İnsanlar’a İhsan

3

Metnin Aslı

But to the Atani I will give a new gift.

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Quenta Silmarillion

Çevirisi

Ama Atani’ye (İnsanlar) yeni bir ihsan bahşedeceğim.

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Quenta Silmarillion

Eru Ilúvatar’ın genç çocukları olan İnsanlar’a bahşettiği bu ihsan ölümdür. 

Númenór’un son kralı Arpharazôn yaşlanmaktan korkuyordu. Bu korku Númenórlular’ı etkisine almış Sauron’un sinsice öğrettiği bir korkuydu. Sauron bu korkunun onu dinleyen Númenórlular’ın kalplerinde yer etmesi için Elfler’den, Valar’dan bahsediyor ve Kutsal Diyar Valinor’a gittikleri takdirde Númenórlular’ın da ölümsüz olacaklarını anlatıyordu. Halbuki İnsanlar’ın ölmelerinin sebebi yaşadıkları yer değildi. Kutsal Diyar ölümsüzlük sunduğu için değil, başka bir mahiyetteki yaratılmışlar olan ve Silmarillion’un ilk bölümü olan Ainulindalë’de geçtiği gibi Kutsal Olanlar olarak adlandırılan Valar orada yerleştiği için kutsaldı. Ancak bu söylem Sauron için istediklerini almasını sağlayan ve onu dinleyen İnsanlar için ikna edici bir söylemdi. Yaşlanmaktan korkan Arpharazôn, Sauron’un yönlendirmesi ile bir filo oluşturdu ve Valar’a karşı savaş açtı. Ancak fiziki bir savaş hiç olmadı; hem filo suların altında kaldı hem de Númenór suların altına gömüldü. Kaçabilen sadıklar dışında da Númenór’dan kimse kalmadı. 

Bir Elf Beyi olan Finrod’un ölümlü bir İnsan olan Andreth ile diyaloğunun önemli bir kısmı da İnsanlar’ın ölümlü oluşu hakkındaydı. Andreth ölümün, Melkor’a aldanan ve düşen İnsanlar’a verilen bir ceza olduğunu düşünmekteydi. Anlaşılan o ki bu görüş pek çok İnsan tarafından paylaşılıyordu ve İnsanlar’ın ortak bilincinin bir parçası olmuştu. Melkor’un ve onun takipçisi olan Sauron’un İnsanlar’ı tahrik etmek ve yoldan çıkarmak için oluşturdukları temel argüman ölümlülük üzerine kurulmuştu.

J.R.R. Tolkien bu görüşün yanlışlığını anlatırken, ölümün İnsan doğasının içkin bir parçası olduğunu belirtir. Ölümden kaçmaya çalışmak hastalıklı bir düşüncedir, çünkü olması gereken, doğal olan ölümdür. Düşman ise hiç durmadan ölümün bir ceza olduğuna dair zehirli düşünceyi İnsanlar’ın aklına ekmiş ve ölümün İnsanlar tarafında korkutucu ve karşı konulması gereken bir durum haline gelmesine neden olmuştur. 

Ölüm İnsanlar için özel bir durum olduğu için, Elfler’in de dikkatini çeken ve üzerine düşündükleri bir kavram haline gelmiştir. Çağlar değiştikçe, değişen dünya Elfler için yorucu hale gelmiştir. Çünkü Elfler Arda’ya bağlı olan ölümsüzlüklerinde zamanın yoruculuğunu üzerlerine bir yük olarak almaktaydılar. Kutsal Diyar olan Valinor, onlar açısından bağımlı oldukları Arda’da huzur bulabilecekleri tek yerdi. Halbuki İnsanlar geçici ve kısa süreli kaldıkları dünyadan ölüm ile ayrılıp Zaman’ın dışına çıkmaktaydılar. Elfler bunu İnsanlar’a bahşedilen bir ihsan olarak görüp, buna gıpta ile bakmaktaydılar.

Arda’da var olan her şey, Valar da dahil olmak üzere, Arda’nın kaderine bağımlı olarak varlıklarını sürdürmekteydiler. Ölüm, İnsanlar’ı bu Arda’dan ve Arda’nın kaderinden bağımsız kılan bir ayrıcalıktı. Eru Ilúvatar’ın İnsanlar için olan hükmü şöyleydi:

Böylece İnsan yüreklerinin dünyanın ötesini arzulamasını ve dünyada huzur bulamamasını, ama dünyanın tüm güçleri ve fırsatları arasında, diğer her şeyin yazgısı olan Ainur’un Müziği’nin ötesinde, hayatlarına biçim verecek bir erdeme sahip olmalarını; her şeyin biçimde ve harekette tamamlanmış olarak onların elinden çıkmasını, dünyanın da en sonuncu ve en miniciğine kadar tamamlanmasını buyurdu. 

Ama Ilúvatar, İnsanların dünya güçlerinin kargaşasının ortasında sık sık yoldan çıkacağını, yeteneklerini uyum içinde kullanmayacağını biliyordu; ve dedi ki: ‘Onlar da zaman içinde yaptıkları her şeyin, sonunda sadece benim eserimin görkemini arttıracağını göreceklerdir.’

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Günlerin Başlamasına Dair

Elfler, İnsanlar’ın doğalarının Ainur arasından en çok Melkor’a benzediğini ve bu durumun Manwë’yi kedere boğduğunu düşünürler. Bu bize oldukça aşina gelecek bir düşüncedir. Eru Ilúvatar’ın, yukarıdaki alıntıdaki sözlerinin bir benzeri de yine Eru Ilúvatar tarafından Melkor için söylenmiştir: 

Ve sen, Melkor, tamamen benden kaynaklanmayan hiçbir temanın çalınamayacağını ya da bana rağmen değişmeyeceğini göreceksin. Çünkü buna kalkışana, kendisinin hayal bile edemeyeceği, çok daha harika şeylerin tasarlanmasında benim enstrümanım olduğu kanıtlanacak.

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Ainualindalë

Bu sözlerin benzerliğinden anlaşıldığı kadarıyla, İnsanlar’ın potansiyelinde, kısa hayatlarına rağmen, dünyadaki her şeye dokunacak, her şeyi imar edecek bir gücün yanı sıra, büyük yıkımlara da neden olacak bir güç vardır. Bu değişkenliğin yanı sıra, Valar için ve dolayısıyla Elfler için bilinmez olan kaderleriyle İnsanlar, anlaşılmaz bir yere oturuyorlardı. Daha da ötesi, onlara bahşedilen bir ihsan olan ölüm ile İnsanlar, Eru Ilúvatar için Ainur’un Müziği’nin ötesinde de bir öneme sahiplerdi. Bu nedenle ölüm Elfler ve hatta Valar tarafından İnsanlara verilen bir hediye, bir ihsan olarak algılanıyordu.

İnsanlar’ın ölümü karşılamaktaki en önemli eksikliği ise Umut idi. Daha önce değindiğim Estel kavramı, özellikle Elfler’in içselleştirmeyi başardığı, Tek Olan’ın çocuklarını ziyan etmeyeceğine dair duydukları güven ve inançtır. 

Finrod’a göre Estel bir fikirdir ve bu fikir dünyanın hallerine göre değişmez ya da ortadan kalkmaz; ayrıca tecrübi de değildir. Bu tabiatımızdan ve fıtratımızdan gelen bir şeydir. Tek Olan, bizim ondan Düşman nedeniyle ya da kendi hatalarımızdan dolayı uzaklaşmamıza izin vermez. Bu Son’u görsek de hep hatırlamamız gereken şeydir; O’nun tüm tasarımları Çocukları’nın mutluluğu içindir.

Orta Dünya ve Din / Umut

İnsanlar’ın ortak bilinçlerinde bir ceza olarak algıladıkları ve yüzleşemedikleri ölüm ancak Estel, yani Umut ile karşılanabilecek bir olgudur. Tolkien Arwen ve Aragorn hikayesini, Yüzüklerin Efendisi’nin ek bölümlerine koymasının nedeninin de bu olduğunu belirtir. Estel ismi Aragorn’un lakaplarından birisidir ve Elrond tarafından kendisine koyulmuştur. Aragorn’un ölümü, bir İnsan’ın ölümü nasıl karşılaması gerektiğini yerli yerine koyan bir ölüm tarzıdır. 

Hayır hanımım, ben Númenórlular’ın sonuncusuyum, Eski Günler’in son kralıyım; bana aynı zamanda Orta Dünya’daki insanların ömürlerinin üç katı verildi, ama yanı sıra kendi irademle kullanmam ve sonra bu armağanı iade etmem için bir kerem ihsan edildi. O yüzden artık uyuyacağım.

J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi / Kralın Dönüşü / Ek – A

Paylaşın.

Yazar Hakkında

3 yorum

    • İlhan Akıncı on

      Aragorn’dan önce Elros soyundan gelen pek çok Númenór kralı da bu şekilde ölümü kabul etmişlerdir. Elros’un Elf kaderi yerine İnsan kaderini seçmesinde de bu kabulleniş vardır. Aragorn’un burada yaptığı bozulmuş bir töreyi yerine koymak dememiz daha doğru olacaktır.

Reply To alaca Cancel Reply