Müziğin Tecessümü – Bölüm 2

0

Bu yazının ilk bölümünde, Efsane-i Tolkien’in (Tolkien’s Legendarium) bir nevi yaratılış destanı olan Ainulindalë’den özet olarak bahsetmiştim. Efsane-i Tolkien’de müziğin tecessüm edişinin külli hali olan Ainulindalë’nin daha dar kapsamdaki yansımalarını J.R.R. Tolkien’in bir desen gibi farklı yerlerde kullandığını görmekteyiz. Yani müziğin tecessümü ya da diğer bir deyişle cisimleşmesi, sadece yaratılış bağlamında değil, Yüzüklerin Efendisi hikayesinin farklı noktalarında da kendini göstermektedir. Öncelikle bu noktalardan bazılarını sıralamak, aynı desenin farklı yerlerde kullanılması ile ne demek istediğimi daha net anlatmaya faydalı olacaktır. Daha sonra da bu noktalar arasındaki benzerlikleri anlamaya çalışmamıza yardım edecek bir düzlem oluşturacaklardır.

Yüzük Kardeşliği olarak adlandırılan ilk kısmın üçüncü bölümü “Üç Kafadar” olarak isimlendirilmiştir. Bu bölümde Gandalf’ın tavsiyesi ile Ayrıkvadi’ye doğru yola çıkmaya karar veren Frodo, bu yolculuğunu Erdiyarı’na taşınma bilgisi ile gizlemeye çalışır. Bu nedenle Frodo, Çıkın Çıkmazı’nı Torbaköylü Bagginsler’e satar ve Erdiyarı’na yerleşeceği bilgisini tüm Hobbitköy’de yayar. Bu bilgi genel olarak şaşkınlıkla karşılansa da Hobbitköy sakinleri için yine de kabul edilebilir seviyededir. Merry ve Tombiş Toluk, Frodo’nun eşyalarını Erdiyarı’na götürmek için önden yola çıkarlar. Frodo ise Sam ve Pippin ile beraber onları daha yavaş bir biçimde takip eder.

Bu yolculuk süresince, henüz ne kadar tehlikeli bir varlık olduğu konusunda hiç bir fikirleri olmadığı Nazgûl ile yolları üç defa kesişir. İlkinde Sam’in babası, ikincisinde ise Frodo’nun temkinli tavrı sayesinde Nazgûl onları farketmez. Ancak üçüncü sefer biraz daha tehlikeli bir durumdur. Nazgûl, Frodo ve arkadaşlarının yoldan ayrıldıkları noktayı bulmuş ve saklanan Frodo’ya doğru yürümeye başlamıştır. Frodo’ya doğru yürüyen bu Kara Gölge’yi durdurup kaçıran şey ise uzaklardan gelen bir şarkı sesidir. Ormanda gezen Elfler, Varda’ya atfettikleri şarkıyı söyleyerek Frodo ve arkadaşlarının bulunduğu yöne doğru gelmektedirler.

Frodo ve arkadaşları Elfleri görmeden önce onların söylediği şarkıyı uzaktan uzağa duymaya başlarlar. Frodo şarkıdaki sözleri seçer seçmez gelenlerin Valinor’u görmüş Yüksek Elfler olduğunu  anlar. Henüz Elfleri görmemişlerdir; ancak Nazgûl çoktan kaçmıştır. Daha sonrasında Elflerin şarkısı cisimleşir ve Elfler Frodo ve arkadaşları için görünür hale gelir.

Tolkien, benzer bir anlatımı Tom Bombadil bölümünde de kullanmıştır. Yaşlı Orman’a giren dört kafadar, burada dinlenmek için bir söğüt ağacına dayanırlar. Fakat bilmedikleri şey bunun bir ağaç değil de Yaşlı Söğüt Adam olduğudur. Yaşlı Söğüt Adam, Merry ve Pippin’i içine hapsetmeye başlar; bu Hobbitler için başa çıkılabilecek bir durum değildir. Frodo ne yapacağını bilmez bir şekilde, “İmdat! İmdat!” diye bağırmaya başlar. Frodo’nun imdat çağrısına karşı duyulan ise yine bir müziktir.

Aniden durdu. Bir cevap vardı, ya da ona öyle gelmişti; ama sanki arkasından geliyordu, geriden, Orman’ın derinliklerindeki patikadan. Olduğu yerde dönüp dinledi, az sonra hiç kuşku kalmamıştı: Biri bir şarkı söylüyordu; kalın mutlu bir ses kaygısızca ve neşeyle bir şarkı tutturmuştu, ama saçmasapan bir şarkıydı bu:

Lay lom! Lay la lom! Gongu çal da gel!
Gongu çal! Zıpla gel! Söğütler içinden!
Tom Bom, şen Tom, Tom Bombadil!

J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi / Yüzük Kardeşliği / Yaşlı Orman

Sonrasında Frodo ve Sam şarkıyı net bir biçimde anlarlar ve en sonunda bu şarkıyı söyleyen adamı patikada görürler. Bilindiği gibi Tom Bombadil onları Yaşlı Söğüt Adam’dan kurtarır ve evinde ağırlar. Böylece Hobbitler de Tom Bombadil’in bambaşka karakterini daha yakından tanımış olurlar.

Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi’nde farklı yerlerde şarkıları kullandığını görüyoruz. Özellikle Elflerin kullandığı şarkılar bize kitapta anlatılanların köklerinin derinliği hakkında bilgi veriyor. Bunun yanında Hobbitler başta olmak üzere bazı karakterlerin de zaman zaman şarkıları kullandıkları görülüyor.

Bu iki örnek özelinde özellikle durmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Frodo’nun henüz atıldığı tehlikeler konusunda hiç bir fikri olmadığı bir dönemde, hesapsız bir biçimde önce şarkısı duyulup, sonrasında cisimleşerek gelen bu yardımların oldukça farklı bir tabiatı var gibi hissediliyor. Çünkü bu yardımlar birer lütuf nevinden gelip Frodo’nun işini kolaylaştırıyor. Bu yardımların, özellikle Frodo’nun iradi bir biçimde Yüzük Taşıyıcısı olmayı seçmesinden önce olmasının da bir başka dikkat çekici unsur olduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor.

Bu iki olayda da Frodo, önce belli belirsiz bir şarkı duyar, ardından sözleri anlar, sonra da şarkıyı söyleyenleri görür.

Şarkı sesi gitgide yaklaştı. Şimdi tek, berrak bir ses diğer seslerin önüne çıkmıştı. Frodo’nun çok az bildiği, diğerlerininse hiç bilmediği latif elf lisanında söylüyordu şarkıyı. Yine de, ezgi ile karışan sesler, düşüncelerinde ancak birazını anlayabildikleri kelimeler halinde biçim alıyordu adeta.

J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi / Yüzük Kardeşliği / Üç Kafadar

Benzer bir anlatım Tom Bombadil ile karşılaşmalarında da vardır.

Frodo da Sam de, biraz yeni bir tehlikeden korkarak, biraz da ümitlenerek oldukları yerde durdular. Birdenbire, uzun bir dizi anlamsız (ya da öyle duyulan) sözden sonra ses iyice yükseldi, belirginleşti ve şu şarkıya dönüştü…

J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi / Yüzük Kardeşliği / Yaşlı Orman

Yani önce müziği işitir, sonrasında bunlar sözlere dönüşür, anlamlanır ve en son olarak da cisimleşir. Müziğin sözlere dönüşüşü bir dil çevirisi gibidir, ya da birazdan vereceğim örnekte görüleceği gibi dünyevileşmesi gibidir. Müziğin cisimleştiği bir diğer örnek ise çok sık değindiğim bir olay ile ilgilidir. Fakat bu olayda yukarıdaki sıradan daha farklı bir kullanım vardır: işitilen müzik, sözlere dönüşüp anlamlanmadan cisimleşir.

O gece hiç ses duymadılar. Fakat Frodo rüyalarından mı yoksa dışarıdan mı geldiğini bilemediği tatlı bir şarkının zihninde dolandığını işitti: Gri bir yağmur perdesinin ardından gelen soluk bir ışık gibiydi şarkı önce, derken gitgide kuvvetlenip perdeyi baştanbaşa cama ve gümüşe dönüştürdü, sonunda da perde durulup çekildi ve hızla doğan güneşin altında uzak yeşil bir diyarı Frodo’nun önüne serdi.

J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi / Yüzük Kardeşliği / Höyük Yaylalarında Sis

Ve gemi Yüksek Deniz’e çıktı ve sonunda yağmurlu bir gecede Frodo havada tatlı bir koku alıp su üzerinden bir şarkı sesi duyuncaya kadar Batı’ya gitti. O zaman ona, tıpkı Bombadil’in evinde gördüğü rüyadaki gibi gri yağmur perdesi, gümüşten bir cama dönüşüp kalkmış gibi geldi ve o zaman süratle atan bir şafakta ak sahilleri ve gerisindeki yemyeşil toprakları gördü.

J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi / Kralın Dönüşü / Gri Limanlar

Daha önce rüya ve zaman kavramları üzerinde konuşurken değindiğim yukarıdaki rüya ve bunun gerçekleşmesinde de müzik önemli bir kavram olarak yer alır. Alıntıdan önce de belirttiğim gibi, bu noktadaki yakınlık daha farklıdır. Sözlerle, kavramlarla ifade edilme, anlamlandırılma gerekliliği ortadan kalkmıştır. Sadece müzik ve onun cisimleşmiş hali vardır.

Devam edeceğiz…

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply