar’ın görüntü haline getirdiği Müzik’te yer alan farklı noktalara kaydırdılar. Örneğin, Ulmo’nun suya, Manwë’nin de rüzgarlara olan yakınlığı da bu şekilde oluştu. Görüntüyü gören Melkor, bir çok Ainu gibi düşüncelerini Ilúvatar’ın Çocukları’na yöneltti; ki Ilúvatar’ın Çocukları’nın yaratılışında hiç bir Ainur pay sahibi değildi. Melkor diğerlerinden farklı olarak, Ilúvatar’ın onlara bahşettiği bazı ihsanları kıskandı ve onların üzerinde bir güç olmayı istedi.

Ancak henüz tüm bu çekişme sadece düşünsel boyutta olup bitiyordu, çünkü işitsel bir şey, görsel bir şeye dönüşmüştü. Bu dönüşüm Ainur açısından bakarsak, Müzik yapılırken var olan çoşkunun, görüntünün gözlerinin önüne serilmesi ile birlikte hayrete dönüşmesiydi. O anda ise hepsi hayretten çıkıp tıpkı Ilúvatar’ın onlara anlattığı gibi, görüntüde kendi paylarına düşen bölümü anlamaya çalışıyorlardı. Ardından Ainur’un gözünün önünden görüntü alındı ve bu onların Karanlık kavramını da tanımalarını, anlamalarını sağladı. Yine de Ainur, içlerinde görüntünün hasreti ile huzursuz oldular. Ve Ilúvatar onları çağırdı ve onlara hitab etti:

Metnin Aslı

I know the desire of your minds that what ye have seen should verily be, not only in your thought, but even as ye yourselves are, and yet other. Therefore I say: Eä! Let these things Be! And I will send forth into the Void the Flame Imperishable, and it shall be at the heart of the World, and the World shall Be; and those of you that will may go down to into it.

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Ainulindalë

Çevirisi

Akıllarınızın arzusunu biliyorum ki görmüş olduklarınızın gerçekten, sadece düşüncenizde değil, sizin de var olduğunuz kadar diğerlerinin de var olması. Bu yüzden diyorum ki: Eä! Bunlar Var olsunlar! Yokolmaz Alev’i Boşluk’un içine göndereceğim ve o Dünya’nın kalbinde olacak, ve Dünya Var olacak; ve aranızdan arzu edenler onun içine inebilirler.

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Ainulindalë (*)

Girişte değindiğim gibi, Ilúvatar’ın bu sözleriyle yaratılışta yeni bir evreye geçilmiştir. Önce müzikle biçim kazanan, sonra görüntüye aktarılan bilgi, şimdi de Varlık safhasına geçmektedir. Tüm bu dönüşümler, aktarımlar ise Ilúvatar’ın kudreti ile meydana gelmiştir. Yine yukarıda değindiğim gibi Ainur, müzikten görüntüye dönüşüldüğünde yaşadığı hayretin bir benzerini Dünya’ya indiklerinde de yaşayacaklardı. Çünkü hem müzik hem de görüntü her ne kadar yarıda kalsalar da, Ainur’un hem müzikle ortaya koydukları hem de görüntüde düşüncelerini yönelterek anlamaya çalıştıkları şeyler belirli bir olgunluk haline gelmişlerdi. Fakat Ainur’un Dünya’ya inen öncüleri, gördükleri duruma yine hayret ettiler, çünkü henüz hiçbir şey şekillenmemiş, karanlık ve sanki başlangıç anında gibiydi.

Ainur’un hepsi Ilúvatar’ın yanından ayrılmadı, fakat görkemli olanların pek çoğu onun yanından ayrılıp Dünya’ya indi. Bu ilk inen Ainur’a Valar dendi; Dünya’nın Güçleri manasındaki bu deyişin temel sebebi, Valar’ın güçlerinin Dünya’ya indikleri andan itibaren Dünya ile sınırlanmasıydı. Silmarillion’da geçen tabirle, “onlar Dünya’nın yaşamı, Dünya’da onlarınki oldu.”

Bu tabir aynı zamanda bize şu çıkarım imkanını da tanımaktadır: Dünya olarak tabir ettiğimiz şey sadece bir gezegen değil, daha geniş anlamda kainat olarak da değerlendirilebilir, çünkü güçleri Dünya ile sınırlanmış Valar’dan olan, Elflerin Elbereth diye seslendikleri Varda’nın, göklerden ve yıldızlardan mesul olması, Dünya kavramının kapsamının biraz daha geniş olduğuna dair ipuçları sunuyor.

Dünya’ya inen ve artık Valar olarak adlandırılan Ainur’un inecekleri Dünya ile ilgili gördükleri son şey, Ilúvatar’ın seslenişinden sonra uzaklarda gördükleri bir ışık parlaması ile, ışığın kalbinde yer aldığı bir bulut oldu. Yokolmayan Alev, Dünya’nın kalbini yakmıştı; Varlık olmuştu. Ancak indiklerinde gördükleri şey ise henüz gördükleri hiç bir şeyin yaratılmadığıydı.

Çünkü Ulu Müzik, Zamandışı Salonlar’da düşüncenin büyüyüp çiçeklenmesiydi ve Görüntü yalnızca bir önceden göstermeydi; ama şimdi Zaman’ın başına girmişlerdi…

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Ainulindalë

Valar işte bu anda bir şeyin idrakine vardı. Dünya’ya inmeden önce, yaptıkları müzik ve görüntüye bakarak geliştirdikleri düşünceleriyle her biri ayrı ayrı biçimlendirilmiş bir hale varmışlardı. Ilúvatar’ın düşüncesinden doğdukları andan itibaren gelişimleri kendi rollerini anlamak içindi. Yani alt-yaratıdaki vazifelerinin, vesile olacakları şeylerin mahiyetini anlamaları içindi.


(*) Bu alıntının Türkçe’de yer alan her iki çeviride de (Altıkırkbeş ve İthaki çevirileri) yeterli derecede anlamı aktarmadığını düşündüğüm için, çeviriye kendim eklemede bulundum; bunu da yetersiz bulduğum için aslını da metne eklemeyi uygun gördüm.

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply