Ungoliant – Bölüm 2

2

Eldar’a (Elfler) Arda’ya inen Ainur hakkındaki bilgiler, Valar ve Maiar formlarına giren Ainur tarafından aktarılmıştır. Bu aktarıma göre Melkor da Valar ile eşit derecede kudretli bir ruhtur. Başta Sauron olmak üzere Melkor’un diğer yardımcıları ise Maia seviyesindeki ruhlardır ve her biri farklı formlarda Arda’da yer almaktadırlar. Örneğin Balroglar da Maia nevinden, Melkor’un emrine girmiş ruhlardır. Ancak bu bilgiler arasında Ungoliant hakkında bir bilgi yer almamaktadır. Bu nedenle Eldar arasında Ungoliant’ın kökeni tam olarak bilinmemektedir. Bir Maia olduğu da düşünülebilir. Ancak daha sıklıkla geçen yorum bundan biraz daha farklıdır. 

J.R.R. Tolkien’in mektuplarında Ungoliant ismi sadece bir yerde geçmektedir. Silmarillion ve The History of Middle Earth gibi eserlerin kendisinin vefatından sonra yayınlandığını göz önüne alırsak bu duruma bir sebep bulabiliriz. Bu sebep de, okuyucuların bu konuda pek bilgisi olmamasıdır. Ungoliant hakkında bilginin yer aldığı mektupta ise, Shelob’un kökenini anlatan Tolkien, Ungoliant’a kısaca değinmiştir. Tolkien bu mektupta Ungoliant’ı “ilksel ışık yiyicisi” (the primeval devourer of light) olarak tanımlar. 

Ungoliant hakkındaki daha fazla bilgiyi yine The History of Middle Earth serisinin Morgoth’s Ring kitabında bulabiliriz. Hatırlanacağı gibi bu seri, hem Tolkien’in hikayeleri genişletici notlarının bulunduğu hem hikayelerin çeşitli versiyonlarının bulunduğu hem de bu seriyi derleyip yayınlayan Christopher Tolkien’in notlarının bulunduğu bir seridir. Bu seride Ungoliant’ın kökenine değinilen bir kaç bölüm bulunmaktadır. 

Metnin Aslı

Whence she came none of the Eldar know, but maybe she came to the South out of the darkness of Eä…

Çevirisi

Hiç bir Eldar nereden geldiğini bilmemektedir, ama belki de Güney’den, Eä’nın karanlığının ötesinden gelmiştir…

Melkor, İki Ağaç’ı yok etmek için Ungoliant’ı aramaya Aman Diyarı’nın (Valinor’un da yer aldığı kıta) güneybatı bölümünde yer alan Avathar bölgesine gider. Avathar, Elf dilinde “Gölgeler” manasına gelmektedir. Ungoliant, Melkor’un Lambaları yok edişinin ardından buraya yerleşmiştir. Tolkien, bu buluşmayı anlattığı bölümde ise Ungoliant’ı şu şekilde anlatır:

Metnin Aslı

In that land, secret and unknown, dwelt in spider’s form Ungoliante, weaver of dark webs. It is not told whence she came; from the Outer Darkness, maybe, that lies in Eä beyond the walls of the World.

Çevirisi

Bir örümcek suretindeki Ungoliant, karanlık ağların örücüsü, gizli ve bilinmez bu diyarda yerleşmişti. Nereden geldiği anlatılmaz, Eä’nın içinde yer alan Dünya’nın Duvarları’nın ardındaki Dış Karanlık’tan belki de.

Eä Öncesi ve Sonrası yazılarında Tolkien’in kozmolojisindeki Boşluk ya da Yokluk olarak tercüme edebileceğimiz The Void kavramına değinmiştim. Eä öncesindeki Void kavramı, Yokolmayan Alev’in yokluğu iken, Eä sonrasındaki Void kavramı, Eä’nın, yani varoluşun içinde olan karanlık gibi anlaşılabilir. Tolkien de yukarıdaki alıntıda, Ungoliant’ın kökeninin Eä’nın içinde yer alan Karanlık’tan geldiğini belirtmiştir.

Ungoliant ve Melkor, İki Ağaç’ı öldürüp, Silmariller ile beraber Feänor’un yaptığı bir çok değerli taşı da çalarak Valinor’dan kaçarlar. Tolkien bu kaçış esnasında oluşan hali anlatırken, Karanlık’ın kendine ait bir varlık olduğuna dair bir anlatım kullanmıştır. Bu kaçış esnasında oluşan bu karanlık için ise Ungoliant’ın Bulut’u tabirini kullanmaktadır. Bu bulutun mahiyeti o denli karanlıktır ki, onları takip etmeye çalışanlar yerlerini yönlerini şaşırmış, sanki karanlıktaki simsiyah bir ağa takılmış bir hale düşmüşlerdir. 

Ungoliant ve Melkor

Ungoliant ve Melkor

Ungoliant ve Melkor, kaçıp güvende olduklarını hissettikleri anda, Ungoliant Melkor’dan, ilk başta anlaştıkları gibi kendisine ışıl ışıl parlayan mücevherleri ve taşları vermesini ister. Melkor ona Simariller dışındaki her şeyi verir. Zaten İki Ağaç’ı ve onların özlerinin geldiği kaynağı kurutarak devleşen Ungoliant, bunlarla da yetinmez ve Silmariller’i de ister. Melkor ise Silmariller’i kendisi için istemektedir. Ungoliant ağlarıyla Melkor’u tutsak eder ve onu savunmasız bırakır, ancak Melkor’un çığlığını engelleyemez. Bu çığlık öyle güçlüdür ki, Melkor’un hizmetkarları olan Balroglar gelir ve ateşten kırbaçları ile Ungoliant’ı yaralayıp defederler. Melkor, ellerini yakmalarına rağmen Silmariller’i koruyup, Ungoliant’a vermemiş, Balrogların yardımıyla da emeli olan Silmariller’e ulaşmıştır. 

Bu hikayedeki en önemli husus bence, Ungoliant’ın ve Melkor’un Silmariller’e karşı olan arzularının mahiyetidir. Ungoliant’ın tek arzusu ışığı yutmak ve yok etmektir. Melkor ise Silmariller’i kendisi için istemektedir, çünkü bu onun Valar’a ve Eldar’a karşı olan kıskançlığının ve intikamının bir simgesi olacaktır. Ainulindalë’yi hatırlarsak, Melkor Void’e Yokolmayan Alev’i bulmak için gitmişti, amacı O’nu kendisine almaktı. Bu kendisinin diğer Ainur’dan farkını gösterecekti. Silmariller’e olan arzusu sanki, Yokolmayan Alev’e olan arzusunun bir izdüşümü gibidir. 

Bu izi Ungoliant üzerinden takip edersek ve Tolkien’den alıntıladığım bölümü dikkate alırsak,  Ungoliant’ın mahiyeti Eä içerisinde yaratılmış Boşluk ile ilintili ve Eä öncesindeki Yokluk haline dönmeye çalışan bir varlık olabileceğini düşünüyorum. Yine de bu kanaatimin tam yerli yerine oturmadığının, bir şeylerin etrafında dolaşıp, bir yere ulaşamadığının farkındayım. Bu ulaşamamazlığı tamamlamak adına şunu da söylemeliyim: Tam da burada aklıma hiç bir yere oturtamadığımız, kökenini tam anlamadığımız Tom Bombadil geliyor. 

Paylaşın.

Yazar Hakkında

2 yorum

  1. Çok güzel bir anlatım olmuş teşekkürler. Silmariller yaratılışın var olan her şeyin hafızası demektir. Demek ki bir noktada fiilleri toplandığı varsayımı yapılabilir. Şimdi mitolojik okuma yaparsak melkor örümcekle savaşırken silmarillerin elini yakması aslında balrogların kamçılarıyladır! Yani melkorun da onlara sahip olamadığını anlatır. Orada melkor la örümceği ayırmamak gerekir. Burada çok büyük bir tüyo verdim bunu genişletirseniz mitolojik okuma yapabilirsiniz.

  2. Ömer Faruk on

    ilhan bey
    Feda edilen uzuvlar yazisinda değindiğiniz gibi burada da koruma içgüdüsü ile yapilan bir hamle sonucu elin zarar görmesi mevcut. Ikinci olarak silmarillere karşı Ungoliant ve Melkorun tavırlarıni Karanlık ve Gölge üzerinden de okuyabiliriz sanırım Şöyle ki Frodo Saurondan bahsederken bir yerde The Shadow diye bahsediyor ki Gölge, ışık kaynağıyla ışığın ulaşacağı yer arasına girilmesi sebebiyle oluşur. Yine Gölgenin ilk temsilcisi Melkor da Ainurun müziğinde kendi benliği ile Gölge oluşturmuştur. Ungoliant ve Melkorun tavırlarına bu çerçeveden bakacak olursak Ungoliant ışığı yutarak Karanlığı beslemek istemektedir. Melkor ışığı/silmarilleri kendi alarak benliği ile Gölge olusturma gayretindedir. Burada Melkor’un Ungoliantın elinden kurtulması ise Karanlığın Gölgeyi yutacak mahiyette olması gibide bakılabilir. Devam yazılarınızı da beklemekteyiz. Elinize sağlık.

Reply To alaca Cancel Reply