Dil İhtiyacı / Valarin

1

Daha önceki yazılarımda, Orta Dünya’daki “loremaster” kavramından bahsetmiştim. Kısaca özetlemek gerekirse, J.R.R. Tolkien’in eserlerinde bize aktardığı evrende, dile, yazıya ve tarihe sahip çıkan, töreyi sürdürme odaklı bu şahsiyetler, bu aktarımın aracıları olmuşlardır. Bildiğimiz gibi, kendisi de bir dilbilimci olan Tolkien’in, Efsane-i Tolkien (Tolkien’s Legendarium) bünyesinde bize sunduğu farklı pek çok dil vardır. Sadece Elfçe’nin zaman içerisinde birbirlerinden belirli oranda farklılaşan alt kırılımlarını bile düşündüğümüzde, Efsane-i Tolkien içerisindeki dil kavramının ne kadar önemli bir katman olduğunu görebiliriz. Bu diller ve dolayısıyla tarih hakkındaki bilgileri de bizler bu “loremaster” şahsiyetler üzerinden öğreniyoruz ve bunlardan en önemli olanı da, yine daha önce ismini zikrettiğim Pengolodh isimli Elf vakanüvistir. 

History of Middle Earth (HoME) serisinin dördüncü kitabı olan The War of Jewels kitabından bir alıntı yaparsak, Pengolodh şu tespitte bulunmaktadır: 

The making of a lambë is the chief character of an Incarnate.

J.R.R. Tolkien / History of Middle Earth / The War of Jewels /
Note on the ‘Language of the Valar’

Dil yapımı, beden sahibi varlıkların temel karakteristiğidir.

J.R.R. Tolkien / Orta Dünya Tarihi / Mücevherler Savaşı /
‘Valar’ın Dili’ Üzerine Not

Öncelikle bu alıntıdaki iki kavramı açıklamak gerektiğini düşünüyorum. “Lambë” kelimesinin anlamını dil ve lisan kelimeleri ile karşılayabiliriz; bunun yanında bu kelime aynı zamanda Tengwar alfabesindeki 27. harfin de adı olarak geçmektedir. “Incarnate” kavramı ise Tolkien’in pek sıkça kullandığı bir kavramdır. Ainur olarak zamanın ve mekanın dışında yer alan ruhani varlıkların Arda’ya inip Valar ve Maiar olarak bilinmeleri, onların da bedenlenmeleri ile olmuştur. Bu nedenle Elfler, İnsanlar, Cüceler dışında, Valar ve Maiar da Arda bağlamında bu kavramın altında yer alırlar. Pengolodh da yukarıda yaptığım alıntıda sadece Ilúvatar’ın Çocukları’nı değil, aynı zamanda Valar ve Maiar olarak bilinen varlıkları nitelemektedir. Bu tespiti, Valar’ın ve Maiar’ın kullandığı ve Valarin olarak bilinen bir dilin varlığıyla da doğrulayabiliyoruz; ki bu dil Elfler’e bile oldukça yabancı gelen ve pek az Elf’in öğrenebildiği bir dildir. 

Valarin dili için en kadim olan dil olduğunu söyleyebiliyoruz. Diğer yandan böyle bir dile ihtiyaç olup olmadığı ya da bu dilin nasıl ortaya çıktığı bir başka soru olarak karşımıza çıkıyor. Bunu belirtmemin temel sebebi, Ainur’dan Arda’ya inen Valar’ın ve Maiar’ın telepati diyebileceğimiz bir düşünce aktarımı ile de iletişim kurduklarını biliyoruz. Bundan da ötesi, Ainur’un Arda’ya inmeden önceki iletişimlerinin müzik üzerinden olduğunu da biliyoruz. Müzik, Ainur için sadece Ainur’un Müziği kapsamında da kalmıyor, çünkü Silmarillion’un giriş bölümü olan Ainulindalë’de, Ainur’un, Eru Ilúvatar ile olan iletişimlerinin de müzik üzerinden olduğu açık bir biçimde geçmektedir. Bu nedenle müzik üzerinden olan bu iletişimin dilin en saf hali olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Elfler gibi Arda’ya bağlı olmalarına rağmen, Elfler’e ve İnsanlar’a kıyasla bedenlerine bağımlılıkları çok az olan Valar ve Maiar bile ses üzerinden aktarılan bir dile ihtiyaç duymuşlardır. Bu ihtiyaca binaen oluşmuş olan Valarin dilinin tasvirini Pengolodh ve bir diğer “loremaster” Rúmil’den öğreniyoruz. Rúmil’in Valarin tasviri şu şekildedir: 

Valar’ın dili ve sesleri muazzam ve şiddetlidir, ve buna rağmen hareketi tez ve keskindir, taklit etmemizin çok zor olduğu sesler çıkarırlar, kelimeleri uzun ve süratlidir, kılıçların pırıltısı gibidir, şiddetli bir rüzgarda hareket eden yapraklar gibidir ya da dağlardan düşen taşlar gibidir.

J.R.R. Tolkien / Orta Dünya Tarihi / Mücevherler Savaşı /
‘Valar’ın Dili’ Üzerine Not

Pengolodh’un Valarin tasviri ise daha nettir:

Açıkça Valarin’in Elf kulaklarındaki etkisi pek hoş değildir.

J.R.R. Tolkien / Orta Dünya Tarihi / Mücevherler Savaşı /
‘Valar’ın Dili’ Üzerine Not

Okuduğumuz eserlerde Valarin dilinin kullanıldığına hiç rastlamadığımız için bu dilin mahiyetini ancak bu tasvirlerden anlayabiliyoruz. Aranması durumunda bazı Valarin kelimelerine ulaşılabilmektedir; hatta Elf dillerinde bu dilden alınmış bazı kelimeler de vardır. Yine de bu dilin Valinor dışında kullanılmış olması bir kaç istisnai durum dışında pek mümkün gözükmemektedir. Örneğin İlk Çağ’da belki bir Maia olan Doriath Kraliçesi Melian bu dili kullanmış olabilir ya da Istari kendi arasında bu dili kullanmış olabilir. Bir ihtimal de Pippin’in Palantír’i Gandalf uyurken almaya çalıştığı esnada, Gandalf’tan duyduğu “çok garip bir lisandaki” mırıldanmalar Valarin diline ait kelimeler olabilir. Yine de bunların olası durumlar, spekülasyonlar olduğunu düşünüyorum. 

Bedenlenmiş varlıkların, mahiyeti ne olursa olsun bir dil oluşturma ihtiyacı duymasını, Efsane-i Tolkien içerisindeki ilgi çekici, önemli noktalardan birisi olarak görüyorum. Bu konu yukarıda isimlerini geçirdiğim “loremaster” şahsiyetler üzerinden farklı bağlamlarda dile getirildiği için, bu notlar üzerinden giderek dil ihtiyacı konusunu derinleştirmeye çalışacağım.

Paylaşın.

Yazar Hakkında

1 Yorum

  1. İlhan Akıncı, beni bu girişle mest ettiniz.
    Gelecek haftayı nasıl bekleyeceğiz şimdi?
    Yıllar önce merak ettiğim ve biraz fikir yürütmeye çalıştığı bir konuydu…
    Yine bir hazine gösteriyorsunuz bize…
    Uzun süreli makale üretiminizden dolayı da tebrik ederim.
    Kolay bir şey değil…
    143 makale olmuş şimdiye kadar. Bir kaç kitap eder.
    Sayısal olarak bir yekün teşkil etmekle beraber, kalite olarak da üst seviyede yazılar çıkabiliyor.

Leave A Reply