Tolkien’in Zaman’ı – Bölüm 13

1

Bu yazı dizisindeki yazılar Verlyn Flieger’in A Question of Time isimli kitabından faydalanılarak ve kitap içerisindeki konu sırasına uyularak yazılmıştır.


Metnin Aslı

To walk in Time, perhaps as men walk on long roads; or to survey it, as may men see the world from a mountain, or the earth as a living map beneath an airship.

The Lost Road

Çevirisi

Zaman’da yürümek, insanların uzun yollarda yürüdüğü gibi belki de; ya da onu müşahade etmek, görebileceği gibi insanların dünyayı bir dağdan, ya da yeryüzünü yaşayan bir harita gibi bir hava aracından.

The Lost Road

Bunlar The Lost Road’un ilk bölümünde geçen, zaman seyahati hikayesinin günümüzdeki kahramanı Alboin’in sözleri, düşünceleridir. Belirli özellikler açısından kendisini andıran Alboin’in ağzından aktardığı bu sözlerle J.R.R. Tolkien, The Lost Road’u yazarak bize farklı bir zaman seyahati hikayesini, zamanın da mekansallaştığı bir yapıda anlatır. Zaman bir yol ya da yaşayan bir düzlem gibidir. Alboin’in tutkusu da bu yoldan geriye gidebilmektir. Zihninde, çoğunlukla rüyalarda beliren Beleriand’a ya da Númenor’a ait olan kelimeler onda geriye gitme hissini oluşturur. O günleri görmek, o insanları tanımak ve duymak, Atlantik kıyısında yer alan ve şimdi batmış olan o unutulmuş krallıkları yaşamak ister.

The Lost Road’un bu yaklaşımını daha iyi anlamak için Verlyn Flieger’in J.R.R. Tolkien’in yayınlanmamış bir el yazmasından alıntıladığı bir bölüme değinmek istiyorum. Bu yayınlanmamış el yazmasının başlığı “Elvish Time” yani “Elf Zamanı”. Tolkien bu el yazmasında İngilizce’de gelecek ile ilgili nitelemelerdeki karmaşıklığa değinmektedir. Not şöyle başlar:

Metnin Aslı

Our language is confused using after or before both (in certain circumstances) of the future.

A Question of Time / Elvish Time / p.69

Çevirisi

Dilimiz, (İngilizce) geleceğe dair (belirli şartlarda) önce ve sonra kelimelerini kullanmada belirsizdir.

A Question of Time / Elvish Time / s.69

Tahmin edilebileceği gibi, Tolkien bu giriş notunun ardından İngilizce’den bu konuda örnekleri ortaya koyar. Ancak ben Türkçe’den verebileceğim şu örneklerle, zihnimizi Tolkien’in bakış açısına yaklaştırmaya çalışabilirim:

‘Ardımızdan gelen nesiller.’ – Bu örnekte ard kelimesi ile geleceği nitelemekteyiz.

‘Önümüzde parlak yarınlar var.’ – Bu örnekte ön kelimesi ile geleceği nitelemekteyiz. 

‘Bizden önceki nesiller…’ – Bu örnekte ön kelimesinden türemiş önce kelimesi ile geçmişi nitelemekteyiz.

Bu örneklerde görüldüğü gibi, geleceği nitelerken birbirine zıt kelimeler kullanabiliyoruz (ard ve ön gibi) ya da aynı kökten türemiş kelimelerle hem geçmişi hem de geleceği niteleyebiliyoruz. Orijinal olarak mekana ait olan edatların, zamanda tanımlama yapmak için dilde dönüşürken oluşan ve yukarıda da verdiğim örneklerde görülen çelişkili hali gündelik hayatta hiçbirimizin dikkatini çekmezken Tolkien’in dikkatini çekmiştir. Flieger, Tolkien’in bunu farketmesini, Einstein’ın zaman hakkında ortaya koyduğu farklı yaklaşımlarla kıyaslamaktadır, onun kadar önemli görmektedir.

Bu aşamada, bu konuyu bir adım daha ileri götürebilmek için Tolkien’in aynı el yazmasındaki şu cümleleri, kendisinin dil üzerinden zamanı nasıl algıladığına dair bize bir başka bakış açısı sunacaktır:

Metnin Aslı

We speak as if events and a succession of human lives were an endless column moving forward into the unknown, and those born later are behind us, will follow us; yet also as if though facing the future we were walking backwards, and our children and heirs (posterity!) were ahead of us and will in each generation go further forwards into the future than we… All living creatures are in one mass or column marching on, and falling out individually while others go on. Those who do so are left behind. Our ancestors who fell out earlier are further behind, behind us forever.

A Question of Time / Elvish Time / p.69

Çevirisi

Biz olaylar ve insan hayatları silsilesi sanki ileriye doğru hareket eden sonsuz bir sütunmuş gibi konuşuyoruz, ve sonra doğanlar bizim ardımızdalar, bizi takip ediyorlar; lakin sanki geleceğe doğru yüzümüzü çevirmişken biz geri geri yürüyormuşuz, ve çocuklarımız ve varislerimiz (sonraki nesiller!) de önümüzdelermiş, ve her yeni nesil de geleceğe doğru bizden daha çok ilerleyecekler… Tüm yaşayan canlılar yürüyen bir kütle ya da sütün gibi, ve birey olarak dışarı düşülüyor diğerleri devam ederken. Böyle yapanlar (devam edenler) geriye kalanlardır. Atalarımız, bizden daha önce dışarı düşenler daha geridelerdir, sonsuza dek geride.

A Question of Time / Elvish Time / s.69

Açıkçası İngilizce ile tam olarak aynı anlam çıkmasa da, Türkçe çevirinin de eksiklere rağmen Tolkien’in anlatmak istediğini yüksek oranda anlattığını düşünüyorum/umuyorum. Flieger, bu el yazmasındaki anlatımın, Tolkien’in zamanı ve mekanı hem The Lost Road’da hem de sonraki eserlerinde nasıl kullanacağına dair bir işaret olduğunu, bir ima olduğunu düşünüyor. Yukarıdaki alıntıda karmaşık gibi görünen yürüyüşü ve bu yürüyüşün Elf Zaman’ı ile ilişkisini bir sonraki bölümde anlatmaya çalışacağım. Ancak yürüyen sütunun ya da kitlenin yüzünün hangi yöne baktığından ya da yürüyüş yönünden bağımsız olarak, bu tasvirde Tolkien’in insan kitlesini bir yolda yürürken tasavvur ediyor oluşu önemli bir noktadır. Zaman, girişteki alıntıda Alboin’in arzuladığı gibi bir mekan olarak tasavvur edilmiştir. Tolkien’in zamanı, mekan gibi tanımlanması kasıtlı ve hem hikayeye hem de hikayenin ismine bir atıf gibidir. Zaman bu algı ve tanımlama ile  üzerinde hareket edilebilecek bir mekan haline gelmiştir.

Benim için bu noktadaki etkileyici husus, Tolkien’in tüm bu yaklaşımını dil üzerinden ortaya koyma becerisidir. Dilin onun için önemli bir araç olduğunu zaten biliyoruz. Ama dilin doğrusal yapısının, zaman algısı ile uyumlanması sonucu ortaya çıkan çelişkili (paradoksal) durumları tespit etmek ve ardından bunun üzerine bir yaklaşım oluşturmak çok heyecan verici. Ancak dilin kullanımı sadece bu kadarla kalmamış, Tolkien, dilin üzerinden inşa ettiği mekanlaşan zamandaki seyahatin araçlarını da yine dil üzerinden geliştirmiştir. Sürekli kendini tekrarlayan baba-oğul çiftlerini oluşturan bağ, farklı dönemlerde yaşayan baba-oğul çiftlerinde oluşan Elf-dostu / Cennet-dostu (Elf-friend / Bliss-friend) isimleriyle meydana gelmektedir. Baba-oğul çiftlerinin isimleri aynı zamanda, bu çiftlerden herhangi birinin geçmişe doğru, yani geçmişteki çiftlerden herhangi birisinin yaşadığı döneme doğru seyahatinin aracıdır.

Bir sonraki yazıda hem bu konuyu hem de Zaman – Elf ilişkisini biraz daha açmaya çalışacağım.

Devam edeceğiz…

Paylaşın.

Yazar Hakkında

1 Yorum

Reply To berk Cancel Reply