Tolkien’in Zaman’ı – Bölüm 19

0

Bu yazı dizisindeki yazılar Verlyn Flieger’in A Question of Time isimli kitabından faydalanılarak ve kitap içerisindeki konu sırasına uyularak yazılmıştır.


Bu yazı dizisinde bilindiği gibi J.R.R. Tolkien’in, zaman kavramına yaklaşımını irdelemeye çalışıyorum. Bu konuda Tolkien bize üç tür kaynak sunuyor. Efsane-i Tolkien (Tolkien’s Legendarium) içinde açıktan değil de içkin bir biçimde gördüğümüz zaman kullanımı, mektuplarında ve Peri Masallarına Dair gibi eserlerinde ortaya koyduğu görüşleri ve doğrudan zaman üzerine yazdığı eserler, bu üç kaynağı oluşturuyor. Bu üçüncü tür kaynaklardan ilki, geçmiş yazılarda sıkça değindiğim, zaman seyahati üzerine yazmış olduğu The Lost Road isimli eserdir.

Kısaca hatırlatmak gerekirse, The Lost Road’da bir soydaki baba-oğul çiftlerinin, atalarından kendilerine kalan hatıralar üzerinden, geçmişe doğru yaptıkları bir seyahat anlatılıyordu. Bu seyahatin Efsane-i Tolkien ile birleştiği nokta ise, baba-oğul çiftlerinin ilki olan ve Númenor’un batışından kaçan sadıkların liderleri olan Amandil ve Elendil idi. Tolkien’i böyle bir konuda yazmaya iten şey ise Atlantis Dadanması olarak çevirebileceğimiz Atlantis Haunting, yani Tolkien’in sürekli bir biçimde rüyalarında gördüğü bir diyarın batış anına ait görüntülerdi. Ancak The Lost Road bir biçimde tamamlanamamış ve yarım kalmıştı.

Fakat zaman seyahati konusu Tolkien için hep bir kenarda duran ve kafasında yer eden bir konuydu. Bu konuya bir hikaye bağlamında dönüşü ise The Lost Road’u yazmayı bırakmasından yedi yıl sonrasına denk düşmektedir (1945). Bu yedi yılın Tolkien’in hayatındaki dönüştürücü etkisi ise çok büyüktür. Çünkü bu dönemde sadece Tolkien değil, dünya da değişmiştir. İkinci Dünya Savaşı yaşanmış, geriye bir çok yıkıntı, dağınıklık ve yepyeni bir dünya bırakmıştır. Savaşın ve ardından savaş sonrası dönemin rahatsız havası, savaş öncesine dair bir özlemi tetikleyerek, Tolkien’de var olan geçmişe özlem duygusunu pekiştirmiştir.

Bu dönem bir diğer yandan Tolkien için üretken bir dönem de olmuştur. “Yeni Hobbit” hikayesi olarak başlayan üretim süreci, Yüzüklerin Efendisi’ne dönüşmüştür. İkinci Dünya Savaşı esnasında asker olan oğlu Christopher Tolkien’e yazdığı mektuplardan, bir yandan Yüzüklerin Efendisi hikayesinin gelişimini takip edilebilirken, diğer yandan bu savaş döneminin Tolkien’de bıraktığı etki anlaşılabilmektedir. Bu mektuplar bize özellikle Tolkien’in siyasi görüşünü ve dünyadaki değişim karşısındaki duruşunu anlatmaktadır. (İleride bir başka yazıda ya da yazı dizisinde bu konuya değinmek mümkün olabilir inşallah.)

Biraz bağlam dışı olsa da, The Lost Road’a atıfla, bu mektupların akla getirdiği bir diğer tevafuk ise, bugün tüm bu külliyatın birincil bekçisi olan ve hala üretmek için çalışan Christopher Tolkien ile J.R.R. Tolkien’in bir baba-oğul çifti olarak iki dünya savaşında, cephelerde yer almalarıdır.

Tüm bu gelişmelerin sonunda, J.R.R. Tolkien yeni bir zaman seyahati hikayesini yazmaya karar verir. The Lost Road’daki temele dayanıyor olsa da, The Notion Club Papers isimli bu hikaye çok daha olgun bir hava içermektedir. Verlyn Flieger bu durum için şu yorumu yapmaktadır:

Zaman seyahatine döndüğünde, yeni versiyonunda, The Notion Club Papers, The Lost Road’a olan benzerlikleri (ve daha da fazla olarak farklılıkları ile), hayal gücünün ve bir hikaye anlatıcı olarak maharetinin ne kadar büyüdüğünü göstermektedir.

A Question of Time / s.117

Flieger, bu yorumunun ardından, The Lost Road, Yüzüklerin Efendisi ve The Notion Club Papers’ın aralarındaki ilişkinin kronolojik olmaktan daha derin olduğunu vurgular. Ona göre zaman ve rüya, dil ve hafıza gibi birbirleri ile ilişkili kavramların, fikirlerin ve tekniğin karmaşık karşıtlığı, bu eserleri birbirlerine bağlayan şeydir.

Rüyalar yine baş roldedir, zaman içerisindeki hareketi sağlayan mekanizmalardır. Güncel karakterler ile kadim karakterler yine iç içelerdir. Ama tüm bu benzerliklere rağmen, The Notion Club Papers ile The Lost Road’u ayıran temel özellik, hikayelerin türleridir. The Notion Club Papers önceli gibi tarihi bir fantazi değil, bir bilim kurgu eseridir. Anlatım tekniği daha çağdaştır. Geçmişe doğru bir seyahat içerdiği doğrudur, ama Tolkien farklı bir biçimde bu hikayeyi geleceğe ait bir başka hikaye ile kozalamıştır. Bu noktada daha derin bir yorumlamaya girmeden, The Notion Club Papers ile ilgili genel bir bilgi vermenin gerekli olduğunu düşünüyorum.

The Inklings

The Inklings

Hikayede okuduğumuz notlar Oxford’da toplanan bir arkadaş grubuna aittir. Bu grup Tolkien’in  bir parçası olduğu ve hayatında önemli bir yer tutan The Inklings’i hatırlatır. Grubun üyelerinden biri olan Lowdham, Atlantis hakkında gördüğü gerçek gibi rüyaları arkadaşları ile paylaşır. Bu rüyalar aracılığı ile Númenor’un hikayesi ve Kadim Günler’in (Elder Days) dillerini keşfederler. Lowdham karakteri bir bakıma Elendil’in bir yansımasıdır. Grubun diğer üyeleri de, farklı zamanlara ve mekanlara it olan rüyalarını paylaşırlar.

Tolkien’in hikayesinde bu toplantılar 1980’li yıllarda gerçekleşmektedir. Ancak bu notların yaklaşık dörtte biri 2012 yılında Oxford’da Mr. Green isimli bir kişi tarafından atık kağıtlar arasında bulunur ve yayınlanır. Ardından iki akademisyen daha bu notları inceler ve ikinci edisyonlarını yayınlar, ancak bu akademisyenler bu notları 1940’lı yıllarda yazılmış olarak değerlendirirler.

Görüldüğü gibi Tolkien bu sefer hikayeyi iki katman olarak geliştirmiş, bir taraftan rüyalar üzerinden geçmişe doğru bir zaman seyahati imkanını keşfetmeye çalışırken, diğer yandan kendisi bunu geleceğe dair bir hikayenin içerisine yerleştirir. Diğer ilginç bir tevafuk ise hikayede toplanan grubun toplantılarından birisinde 1987 yılında İngiltere’de meydana gelen büyük fırtınadan bahsetmeleridir. Gerçekten de 1987 yılında İngiltere’de böyle bir fırtına olmuştur, Tolkien’in bu hikayeyi 1945’te yazdığı düşünülürse bunun oldukça ilginç bir nokta olduğu görülebilir.

The Notion Club Papers da, önceli olan The Lost Road ile aynı akıbete uğramış ve yarım kalmıştır. Buna rağmen bizlere, zihin açıcı bir mahiyete sahip, okuyup üzerinden kafa yormaya değer bir iş sunmuştur. İlerleyen yazılarda bu hikaye üzerindeki değerlendirmelere devam edeceğim.

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply