Yüzük Benim!

0

“Yok Edilmeyen Tek Yüzük” yazısında, Tek Yüzük yok edilmese neler olabileceğine dair bazı muhtemel senaryolara değinmeye çalıştım. Yazıdan da anlaşılabileceği gibi benim genel fikrim, Tek Yüzük’ün yok edilmemesi üzerine bir karara varılsaydı, Tek Yüzük’ü saklayan ya da elinde tutan yer, kişi, grup kimse onun için büyük bir bela olacağıydı. Bu soru J.R.R. Tolkien’e de sıkça yönetilen bir soru olmuştur. Onun mektuplarındaki farklı yerlerde, farklı ihtimaller üzerine yaptığı yorumları görebiliyoruz. Yüzük üzerine düşünmeye devam etmeden önce Tolkien’in bu görüşlerini dillendirmenin önemli olduğunu düşünüyorum. 

Hatırlanacağı gibi, Frodo en son noktada Yüzük’ü atmayı tercih etmediğini söylemiş ve bu yüzük benimdir demişti. Tolkien, Hüküm Dağı’ndaki bu sahnenin iki farklı durumda daha olabileceğini düşünür. Bunlardan ilki Gollum’un “benim” diyebileceği şekilde Tek Yüzük’ü ele geçirdiği durum, diğeri de Frodo’nun “benim” dedikten sonra Gollum tarafından saldırıya uğramadığı durumdur. Tolkien ilginç bir şekilde Gollum’un Yüzük’ü takar takmaz Sauron’un gözü ile karşılaşacağını ve bu karşılaşma sonrasında Yüzük’ün sahibi olamayacağını anlayıp kendisini Yüzük ile beraber çatlaklara atacağını düşünmektedir. Böylece Yüzük’ü vermek zorunda kalmayacaktır. 

Frodo’ya geldiğimizde Tolkien birkaç durumdan bahsetmektedir. Bunlardan ilki Frodo’nun “Yüzük benim” deyip, Yüzük’ü taktığı andır. Sauron ancak o anda, hem Yüzük’ün kendisine ne kadar yakın olduğunu hem de kendi sonunun da ne kadar yakın olabileceğini anlamıştır.

Bunun üzerine gazabı yakıp yok eden bir alev gibi parladı ama korkusu da engin, kara bir duman gibi onu boğmak üzere yükseldi. Çünkü kendisi için en büyük tehlikenin ne olduğunu, sonunun nasıl pamuk ipliğine bağlı olduğunu anlamıştı.

Aklı tüm tedbirlerden, korku ve hainlik ağlarından, tüm harp hilelerinden, savaşlardan arınıverdi; bütün diyarı boyunca bir titremedir aldı, esirleri sindi, orduları durdu, idaresiz kalan amacı kalmayan komutanları tereddüt ederek ümitsizliğe kapıldılar. Çünkü unutulmuşlardı.

J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi / Kralın Dönüşü / Hüküm Dağı

Frodo, bildiğimiz hikayede Gollum tarafından saldırıya uğradığı için bu anı yaşayamadı. Ancak eğer bu saldırı olmasaydı Frodo, Sauron’un gözü ile karşı karşıya gelecekti. Tolkien’in ilk düşüncesi, Frodo’nun da kendisini çatlaklara atmasıdır. Çünkü Frodo benim dediği şeyi taşıyamayacağını ve Sauron’un onu bir şekilde kendisinden alacağını anlayacaktır. O anda, o noktaya hangi amaçla geldiğini hatırlayıp, en azından onu tamamlama ve Yüzük’ü kaptırmama motivasyonu ile kendisini çatlaklara atacaktır. 

Fakat ayrı bir ihtimal de, Frodo’nun “Yüzük benim” dedikten sonra Sauron ile yüzleşmeye karar vermesi olurdu. Sauron’un oraya yollayacağı ilk grup, o anda 8 kişi kalmış ve başlarındakini kaybetmiş Yüzüktayfları olacaktır. Frodo’nun taktığı Yüzük onların Frodo’yu görmesini engellemeyecektir. Ancak Frodo, Fırtınabaşı Tepesi’nde onlardan korkan Frodo değildir. Bu yolculuk onu büyütmüştür. Tolkien böyle bir durumda Yüzüktayfları’nın Frodo’ya amansızca saldıracağını düşünmüyor, bilakis tayfların Frodo’nun emirlerine uyar gibi gözüküp, onun çatlakların yakınından ayrılmasını sağlamaya çalışacaklarını düşünüyor. 

Diğer yandan Tolkien Frodo’nun ruhsal büyüme açısından önemli bir şahsiyet olduğunun altını çizerken, Hüküm Dağı’na kadar Yüzük’ü takmamak ve onu yok etmek üzerine gösterdiği iradenin, kendisini oldukça fazla büyüttüğünü belirtiyor. Ancak yine de Yüzük’ü kullanmayı öğrenmesi için oldukça fazla bir sürenin geçmesi gerekecekti. Çünkü Yüzük’ü kullanmak için iradesinin başkalaşıp diğer iradeleri kontrol altına alma isteği geliştirmesi ve daha da önemlisi kibrinin büyümesi gerekmekteydi. 

Eğer Frodo, Yüzüktayfları’na karşı durup Yüzük’ü sahiplenseydi, muhtemelen Yüzüktayfları aşağılık bir biçimde ona yaltaklanmaya başlayıp, “Efendi” bile diyeceklerdi. Onu Barad-dûr’a gidip krallığına sahip çıkmak, hakim olduğu toprakları görmek üzere motive etmeye çalışacaklardı. Hüküm Dağı’ndan çıkar çıkmaz ise girişi yok edip, Frodo’yu da hal edeceklerdi. 

Eğer Frodo direnirse muhtemelen bir noktada Sauron gelecek ve aralarında bir yüzleşme olacaktır. Bu yüzleşmenin sonucu ise kaçınılmaz bir biçimde Frodo’nun sonu olacaktır. Çünkü Sauron Yüzük’ten çekinmemektedir; Yüzük bir biçimde Sauron’un iradesine uymaktadır ve ona dönmeye çalışmaktadır. Frodo’nun veya Gollum’un “Yüzük benim!” demeleri ancak sözde kalacak bir haldir ve Sauron’a karşı yapabilecekleri tek şey kendileriyle beraber Tek Yüzük’ü yok etmek olacaktır. Hikayenin asıl halindeki o son ilahi dokunuş öyle bir çözüm ortaya koyuyor ki, Sauron dışında herkes belirli bir seviyede tatmine ulaşıyor.

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply