Tolkien’in Zaman’ı – Bölüm 12

0

Bu yazı dizisindeki yazılar Verlyn Flieger’in A Question of Time isimli kitabından faydalanılarak ve kitap içerisindeki konu sırasına uyularak yazılmıştır.


Verlyn Flieger, J.R.R. Tolkien’in zaman ile ilgili yaklaşımını ve zaman algısını, hem eserleri hem de hayatı üzerinden analiz ettiği kitabı olan A Question of Time’ın üçüncü bölümünün adını “Strange Powers of Mind” olarak koymuştur. Bu bölümde Flieger, Tolkien’in zaman seyahatini işlediği ilk eser olan The Lost Road üzerinden ilerler. Flieger sırasıyla, bir önceki yazıda değinilen Tolkien’in The Lost Road’u yazdığı dönemi ve zihinsel durumunu, ana karakterin isminin anlamı olan ‘Elf-dostu’ kavramını, Tolkien’in dilde zaman algısıyla ilgili gördüğü yanlışları ve son olarak da Tolkien ile Dunne’un kuramı arasındaki kesişime değinir.

Bölüme adını veren tabir olan “Strange Powers of Mind” yani “Zihnin Garip Güçleri” tabiri aslında Tolkien’in, sonrasında Peri Masallarına Dair’e dönüşecek konuşmasından alınmıştır. Tolkien bu konuşmasında rüyaların, Faerie ile ilişkili olduklarını ancak sadece rüyada görülen bir hikayenin olamayacağını belirtirken şu tabirleri kullanır:

Rüya’nın Faerie ile ilintisiz olmadığını söylemek doğrudur. Rüyalarda zihnin garip güçleri meydana çıkabilir. Bunlardan bazılarında bir kişi, bir yer özelinde Faerie’nin güçlerini kullanabilir, bu güçler ki, hikaye henüz tahayyül edilirken bile, yaşayan biçimlerin ve renklerin gözlerin önüne serilmesini sağlayabilir.

J.R.R. Tolkien / Peri Masallarına Dair

Bir önceki yazıda, Tolkien’in çok da mutlu bir hikaye yazmak için yola çıkmadığına değinmiştim. The Lost Road, tamamlanmamış bir kitap olduğu için, J.R.R. Tolkien’in vefatından sonra yayınlanan bir çok eseri gibi, kitapların hazırlığında önemli bir rol alan oğlu Christopher Tolkien’in notlarını da içerir. Aşağıdaki alıntı da Christopher Tolkien’in, babasının The Lost Road’u yazdığı dönemdeki zihin yapısını tarif etmesi açısından öneme sahip bir not.

“Babam geriye doğru, ilk ‘Elf-dostu’ ismini alan kişinin dünyasına ulaştığı zaman, orada bulduğu şey, kendinde en çok ayıpladığı ve korktuğu şeyin bir görüntüsüydü.” The Lost Road

Tolkien’in ‘Elf-dostu’ ismi alan ilk insana ulaştığında gördüğü şey, kendisini hayatı boyunca dehşete düşürmüş, kendisinde rüyadan uyanırken sudan çıkıp nefes alma hissi doğuran Atlantis’in Batışı rüyasıydı. Ya da kendi deyişiyle Atlantis Dadanması’ydı (Atlantis Haunting). Rüyanın detayına önceki yazılardan (Bölüm 2 ve Bölüm 10) ulaşılabilir.

En az rüya kadar önemli bir diğer dikkat çekici unsur ise Tolkien’in Ælfwine, yani ‘Elf-dostu’ anlamına gelen isimlere sahip kişiler üzerinden The Lost Road hikayesini kurmasıdır. Soy üzerinden geriye doğru giden bu hat, Númenor’un çöküşüne kadar devam eder. Bu hareketin, isimleri Ælfwine isminin zaman içerisindeki değişimi olan (Lombardic dönem için Alboin ve modern dönem için de Elwin) kişiler üzerinden gerçekleşeceği öngörülür.

J.R.R. Tolkien'in oğlu Christopher Tolkien

J.R.R. Tolkien’in oğlu Christopher Tolkien

Ælfwine ismi The Book of Lost Tales’in ikinci kitabında bulunan ve Yalnız Ada, Tol Eressëa’yı ziyaret eden ve Elflerden bir çok şey öğrenen insanın hikayesinin anlatıldığı bölümde de geçer. Hikayenin ilk versiyonlarında ana karakterin ismi Eriol iken, ilerleyen versiyonlarda Ælfwine haline dönüşmüştür. Christopher Tolkien, The Lost Road’un açılış bölümündeki kahramanımız olan Alboin Errol’ün soyadının Eriol kelimesinden dönüştüğünü söylemektedir. Tolkien, Eriol’un kelime anlamının “yalnız başına rüya gören” olduğunu belirtmiştir. Baba ve oğul Tolkien’lerin yorumları göz önüne alındığında, ana karakter olan Alboin Errol’un isminin “Elf-dostu yalnız başına rüya gören” anlamına geliyor. Christopher Tolkien, Eriol’un ya da Ælfwine’ın hikayesi için şu yorumda bulunmuştur:

Eriol hikayesi, Orta Dünya’nın ve Aman’ın tüm tarihindeki en çetrefilli ve en gizli meselelerdendir.

The Lost Road

Görüldüğü gibi, konu Tolkien olunca tek bir hikayeden bahsedemiyoruz. Odaklanılan herhangi bir noktadan bile kocaman bir efsanenin parçalarını görebiliyorsunuz. ‘Elf-dostu’ ismi ya da ünvanı ve bu ünvanın ardındaki karakter de bu şekilde, Efsane-i Tolkien (Tolkien’s Legendarium) içinde en çok tekrar eden kavramlardan birisidir. Hatta Frodo Baggins bile, Efsane’ye geç girmiş olsa da, hem ‘Elf-dostu’ ünvanını almıştı hem de kişiliği ile de Ælfwine karakterini hatırlatmaktaydı. Christopher Tolkien, babasının kurgu sürecini anlatırken şöyle demektedir:

Númenor’un Batışı, Dünya’nın yuvarlak hale gelişi, ve Düz Yol gibi esaslı fikirlerin Orta Dünya kavramına girişi ve önemli bir figür olan Anglo-Sakson Ælfwine’ın hem geleceğe doğru, 20.yüzyıla doğru, uzayışı hem de çok katmanlı bir geçmişe doğru uzayışı düşüncesinin içinde olduğu bir zaman seyahati hikayesi ile babam, kendi efsanelerinin başka mekanlara ve zamanlara ait efsaneler ile olan muazzam ve apaçık bağlantılarını tasavvur ediyordu: hepsi büyük Batı Deniz’inin kıyılarına yerleşmiş olan insanların rüyaları ve hikayeleri ile ilgiliydi.

The Lost Road

Verlyn Flieger önemli bir figür olan Ælfwine’ı, Tolkien’in kendi efsanelerini diğer mekanların ve zamanların efsaneleri ile birbirlerine bağlayan bir iplik gibi görmektedir. The Lost Road tamamlanmamış olmasına rağmen, Efsane-i Tolkien’de bu birbirine bağlılık az ya da çok görülmekte, buna The Lost Road da dahil. Ancak eksik olan, Tolkien’in kendi efsanesini başka zaman ve mekanlarla bağlantılı olduğunu gösterebilme isteği olmuştur. Ama bir önceki yazıda belirttiğim gibi, Atlantis yani Númenor’un Batışı, bu isteğin karşılığının görüldüğü özel durumlardan bir tanesi.

Burada düşünülmesi gereken en önemli husus, Tolkien devasa ve açık bir bağlantı ağı ile kendi efsanesini başka mekanlara ve zamanlara bağlamak istediğine göre, Atlantis benzeri olan ve Efsane-i Tolkien ile gerçek dünya tarihi arasında bağlantı kurabilecek başka noktaları da hikayelerde bulmak olmalıdır. Ancak bu konuda Atlantis / Númenor kadar net göremediğimiz açıkça gözüküyor. Ben yine de bunun Tolkien’in zihnine girmek ve onu tetikleyen şeyleri anlamak için gerekli olduğunu düşünüyorum.

Devam edeceğiz…

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply