Bir Vala’ya Karşı Bir İnsan / Düşman’ın Stratejisi

0

Bu yazı dizisinin ismini bu şekilde seçmemin en önemli sebebi, Húrin’in Morgoth’a karşı gösterdiği direncin altını çizme isteğimdi. Bir İnsan olan Húrin, belirli açılardan bir Elf olan Fëanor’dan da öte bir noktaya giderek, işkenceler altında bile, bir Vala olan Morgoth’la alay edip, onu aşağılamıştır. Morgoth’un yaratılışı itibariyle bir Vala olduğunu ve Húrin’in ise ırk olarak saf bir insan olduğunu göz önüne aldığımızda, işkencelerinden istediği sonuçları alamayıp, bir de bir insan tarafından aşağılanmak Morgoth için pek de kaldırılabilir bir durum değildi. Üstüne üstlük denir ki, Húrin Morgoth’tan ne kendisi ne de soyu için hiçbir zaman ölüm ya da merhamet dilememiştir. Yani zalimden aman dilememiştir. Eşzamanlı okuma yapmak adına, bu dönemde Morgoth’un Silmariller’den birisini henüz çaldırdığını hatırlamak gerekiyor. 

Húrin, Morgoth’u yalnız karanlığı gören bir kör olmakla ve insanların kalbinde ne olduğunu anlayamamakla aşağılamıştı. Bu bir anlamda Húrin’in Morgoth’a, İnsanlar’ın uyanışında Eru Ilúvatar’ın onların kalplerine konuştuğunu hatırlatmasıydı. Çünkü bunun ardından İnsanlar’ın tamamı Morgoth’un büyüsüne kapılmış ve ona tabi olmuştu. Sonrasında ise pişman olan İnsanlar’ın bir kısmı Morgoth’tan yüz çevirip Batı’ya yönelmişler ve Elfler ile ittifak kuran İnsan hanedanlarını meydana getirmişlerdi. Böylelikle Húrin, Morgoth’a İnsanlar’ın üzerinde kurmak istediği hakimiyette başarısız olduğunu hatırlatmış oluyordu. 

Ancak Húrin’in anlamadığı şey, Morgoth’un zihninin keskinliği ve ne olursa olsun gücünün büyüklüğüydü. Morgoth’un o andaki hali ve amaçları, evvelde hırslarına kapılmışlığın bir sonucuydu. Ama Orta Dünya’da yaptıkları oldukça planlı ve duygusallıktan uzak şeylerdi. 

Morgoth, uzun vadeli planlar yapan ve birden fazla alternatifi elinde tutmayı düşünen bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Bunu Orta Dünya’nın İlk Çağ’ındaki pek çok savaşta görebiliyoruz. Bunun yanında istihbarat ağını ve düşmanları arasında nifak çıkarma ihtimallerini de iyi kullanan bir Düşman olduğu için, Húrin’i öldürmeyişi ve ailesine lanet edişinin altında yatan fikirleri de iyi anlamak gerekiyor.

Morgoth’un asıl hedefi olan Orta Dünya’nın hakimiyeti, ancak Orta Dünya’da var olan Elf Krallıkları’nın yok edilmesi ile mümkün olabilecekti. Bu krallıklar arasında ise Turgon’un başında olduğu Gondolin, Morgoth için en önemli bölgeydi. Çünkü diğer tüm krallıkların yeri ve durumu belli iken, Gondolin Morgoth için bilinmezlik içeren bir yapıdaydı. Diğer yandan Morgoth, Turgon’un ve Húrin’in dostluklarını biliyordu. Bu onun için çok değerli bir ipucuydu. 

Morgoth, Húrin’i işkenceler sonucu istediğini alamadığı için öldürebilirdi. Ancak, bunun yerine bir laneti ortaya koydu. Ve bu laneti, kendini gerçekleştiren kehanet misali işletmeye devam etti. Bu lanetin haberini çocuk yaşta duyan Túrin, hayatı boyunca bu lanet hiçbir zaman üzerinden kalkmayacakmış gibi davrandı. Başına gelen her kötü olayı, acele kararları ve düşünmeden yaptığı şeyler sonucu meydana gelen trajedileri her zaman Morgoth’un lanetine yordu. 

Túrin, aslında gittiği her yerde becerileriyle ve yaptıklarıyla takdir topladı. Doriath’da Kral Thingol’ün çok sevdiği evlatlığıydı. Nargothrond’da Kral Orodreth onun kimliğini öğrendiğinde onu onurlandırdı ve Túrin zamanla Orodreth’in baş danışmanı oldu. Bir taraftan da Beren örneğindeki gibi, bir Elf Hanım’ı kendisine aşık etti, ancak bunun da sonu gelmedi. 

Túrin her gittiği yerde kendisini farklı isimlerle tanıttı ve bunlar çoğunlukla “Kötü Kaderli’nin oğlu Kan Lekeli” gibi olumsuz isimlerdi. Túrin’in kimliği öğrenildiği zaman hem soyunun hem de kendisinin yaptıklarından dolayı hemen onurlandırılırdı, ancak bu aynı zamanda Morgoth’un ondan haberdar olması ve Morgoth’un güçlerini ona yollaması ile sonuçlandı. Özellikle ejderhaların babası olan Glaurung tam anlamıyla Húrin’in ailesinin peşindeki bela gibiydi. 

Túrin’in kendisine taktığı son lakap Turambar idi; yani Kader’in Efendisi. Bu aynı zamanda Morgoth’un, Húrin’e hitap ederken kendisi için söylediği kelimeydi:

…Sen ki benimle alay etmeye ve Arda’nın yazgılarının efendisinin, Melkor’un gücüne karşı gelmeye cesaret ettin…

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Beşinci Muharebe / Nirnaeth Arnoediad’a Dair

Túrin’in her anı hem büyük bir zafer hem de trajedi içeriyordu. Turambar lakabını alan Túrin bilmeden kardeşi ile evlendi, ancak durum anlaşılınca kardeşi Nienor kendi canına kıydı; Túrin ise ejderha Glaurung’u öldürerek büyük bir zafer kazandı, ancak o da kendi canına kıydı. 

Başta değindiğim gibi, Morgoth uzun vadeli planlar yapıyordu ve bu minvalde Húrin’i çocukları öldükten sonra serbest bıraktı. Ancak peşine casuslar takmayı da ihmal etmedi ve bu şekilde Gondolin’in yerini de öğrendi. Morgoth bir trajedi üzerinden tarafları birbirine düşürme konusunda uzmandı ve bunu daha önce Fëanor’a yaptığı gibi Húrin ve ailesine de yaptı. Fëanor önce yalanlarla altyapısı kurulan bir husumete, babasının ölümü ile tamamıyla düşmüştü. Húrin de, serbest bırakılınca, çocukları için vefa beklediği Turgon’u bulmaya çalışmış, ancak Gondolin’e girmeye izin alamamıştı. Fakat bu arayışı bile Morgoth için yeterliydi.


“Húrin’i Çocukları” İllüstrasyonu © Didier Graffet

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply