Eser ve Alt-Yaratı – Bölüm 4

0

Celebrimbor ve onun hikayesinin yüzükler açısından taşıdığı önemi “Yüzükler Yapılırken” yazısında anlatmaya çalışmıştım. Celebrimbor, Orta Dünya’nın en önemli ve en üstün zanaatkarı olarak bilinen bir kişilikti ve Sauron da onun bu becerisini kullanmak istemişti. Hatırlanacağı gibi Celebrimbor, Fëanor soyundan gelmekteydi ve Fëanor’un becerisinin yansımaları onda da görülüyordu. Öte yandan bir de Gondolin’de Enerdhil isimli büyük üstadın çıraklığını yapmıştı. Böylelikle Celebrimbor yapabileceği eserlerin benzerlerini kimsenin yapamayacağı bir zanaatkar haline gelmişti.

Celebrimbor’un atası olan Fëanor’a dönersek, Fëanor’un Silmariller dışında yaptığını bildiğimiz en önemli eserlerden birisi de Palantir taşlarıydı. Bu taşlar sayesinde birisini kullanan kişi diğer taşlarla iletişim halinde olabiliyordu, hatta yeterli zihinsel güce sahip bir kullanıcı, istediği yeri bu taşlar aracılığıyla görebiliyordu. Bu taşların sayısı bilinmiyor, ama Eldar’ın (Elfler) Númenor’a gölge düştükten sonra bunlardan bazılarını Númenor’da kalan sadıklara verdiklerini biliyoruz. Bu sadıklar da Númenor’un batışından kaçarken bu taşlardan ancak yedi tanesini yanlarına alabilmişlerdi. Palantir arasında iki “ana taş” öne çıkmaktadır. Bunlardan ilki Elfler’in yaşadığı Tol Eressëa adasındaki “ana taş” ki bu tüm taşları yönetebilen bir taş olarak bilinir; diğeri ise Orta Dünya’ya getirilen taşlar arasında üst seviyede olan, fakat Tol Eressëa adasındaki taştan daha aşağı seviyede yer alan “ana taş” olarak bilinir. Bu bilgi bizim için önemlidir, çünkü Palantir taşlarının bu özelliği, Tek Yüzük’ün diğer yüzükler üzerindeki etkisine oldukça fazla benzemektedir. Kabaca söylemek gerekirse aynı cinsten olan alt-yaratı eserleri ile sanal bir iletişim ağı kurulmaktadır ve bu eserlerden bazıları diğerlerine göre üstündür.

Sauron ise orijinal olarak Aulë’nin himayesinde yer alan bir Maia idi. Hatırlanacağı gibi Aulë’nin temel özelliği zanaatkarlıktı. Arda’nın maddesini iyi bilir, kayaları, taşları ve değerli madenleri meydana getirirdi. Aulë’nin bu özellikleri Melkor ile benzeşiyordu ve Sauron muhtemelen hem Aulë’den hem de sonradan safına geçtiği Melkor’dan pek çok teknik ve ustalık öğrenmişti. Ancak Fëanor’un Silmariller’i yapışını göz önüne alırsak, onların bile bilmediği bir teknik Fëanor tarafından geliştirilmiş ve İki Ağaç’ın ışığı, cevher ile birleşerek bu mücevherleri oluşturmuştu. Benzer bir biçimde yukarıda değindiğim Palantirler’in yapılış teknikleri de yalnızca onları yapan Fëanor’un bildiği teknikler olabilir, çünkü Fëanor paylaşmayı pek de sevmeyen bir mizaca sahipti. Bu mizaç aynı şekilde Celebrimbor’a ve onun kurduğu Gwaith-i-Mírdain ekibinde de mevcuttu.

Celebrimbor’un diğer bir ustası olan Enerdhil ise Elessar’ın yapıcısıdır. Elessar içinde güneş ışığının saklı olduğu zümrüt bir mücevherdir. Elessar sahibinin yaralarını iyileştirir, ona şifacılık yeteneği verir, daha da önemlisi ona bakanlar kendilerini genç ve güçlü hissederler. Bu taş kimilerine göre Celebrimbor tarafından kimilerine göre de Enerdhil tarafından yapılmıştı. Ancak tıpkı Fëanor’un Silmariller’i ve Palantir Taşları’nı yapışı gibi bu taşın yapılışı da Sauron’un muhtemelen bilmek ve kullanmak istediği ilim ve tekniklere sahipti. 

Sauron, Güç Yüzükleri yapılırken kendi ilminden bir kısmını Celebrimbor ve Gwaith-i-Mírdain ustalarıyla paylaşmıştı, ancak pek çok denemenin ardından asıl yüzükler dövülebilmişti. Bunun ardından da Sauron kendi Tek Yüzük’ünü de hemen değil, 10 yıl sonra dövebilmişti. Ama benim görüşüm, Sauron’un onlardan da oldukça fazla yararlandığıdır. Belki bilmediği, belki de bildiği fakat yapamadığı pek çok şeyi onlara yaptırmış, ya da onlardan öğrenmişti. Sonunda ise kendi varlığını Tek Yüzük ile birleştirerek bildiğimiz olayların meydana gelişine sebep olmuştu. 

Devam edeceğiz…

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply