Tolkien’in Zaman’ı – Bölüm 20

0

Bu yazı dizisindeki yazılar Verlyn Flieger’in A Question of Time isimli kitabından faydalanılarak ve kitap içerisindeki konu sırasına uyularak yazılmıştır.

…kendisini The Lost Road için tasarladığı fikirlere geri çekilirken buldu, ama şimdi bir kişinin öylesine girift bir idrake sahip olması gerekir ki şu sorunun cevabını aramasın, neden The Notion Club Papers yarıda bırakıldı?

Christopher Tolkien / History of Middle-earth / Sauron Defeated / s.282

The Lost Road’un yarıda kalışı ile ilgili çeşitli fikirler ve teoriler ortaya koyabiliyorduk. Ancak The Notion Club Papers için aynı şeyi söylemek zor. Yine de The Lost Road’da su yüzüne çıkan fikirlerin nasıl tekrar canlandığına dair biraz fikrimiz var. J.R.R. Tolkien, 1944 yılının Ekim ayında, tam da Yüzüklerin Efendisi’nin ikinci kitabı olan İki Kule’yi bitirmiş ve üçüncü kitaptan da birkaç sayfa yazmışken bir sebepten ötürü enerjisi tükenir ve yaklaşık iki sene sürecek uzun bir bekleyiş süresine girer.

Enerjisi tükenir tabiri aslında pek uymasa da Verlyn Flieger’in durumu anlatmak için kullandığı tabir olmuş. Ancak Flieger, bunun ardından da bu enerji tükenişinin de sebeplerini oldukça iyi analiz eder. Bu uzun aranın sebebi de zaman ile ilgilidir. Okuyucuların çok iyi bileceği gibi, İki Kule kitabında ayrı ayrı hem Frodo ile Sam’in başlarından geçenler hem de Rohan ve Gondor’da olanlar ve Kardeşlik’in geri kalan üyelerinin halleri anlatılmaktadır. Ancak Tolkien, bu olaylar arasındaki eşzamanlılığı tutturmak konusunda bazı hatalar yapmış ve bunları düzeltmek için oldukça emek harcamıştır. Hikayesindeki zaman ve kronoloji ile olan bu sorununun ne kadar etkisi vardır bilinmez ama bu duraklama dönemi onu zaman seyahati konusunda tekrar heveslendirmiştir.

Bu konuda değerlendirebileceğimiz bir diğer ipucu da, Yüzüklerin Efendisi’nin gelişiminin durduğunu söylediği, oğlu Christopher Tolkien’e yazdığı mektuptur. Bu mektup 1944 yılının Aralık ayında yazılmıştır.

Bu sabah…Biraz C.S.L’yi gördüm. Dördüncü (ya da beşinci?) romanı demleniyor, ve benimki ile çakışacak gibi gözüküyor (benim tahmini zor olan üçüncümle). Son zamanlarda tarih öncesi hakkında bir çok yeni fikir ediniyorum, (Beowulf ve yazabileceğim diğer kaynaklar yoluyla) ve bunları uzun zamandır rafta duran zaman seyahati hikayesinde işlemek istiyorum. C.S.L., Kabil ve Seth’in soyundan gelenler üzerine bir hikaye planlıyor. Ayrıca “Dil” (Doğası, Kaynakları, İşlevleri) hakkında ortak bir kitap yazmayı da düşünüyoruz. Sanki tüm bu projeler için zaman varmış gibi.

Tolkien’in Mektupları / Humphrey Carpenter / 92. Mektup

Oğlu Christopher Tolkien bu mektupla ilgili şu yorumu yapar:

Sözlerinin yorumlanması hayal kırıklığına uğratacak derecede zor; ama ‘benimkiyle çakışacak’ derken, kesinlikle kitaplarının temalarının oldukça yakın olacağını ima ediyor.

History of Middle-earth / Sauron Defeated / s.145

Christopher Tolkien babasının sözlerinden her ne kadar sadece C.S. Lewis ile J.R.R. Tolkien kitaplarında benzer temalar kullanıyor sonucuna varsa da, ya da Verlyn Flieger buna neredeyse hiç değinmese de, 92. mektuptan yaptığım alıntıda hem bir rahatsızlık hem de bir motivasyon seziyorum. Açıkcası bu iki ismin (C. Tolkien ve V. Flieger) bu konuya özellikle değinmemiş olabileceklerini düşünüyor olsam da, yine de bir açık kapı bırakarak söyleyebilirim ki Lewis ve Tolkien arasındaki arkadaşlık ilişkisi ne kadar yakın olursa olsun, Lewis’in Tolkien’den birkaç isimden daha fazlasını alıntıladığına ve Tolkien’in bundan ötürü kırgın olduğuna dair olan tartışmalar hiç bitmiyor.

Tolkien okumalarımın tamamını dikkate alarak ben bu alıntıda üç temel sorun görüyorum. Bunlardan ilki C.S. Lewis ile Tolkien’in eserinin tema olarak çakışması. İkincisi Tolkien’in tarih öncesi dönemi işlemek için zaman seyahatini seçmesi. Üçüncüsü de C.S. Lewis’in, The Lost Road benzeri bir biçimde önem arz eden, bir tarihi karakterin soyu hakkında bir hikaye yazıyor oluşuydu.

Bu noktaya geri dönmeden önce The Notion Club Papers hakkında kısa bir bilgi vermek de faydalı olacaktır. Bu eserin yazılan kısmı iki ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde daha çok Ramer konuşurken, ikinci bölümde de Lowdham daha fazla konuşur. İlk bölüm daha çok uzay seyahati üzerinedir. Hem uzay seyahatinin işlendiği edebi eserler hem de gerçek bir uzay seyahatinin imkanı/imkansızlığı tartışılır. Özellikle uzayda seyahatin mekaniklerine yoğunlaşılır ve rüyalar vasıtasıyla bu seyahatin yapılıp yapılmayacağı tartışılır. Bu bölüm “The Ramblings of Ramer” (Ramer’in Daldan Dala Atlayışları) olarak adlandırılmıştır, ancak taslak metinlerde bu bölümün “Out of Talkative Planet” olarak bir adı daha vardır. Bu ikinci ismin direk Lewis’in Tolkien ile olan paylaşımının ardından yazdığı “Out of the Silent Planet” eserine atıf olduğu anlaşılmaktadır.

İkinci bölüm ise Lowdham karakterinin başrole geçtiği ve The Lost Road benzeri bir şekilde geçmişe doğru seyahat ettikleri bir içeriğe sahiptir. Bu bölümün adı da “The Strange Case of Arundel Lowdham” (Arundel Lowdham’ın Garip Vakası) şeklinde konulmuştur. Burada ise özellikle Atlantis, Númenor, Elendil, Eärendil gibi isimleri okumaya başlıyoruz.

Tolkien yarıda bıraktığı bu eserinde, hem kendi zaman seyahati kavramlarını kullanmış hem de bana göre Tolkien’in kavramlarından aşırı esinlenen Lewis’e edebi bir cevabı, Lewis’in payına düşen uzay seyahati kavramını eleştirip, yerine ikamesini koymaya çalışmadan farklı bir yaklaşımla kendi fikrini sunarak vermiştir.

Belirttiğim gibi ne Flieger ne de oğul Tolkien bu konuda tek söz söylememektedirler; bu nedenle bu tespitlerde yanlış ya da eksik olabilir.

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply