Tolkien’in Karakterleri ve İstihbarat – Bölüm 1

0

George Orwell, Ian Flemming ve John le Carré, birbirinden farklı romanlar kaleme aldılar. Okur kitleleri arasında bir kesişim aranabileceği gibi çok sayıda farklı okur segmentine hitap ettikleri de görülebilir. Ortak noktaları ise 20. Yüzyıl boyunca İngiliz İstihbaratı’nın farklı birimlerine hizmet etmeleridir. Tolkien’in de dahil olduğunu düşündüğümüz yazar-istihbaratçı vasfı taşıyan örneklerdir.

George Orwell, diğerlerinden ayrılan ve Tolkien’e biraz daha yaklaşan bir yazar profili çizer. Ian Flemming ve John le Carré gibi doğrudan casusluk romanları yazarak birikimini değerlendirmemiş, onun yerine bir istihbaratçı olarak çalıştığı yılların tecrübesini ve bakış açısını fantezi türü eserlerle okuyucusuna yansıtmıştır. Hayvan Çiftliği ve 1984 başlıca örnekleri olmak üzere devrin politik aktör ve sistemleri ile kasıtlı analojiler geliştirmeye uygun ve teşvik eden eserler verir. Eserlerinde -bir yönüyle evrensel bir mesaj okunabilse de- Stalin Rejimi’nin ve farklı komünist ve faşist uygulamaların, sistemlerin eleştirildiği belirgindir.

Tolkien Poetikası’nda ise, Orwell’ın kullandığı kasıtlı benzetmeler, metaforlar ve adrese teslim analojilerin yeri yoktur. Tolkien’in eleştirilerinin sınırları ve hakikat arayıcılığı, yaşadığı devrin sınırlarının çok ötesine uzanır. Ayrıca kendisi zamanın/insanlık tarihinin sınırlarını zorlayan bir mitoloji kurma gayretinde olduğundan, devrin tartışmaları ile doğrudan irtibatlanıp bir zaman dilimi içindeki tartışma ve eleştiri ortamının bir esiri olmaktan kaçınmalıdır. En derindeki köklere inebilmek için kasıtlı ve sadece bir devre bakan -anakronizme mahkûm- bir hikaye anlatıcılığını ve zamanının şahıs, olay ve sistemlerine bağlı göndermeleri reddetmek durumundadır. Sonuç olarak; Tolkien’in eserlerinde bir istihbaratçının birikimini, bu tarz bir tecrübenin izlerini görmek istersek, daha dikkatli bakmak zorunda kalırız. Bu noktada sorulması gereken sorulardan bir tanesi: Efsane-i Tolkien (Tolkien’s Legendarium), bahsettiğimiz tarzda -istihbarat birikimini yansıtan- bir anlam katmanına sahip midir?

Bu sorunun cevabını ana karakterler ve hikayeleri üzerinden aramamızda fayda var.

Aragorn ve İstihbarat

Aragorn, daha çok Yüzüklerin Efendisi’nde geçen hikayesinden bildiğimiz kadarıyla Gondor Tahtı’nın meşru varisi ve kaderine yürüyen bir kahraman olarak belirir. Ancak Aragorn, Yüzük Savaşı sırasında 87 yaşındadır (*) ve o güne kadar sisler altında kalmış, kendi adıyla çok az kişinin onu tanıdığı bir hayat sürmüştür. “Yolgezer” olarak bilindiği yıllardaki temel uğraşları kısaca Yüzüklerin Efendisi’nin Appendix A bölümünde yer alır. Appendix A’nın (EK-A) Yüzük Savaşı öncesinden bahsedilen bölümlerinde Aragorn’un (Yolgezer) faaliyetleri iki ana başlıkta özetlenir: (1) İnsanların kalplerindeki iyiliği ve kötülüğü keşfetmek, (2) Kara Lord’un (Sauron) ve uşaklarının tertip ve hileleri ile ilgili bilgi edinmek.

Bu iki özelliğe bir üçüncü istihbaratçı özelliği olarak kendi kimliği ile nam salmamak, bilinmemek ve örtülü/gizli bir kimlikle hareket etmek de eklenebilir. Aragorn’un kimliği, kaderine yürüyeceği olayların başlangıç noktası, tetikleyicisi olan Tek Yüzük’ün bulunmasına ve Elrond’un Divanı’nın toplanmasına kadar -az sayıda kişi istisna edilmek kaydıyla- sırdır.

Arathorn oğlu Aragorn

Arathorn oğlu Aragorn

Bu açıdan Aragorn’un soydaşlarının ve kendisinin yaptıkları ile ilgili olarak gizli misyonunun niteliğini ifade ettiği aşağıdaki satırlar kayda değer:

Metnin Aslı

‘What roads would any dare to tread, what safety would there be in quiet lands, or in the homes of simple men at night, if the Dúnedain were asleep, or were all gone into the grave? …If simple folk are free from care and fear, simple they will be, and we must be secret to keep them so. That has been the task of my kindred, while the years have lengthened and the grass has grown.’ – Aragorn, son of Arathorn.

J.R.R. Tolkien / The Lord of the Rings / The Fellowship of the Ring /
Council of Elrond

Çevirisi

‘Eğer Dúnedain gafil olsaydı veya hepsi çoktan mezarına girmiş, hangi yolda yürümeye cesaret edilebilir, ıssız topraklarda veya sıradan insanların evlerinde hangi emniyet bulunabilirdi? Sıradan insanlar endişe ve korkudan halas olsunlar ve öylece sade hayatlarını sürsünler diye biz sır olarak kalmaya devam etmeliyiz. Yıllar uzayıp gittikçe ve çimenler büyüdükçe benim soydaşlarımın (Dúnedain) göreviydi bu.’ – Arathorn’un oğlu Aragorn

J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi / Yüzük Kardeşliği /
Elrond Divanı

Bir istihbaratçının görevinin kutsallığını, yüksekliğini ifade eden bir duyguya sahip bu satırlar aynı zamanda Aragorn’un bir sistem içinde hareket ettiğinin, kendisi gibi başkalarının da olduğunun ifadesidir. Dikkatli bir okurun bulabileceği “Hunt for Gollum” (Tr. Av Başlıyor) ve Bitmemiş Öyküler kitabında Aragorn’un kendi devrinin tanımı içinde iyi bir istihbaratçının özelliklerini taşıyan bir karakter olduğu görülür. Aragorn, iz sürmek, detayları anlamlandırmak, bilgiyi yorumlamak açısından mahirdir.

“Bilinmeyen Tolkien” yazı dizisinde daha önceden bahsedildiği üzere önemli bir istihbaratçı özelliği, düşmanın algısı üzerine oyunlar oynama, yanıltma ve düşmanın dikkatini yönetme kabiliyetidir. Aragorn, Frodo’nun emniyetini sağlamak için dikkati kendi üzerine çeker ve bu stratejiyi, ordularını Kara Geçit’e sürecek noktaya kadar ilerletir. Mahir bir istihbaratçının yapacağı gibi “Tek Göz”ün dikkatini yanlış noktaya çeker ve Frodo’nun amacına ulaşmasını sağlar.

Solucandil ve İstihbarat

Solucandil, Yüzüklerin Efendisi’nde, niyetini gizleyerek iki büyük krallıktan birinin en tepesine kadar yükselen ve asıl sadakati Saruman’a olan bir karakterdir. “Kral Theoden’in aklını zehirlemek” olarak tabir edilir işlevi. Silmarillion’da, Sauron’un işlevi de Númenor Hanedanı ile ilişkisi itibariyle aynıdır. Númenor’un hüküm sürdüğü çağda, Sauron’un görüntüsü amacına uygun olarak aldatıcıdır -güzel görünümlü bir prens ve bilge kılığındadır- ve Kral Ar Pharazôn’un aklını zehirler.

İstihbaratta “beşinci kol faaliyeti” olarak da adlandırılan ve genel olarak dışarıdan kalenin düşmesini kolaylaştırmak için içeriden zayıflatma diye özetleyebileceğimiz bu tür faaliyetler Efsane-i Tolkien’de geçen hikayelerde içkin olarak bulunabilir.

Bir diğer örneği de Palantir Taşı ile ilişkisi üzerinden Denethor resmeder.

Denethor Palantir ve İstihbarat

Palantir Taşı’na hükmetmek bir irade meselesidir. Taşın gösterdikleri, onu kullanan kişilerden iradesi en kuvvetli olana göre bir seçki sunmaktadır. Yüzüklerin Efendisi’nde Palantir’i kullanan karakterler: Denethor, Sauron, Saruman ve çok kısa süreliğine Peregrin Took ve Aragorn’dur. Denethor ve Saruman, sürekli olarak taşa bakan kişilerdir ve her ikisi de Sauron’a hizmet etmekten kendilerini kurtaramaz. Palantir Taşı, doğası gereği yalan söylemez ama gösterdikleri gerçeğin bir kısmıdır; bir çeşit primordial algı yönetimi cihazıdır. Sauron’un iradesi galip geldiği için bakan kişinin algısını Sauron’un tercihleri doğrultusunda yönlendirir; gerçeğin onun tercih ettiği kısımlarını, onun tercih ettiği kurguya göre dizer.

Palantir Taşı, saydığımız özellikleri itibariyle psikolojik savaş için kullanılan medyayı ve medyanın algı, kanaat oluşturma tekniklerini anımsatır. Medya yoluyla yapılan savaşta -Palantir Taşı’ndan farklı olarak- yalana başvurulsa da en etkili yöntem, gerçeği değiştirmeden sadece gerçeğin algılanışını değiştirmektir.

Sauron ve İstihbarat

Üst-Gözetim (İng. Surveillance) aracı olarak modern dönemde devletler başta olmak üzere pek çok organizasyonun gözetleme kabiliyeti olağanüstü derecede arttı. Gözetleme kabiliyeti, davranışsal pek çok datayı toplama ve yorumlama imkânı vererek birey hakları aleyhine gelişen bir süper-egemenlik alanının doğmasına sebep oldu. Orwell’in 1984 romanında, televizyon benzeri olan ve propaganda kadar gözetleme aygıtı olarak da çalışan bir aletten bahsi de bireyin mahremiyetini yok eden türde bir egemenlik öngörüsünü resmediyordu.

Sauron’un Tek Göz’ü de primordial bir üst-gözetim (surveillance) aracını andırır ve tiranlığın her iradeyi kendi kontrolüne alacak kadar genişlemiş bir güç şehvetinin sembolü olur. “Her şeyi gören göz” tanımlaması henüz cisimleşmemiş Sauron’un gücünü ve etkisini anlatmak için Yüzüklerin Efendisi’nde kullanılan tabirlerdendir. Yani Sauron’un/Tek Göz’ün bu vasfı onu güçlü ve adeta yenilmez bir düşman yapmaya yeter. Bu yönü itibariyle diğer bir istihbaratçı yazar olan Orwell ve Tolkien, güç ve istihbarat; egemenlik ve bilgi arasındaki ilişkiyi anlamak/tanımlamak açısından birbirlerine benzerler.

(*) Aragorn 87 yaşında olmasına rağmen taşıdığı Númenor kanı üzerinden kendisine bahşedilen 3 insan ömründe olma hediyesi sebebiyle 40lı yaşlarında gözükmektedir.


NOT: Tolkien’in Karakterleri ve İstihbarat – Bölüm 2 yazısı ile devam edeceğiz.


“Aragorn” İllüstrasyonu © Sebastian Giacobino

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply