Tolkien’in Zaman’ı – Bölüm 34

0

Bu yazı dizisindeki yazılar Verlyn Flieger’in A Question of Time isimli kitabından faydalanılarak ve kitap içerisindeki konu sırasına uyularak yazılmıştır.


Frodo’nun Galadirel’in Aynası’na baktığında gördüğü vizyonlara Verlyn Flieger iki ana işlev yükler. Bu işlevleri teknik ve tematik olarak ikiye ayırır. Öncelikle teknik işleve odaklanırsak, Tolkien’in tüm Efsane-i Tolkien’i (Tolkien’s Legendarium) unutulmuş bir çağın anlatısı olarak sunduğu konusunda bir tereddütüm yok. Bu tarihçeyi anlatırken Tolkien’in kullandığı kelime hatırlanacağı gibi “keşif” kelimesidir. O tüm bu hikayeleri keşfettiğini söyler. Bu manada bakıldığında, Flieger’in teknik işlev olarak tanımladığı şey, Tolkien’in tüm hikayeleri bir biçimde yaşamış ya da seyretmiş olmasıdır, ki bu özellikle The Lost Road (TLR) ve The Notion Club Papers (TNCP) eserlerinde karakterlere yüklenen birincil özelliktir.

Frodo’nun Galadriel’in Aynası’na baktığında gördüğü vizyonlar, Orta Dünya tarihinin önemli olaylarıdır ve hepsi Frodo baktığı anda olmaktadır. Hepsi “şimdiki” anda gibidirler. Bu tarihte ya da diğer bir deyişle zamanda seyahat için Tolkien’in kurduğu teknik altyapının tezahürüdür. Zamanın önemli olaylarını müşahade eden Frodo, onların bir parçası olmasa da o olayları dolaysız bir biçimde görerek o anda yaşıyor gibidir. Bu zaman seyahatinin teknik tarafıdır.

Aynı anda bu teknik işlev, tematik olarak da işlevselleşir. Bu görüntülerin hepsinin alt-yaratıcısı Irmo’dur/Lórien’dir, ki kendisi daha önce de zikrettiğim gibi Rüyaların ve Hayallerin/Yakazaların/Vizyonların Efendisi’dir. Frodo’nun tüm vizyonları bu manada Lórien ile ilişkilidir.

Flieger bu noktada rüya konusunu derinleştirir ve Frodo üzerine odaklanır. Hatırlanacağı gibi Yüzük Savaşı sona erdiğinde Frodo, Sam, Merry ve Pippin, Shire’a dönüp yurtlarını yaşanan yıkımdan kurtarırlar. Merry dördünün beraber oturduğu bir noktada şu sözleri söyler:

‘Evet, işte baş başa kaldık; ilk başta yola çıktığımız gibi sadece dördümüz,’ dedi Merry. ‘Hepsini geride bıraktık, birbiri ardına. Sanki, yavaş yavaş kaybolan bir rüya gibi.’

J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi / Kralın Dönüşü / Shire Temizliği

Merry’nin bu düşünceleri belki Sam ve Pippin için geçerliydi, ancak Frodo öyle hissetmiyordu. Frodo bu sözlere karşılık olarak kendi hislerini şu şekilde dile getiriyordu:

‘Benim için değil,’ dedi Frodo. ‘Benim için yeniden uykuya dalmak gibi bir şey.’

J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi / Kralın Dönüşü / Shire Temizliği

Bir Hobbit için gerçekten maceradan maceraya koşarak geçirdikleri bu süre, bir rüya gibi algılanacak seviyede olsa da Frodo için bu algı biraz daha değişiktir. Frodo için macera öncesindeki sessiz varlığı ve macera bittikten sonraki hali sanki uykuda olmak gibidir. O geçirdiği bu süreyi, diğerlerinden farklı olarak, bir rüya gibi değil de gerçek uyanıklık gibi algılar.

Frodo, Shire’ın rüyavari huzurundan uyanıp tehlikeli bir seyahate çıkmış, insan kalbindeki karanlıkla yüzleşmiştir. Artık bu eski hayata geri dönmek onun için tekrar uykuya dalmaktır. Bu onun eski hayatıydı. Ama artık Frodo, o eski hayatı yaşayan Hobbit değildi. Frodo o andan itibaren, kendisini bu gerçeklikten tamamen çıkartacak olan bir sonraki seyahatine dek uykuya tekrar dalmış, belki biraz huzursuz bir uykuya dalmış gibidir. Bu hissi hem TLR’daki Errol ailesi hem de TNCP’deki karakterlerde de görmüştük. Onlar da kendilerini rüyalarındaki ya da vizyonlarındaki gerçeklikte daha uyanık bulmuşlardı. Yaşadıkları ya da şahit oldukları rüyalar ve vizyonlar onları uyandıran bir mertebedeydi.

Frodo’nun macerasının başladığı Çukurçay’a döndüğümüzde bunun bir emaresi ile de karşılaşırız. Merry gelir ve Frodo’nun kapısını vurur. Frodo gördüğü rüyadan (Ak Kule Rüyası) uyanır ve yolculuğuna başlar. Bu rüyanın ardından Frodo’nun uyanıklığı karanlık bir maceranın içine açılır. Frodo’nun Çukurçay’da başlayan ve Kıyamet Çatlakları’nda biten macerası, o ana kadar yaşadığı hayatı mutlu bir rüya mertebesine indirir.

Maceraya başladıkları ilk nokta olan Yaşlı Orman’da karşılaştıkları, Yaşlı Söğüt Adam, Höyüklü Kişiler ve Tom Bombadil gibi karakterler, kabus ya da rüya karakterleri gibidirler. Özellikle bu bölümde uyku ilişkisi çokça kurulur. Yaşlı Söğüt Adam ile karşılaşmalarını, Höyüklü Kişiler’le olan maceralarını ve Tom Bombadil’in evinde geçirdikleri süreyi içeren tüm bu bölümde, uyku ve uyanıklık sürekli girip çıkılan hallerdir. Tom Bombadil’in hikayeleri de buna katkıda bulunur; bu hikayelerin tanımında geçen şu ifadeler dikkat çekicidir:

…Tom artık onların hafızalarını da bilinçli/uyanık düşüncelerini de çok aşan yabancı bölgelerde, dünyanın daha geniş olduğu, denizin Batı Sahili’ne kadar dümdüz akıp gittiği zamanlarda dolanmaktaydı…

J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi / Yüzük Kardeşliği / Tom Bombadil’in Evinde

Tom Bombadil, anlattığı hikayelerle onlara tüm zamanların kapısını açıyordu. Bu nedenle Frodo bir günün tamamının mı geçtiğini yoksa günlerin mi geçtiğini tam olarak ayırt edemiyordu. Bu tıpkı Galadriel ile karşılaşmalarının ardından Lothlórien’den çıkıp orada ne kadar zaman geçirdiklerine dair tartışmalarına benziyordu.

Frodo’nun Tom Bombadil’in evinde gördüğü ve onun Gri Limanlar’dan ayrılışını neredeyse birebir yaşatan rüyanın da önemi yine karşımıza çıkıyor. Rüyanın bitişi ise şu sözlerle tanımlanmış:

Görüntü eriyip uyanıklıkta son buldu…

J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi / Yüzük Kardeşliği / Höyük Yaylalarında Sis

Ancak bu rüyanın başında, Frodo’nun gördüğü şeyin başlangıcı bir müzikle başlar. Frodo bu müziğin dışarıdan mı yoksa rüyasından mı geldiğini ayırt edemez. Fakat tüm hikayenin sonunda, Frodo Gri Limanlar’dan yola çıkıp, gördüğü bu vizyonun aslına ulaştığında bu vizyon ilk defa net bir biçimde rüya olarak adlandırılır. Çünkü artık o vizyon, Frodo’nun yaşadığı gerçeklik karşısında soluklaşmış ve rüya mertebesine inmiştir. Sam, Limanlar’da kalıp gün onun için batarken, Frodo ise Ak Kıyılar’da bir gün doğuşuna tanıklık eder. Bir yandan bu yolculuğu ileride yapacak Sam için gece ya da rüya hali sürerken, diğer yandan Frodo için hakiki uyanıklık hali başlamıştır.

Flieger özellikle kitabı bir kereden fazla okuyan okuyucular için hem o anın hem de tüm zamanın aynı anda varolduğuna, bunun da daha geniş bir farkındalık hali verdiğine değinir. Bu noktada sözü Flieger’e bırakıp onun tespitlerine yer vermek yerinde olacaktır:

Okuyucu hem ölümlülerin zamanının sınırlarını hem de Elf zamanının uzunluğunu bilir, Lórien’deki hafıza ve nostalji ile Tom Bombadil’in evindeki vizyonları ve öngörüleri tecrübe eder ve (Frodo’nun) rüyaları onu eski gerçekliğinin ötesine taşırken Frodo ile uyanır. Böylece Tolkien’in aracı (medium) onun (Tolkien’in) mesajı haline gelir, ve okuma tecrübemiz ile biz de Tolkien’in kendisine ve bizlere Yüzüklerin Efendisi ile ne göstermeyi tasarladığını öğreniriz.

A Question of Time / s.206

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply