Zayıf Adam (Slender Man) karakterini duymuş muydunuz? Yüzü olmayan, boy ve kollarını uzatıp kısaltabilen, zayıf, ince, uzun boylu, kendini gizlemede çok maharetli bir karakterdir Zayıf Adam. Elektronik aletleri bozan, daima takım elbise giyen Zayıf Adam aynı zamanda kurbanlarına uykusuzluk, paranoya ve öksürük nöbetleri gibi rahatsızlıklar verir. Kurbanını öldürmeye karar verirse ona sekiz tane not bırakır ve sonra onu öldüreceği ormana götürür.
Zayıf Adam 2009 yılında bir kurgu karakter olarak üretilmiştir. Ancak 31 Mayıs 2014 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Wisconsin eyaletinde 12 yaşında iki kız çocuğu aynı yaşta bir kızı ormana götürüp 19 yerinden bıçaklayınca ve bunu sadece Zayıf Adam’ı etkilemek için yaptıklarını söyleyince işin rengi bir anda değişir tabii. Zayıf Adam karakterini ortaya atan Eric Knudsen bu karakterin esin kaynağının gölge insanlar (shadow people) olduğunu söyler. Gölge insanlar isimden de anlaşılacağı üzere fiziksel bir bedene sahip olmayan insan figüründe gölgelerdir.
Özellikle metamfetamin adlı uyuşturucuyu kullananların insan formunda gölgeler gördüklerini söyledikleri kayıt edilmiştir. Kısacası bu gölge insanlar zihinlerdeki gölgeliklerden çıkıp sinema (Shadow People, 2013), çizgi filmler (SlugTerra’daki Gölge Klanı), bilgisayar oyunları (Minecraft, Enderman) hatta edebiyatta (The Secret War, Heidi Hollis) kendilerine yer edinirler.
Uyuşturucunun transhümanist ajandada hep önemli bir rolü olduğunu düşünmüşümdür, uyuşma/uyuşturma olmadan transhümanist emeller kolay kolay gerçeklenemez gibi gelir bana. Bedensel acıları dindirmek, onların ruha projeksiyonunu manipüle etmek bu süreçte önemli bir aşama olsa gerek! Psiko-aktif bitkiler ya da kimyasal farklı uyarıcılar ile sanrılar görmenin mümkün olduğu herkesin bildiği bir gerçektir. Bu amaçla kullanılan o kadar çok bitki var ki aslında, ancak o ayrı bir inceleme konusu…
Dikkat ettiyseniz, özellikle son yıllarda uyuşturucu içerikli çok sayıda film ve dizi filmin çekilmiş olması, oradaki karakterlerin parlatılması da elbette boşuna olmasa gerek! Bu diziler arasında en çarpıcı olanlardan biri Breaking Bad olmuştur belki de.
Ama biz biraz daha geriye gidelim hep beraber:
1968 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde aileler Cumartesi sabahları televizyonda verilen The Herculoids, Space Ghost, Birdman and the Galaxy Trio gibi çizgi filmlerin içerdiği aşırı şiddet sebebiyle protestolarda bulunurlar. Bu şikâyetlere cevap niteliğinde ortaya çıkan çizgi filmlerden en meşhuru Scooby-Doo olur.
Bu çizgi filmde dört genç ve bir köpek gizem dolu hikâyeleri çözerler. Canavarlar, hayaletler, türlü türlü yaratıklar her bölümde çözülmeyi bekleyen bir davanın başrolünde yer almaktadır. Her bölüm sonunda bu yaratıkların aslında kostüm giymiş sıradan kötü insanlar olduğu daima ortaya çıkar. Çok çok az sayıda izleyici kendilerine neden bu gençler durmadan seyahat halindeler, nereye gidiyorlar ve her gittikleri yerde illa canavarlar mı olacak diye sorar.
Bu gençlerin “Scooby dooby doo!” diye bağırışlarını hatırladınız değil mi? Bu yazıdan sonra bir Scooby Doo izleyin ve neler gördüğünüzü kendinizle paylaşın.
Uyuşturucudan bahsediyorduk, Scooby Doo nereden çıktı demeyin!
Gölgelere dikkatlice bakın!
Çocukluğumuzun (hayal ürünü) süper kahramanları belki de hiçbir zaman (yalandan da olsa) kahraman olmadılar. Ancak artık bir örümcek adamı ya da süper adamı – eğer ortaya çıkarlarsa – coşku ile karşılayacak milyonlar belki de milyarlar söz konusu.
Hoş geldin Örümcek Adam! Senin gerçek ismini biliyorum:
>> Peter Parker
Seni de tanıyorum, Yarasa Adam!
>> Bruce Wayne
Süper Adam, Daily Planet’te işler nasıl gidiyor? Yoksa sana şunu mu demeliydim:
>> Clark Kent
Slender Man, seni de tanıyorum!
OĞUZ AKSAKAL
