Tolkien’in Dünya Savaşı Yılları ve İstihbarat

0

“Bilinmeyen Tolkien” yazı dizisi, adını, Tolkien’in tüm hayatı boyunca ve hatta ölümünü takip eden 44 yılın ardından yazar hakkında gizemini koruyan konulardan aldı. Kesin olarak bildiğimiz bir şey var ise; Tolkien’in hayatının büyük ölçüde bilgimiz dışında olduğu ve bunun sebeplerinin yazarın kişisel tercihlerini aşan bir boyutu olduğudur.

Bilinemezliğin oluşturduğu şüpheler ve bilgi kırıntılarının ışığında ortaya çıkan ihtimallerden biri de Tolkien’in istihbarat ile ilişkisi etrafında konumlandı.

Bu noktaya kadar sunduklarımıza önemli bir katkı sağlayacak, Tolkien ile İstihbarat ilişkisi üzerinde biraz durmamız gerektirdiğini düşündürecek bir alıntı ile başlayalım:

Metnin Aslı

…How likely would it be that someone like Tolkien would be recruited? How about if we were to find a Tolkien “lookalike”? Well, there happens to be one: An extract from Jeffery’s book (*) on the history of MI6 is remarkable:

‘Over the next six months, the situation improved markedly, following the appointment of Captain Henry Landau to take charge of the military side… Just twenty-two years old when the war started, Landau had been born in South Africa to an Afrikaner mother and English father. Educated in South Africa, as well as at public school in England (Dulwich College), he was intellectually very able. He studied at Caius College, Cambridge, and graduated with first-class honors in Natural Sciences. An accomplished linguist -he had fluent Dutch, French, German- he went to France in August 1914 with a volunteer hospital unit, later gaining a commission in the Royal Artillery. When he was delayed on leave in London with measles, a female acquaintance recommended him to the Secret Service Bureau. Interviewed… on 8th June 1916. Landau wrote Colonel Browning saying that his artillery unit was posting him back to France and asking if MI1 (**) still wanted him.’

We have someone who is exactly the same age as Tolkien (born 1892), born in the same country, comes back to England for his education and goes to a decent English school and then to Oxbridge, attains a top degree there, has linguistic abilities and is an officer in the Royal Artillery who in the summer of 1916 is taken ill, happens to be on leave in England when he is, and ends up working for the British Secret Services.

He was sent to Belgium to organize the train-spotters there. The similarities with Tolkien are truly noteworthy. Can anyone logically refuse to consider that the same might have happened to Tolkien, too? Surely not! (***)

Çevirisi

…Tolkien gibi birinin -istihbarat için- işe alınmış olma ihtimali ne kadar yüksek gözükmektedir? Tolkien’e çok benzer birinin işe alındığını keşfettiğimizde görüşümüz nasıl şekillenir? Aynen bu şekilde Jeffery’nin MI6 tarihi üzerine yazdığı kitaptan (*) alıntıladığımız bölümü dikkatinize sunmaya değer bulduk:

‘Yüzbaşı Henry Landau’nun -askeri kanatta görev almak üzere-  tayinini takip eden geçtiğimiz altı ay içinde, durum çok belirgin biçimde iyileşti… Landau, Güney Afrika’da, Afrikaner (Güney Afrika’da doğan Avrupalılar için kullanılan bir tabir) bir anne ve İngiliz bir babanın, savaş başladığında sadece yirmi iki yaşında olan oğlu. İlk eğitimini Güney Afrika’da ve İngiltere’de bir devlet okulunda (Dulwich College) almış, entellektüel açıdan çok kabiliyetli biri. Cambridge, Caius College’da okumuş ve Doğal Bilimler dalından onur listesinde mezun olmuş. Çok başarılı bir dilbilimci, akıcı bir şekilde Flamanca/Flemenkçe, Almanca ve Fransızca biliyor/konuşuyor. 1914 Ağustos ayında gönüllü sağlık birimi ile Fransa’ya gittikten sonra “Royal Artillery”de (Kraliyet Topçu Birliği / İngiliz Ordusu’nu oluşturan askeri “kuvvet” yapılanmasının bir parçası) görevlendirilmiş. Daha sonradan kızamık hastalığı (çocuk hastalığından farklı olan ve o yıllarda askerlerde sıkça görülen bir hastalık) yüzünden Londra’yı terk etmekte gecikince bir bayan tarafından Gizli Servis’e/İstihbarat’a tavsiye ediliyor. Kendisi ile 8 Temmuz 1916 günü bir görüşme yapılıyor. Landau, Albay Browning’e yazdığı mektubunda, topçu birliğinin kendisini Fransa’ya geri gönderdiğini söylüyor ve MI1’ın (**) hala kendisini görevlendirmeyi düşünüp düşünmediğini soruyor.’

Bahsolunan kişi tam olarak Tolkien ile aynı yaşta olan (Doğum Tarihi: 1892) ve aynı ülkede doğmuş, eğitim için İngiltere’ye dönen, burada itibarlı bir okula giden ve ardından Oxbridge’e (İngiltere’deki elit üniversiteleri ifade eden çatı kavram) devam etmiş ve onur listesinde/üstün başarı ile mezun olmuş biri. Yine aynı kişi Tolkien gibi, dilbiliminde uzman ve kabiliyetli. Kraliyet Topçu Birliği’ne katılmış ve 1916 yılında hastalık geçirmiş ve onunla aynı zamanda İngiltere’de izinde bulunmuş ve Gizli Servis’te istihdam edilmiş.

Daha sonrasında bilgi akışını düzene sokmak/değerlendirmek üzere Belçika’ya gönderiliyor. Tolkien ile benzerlikleri gerçekten kayda değer. Herhangi biri aynı/benzer bir süreçten Tolkien’in de geçtiği ihtimalini, akli olarak değerlendirme dışı tutabilir mi? Elbette hayır! (***)

24 yaşında 1. Dünya Savaşı sırasında İngiliz Ordusu'nda görevli J.R.R. Tolkien / 1916

24 yaşında 1. Dünya Savaşı sırasında İngiliz Ordusu’nda görevli J.R.R. Tolkien / 1916

Özellikle uzun vadeli ve pek çok farklı görevde kullanılmak istenen ajanların isimlerinin, kimliklerinin saklanması ve değiştirilmesinin çok yaygın bir uygulama olduğu düşünülürse “Yüzbaşı Landau” kimliğinin Tolkien için üretilmiş bir gizli kimlik olduğu ihtimali de belirir. Peki neden Tolkien’e verilen gizli kimlik gerçek kimliğine bu kadar çok benzemektedir? Başlıca sebebi Tolkien’in yaşında ve istihbarat konusundaki tecrübesinin çok yeni oluşunda arayabiliriz. Gerçekten kendisine çok benzeyen bir rolü oynaması daha mümkün ve kolay olacağı için bu şekilde tercih edilmiş olmalıdır. “Herkes hayatta bir rolü çok iyi oynar” diye bir söz vardır. Bu söz ile kasıt kişinin kendisidir. Tolkien’e isim ve yer bilgilerindeki küçük farklılıklar haricinde kendisini oynama rolü verilmiş olması genç ve tecrübesiz bir istihbaratçının hayatını kolaylaştırmak amacı taşımış olabilir.

Landau’nun “Doğa Bilimleri” ile ilgili uzmanlığı bir istisna oluşturur. Tolkien bildiğimiz kadarıyla bu alanda bir eğitim almamıştır. Diğer yandan ise Efsane-i Tolkien (Tolkien’s Legendarium) genel olarak incelendiğinde Tolkien’in tabiat bilimlerinin alt dalı olan botanik, astronomi, dünyanın oluşumu ve evreleri ile ilgili yoğun bir ansiklopedik bilgiye sahip olduğu anlaşılır. Bir mitoloji yazarı olarak kendisini ampirik bilgiye bağlı kalmak zorunda görmemekle beraber astrolojiden bahsederken astronomi bilgisi, kozmogonik süreçleri ele alırken kozmoloji bilgisi ve yeryüzünün şekillenmesinde rol oynayan güçlerden bahsederken -mitoloji katmanının altında- jeofizik bilgisi görünmektedir. Özellikle kurgu veya gerçek bitkilerden, bitki örtüsünden (flora) bahsederken yaşadığı iklimde bulunmayan pek çok bitkinin tanımlarına rastlamak mümkündür. İnsan öncesi veya insanlık tarihinin belki ilk günlerine denk gelen pek çok arkeolojik yaratığın bilgisi de, İkincil Gerçekliği’nde alt-yaratısını sunduğu hayvanların, ilham noktasında bir arka planı gibi durur.

Sonuç olarak; Tolkien’in “Landau” kimliğini oynamak için ideal bir aday olduğunu düşünebiliriz. Uzmanlık olmasa da doğa bilimlerinin bazı alt dallarına olan ilgisi ve bu konulardaki ansiklopedik bilgisi üzerine karineler, bu rolü oynamak adına Tolkien’e zorluk çıkartacak tek alanı da aydınlatacak düzeydedir. Diğer yandan Tolkien, geçen yazıda bahsi geçen, bir istihbaratçının bir yazar ile ortak özelliklerinden biri olarak sunduğumuz “hızlı öğrenme süreçlerine uygun” olma koşulunu da yerine getiren bir yazardır. Hastalık süresi de böyle bir öğrenme süreci için kendisine uygun zamanı vermiş olabilir.

Landau’nun Tolkien’e verilmiş gizli bir kimlik olmadığı kabulü üzerine düşündüğümüzde bile -Landau ve Tolkien arasındaki benzerliklerden hareketle- zorunlu olarak ve en azından Tolkien ve benzeri akademisyen/yazar/dilbilimci profillerinin, devrin istihbarat işe alımları için çok uygun olduğu sonucuna varırız.


(*) The Secret History of MI6: 1909-1949 / Book by (MI6’nın Gizli Tarihi: 1909-1949; Yazar: Keith Jeffery)
(**) MI1, Dünya Savaşı sırasında kurulmuş olan ve temel olarak “kod kırma” görevini üstlenmiş olan İngiliz İstihbarat Birimi’nin ismidir. Görevleri kısaca şu şekilde sıralanır: (1) İstihbarat raporları ve kayıtlarının dağıtımı, (2) Yabancı muhaberatı önleme/araya girme ve kripto analizi yapma, (3) İletişim güvenliğini sağlama, (4) Kablosuz telgraf iletişimi, (5) İnsan kaynakları ve finans planlaması, (6) Karşı istihbarat/dezenformasyon/yanıltma. Yedinci bir işlev olarak MI6 ile ortak çalışan, kesişen bir birime de sahiptir. MI1, bu birim üzerinden tüm istihbarat faaliyetinin analitik merkezi diyebileceğimiz bir vasıf da kazanır. Bir yönüyle buraya kadar incelediğimiz entellektüel boyutu olan, yazarlardan, akademisyenlerden bilim adamlarından destek alan istihbaratçılık kategorisinin, organizasyonel şemadaki karşılığıdır.
(***) İtalik yazılan kısım, Elansea’nin Jeffery’nin “MI6’nın Gizli Tarihi” kitabından seçtiği pasajı içermektedir. Alıntının italik olmayan kısmı ise Elansea’nin J.R.R. Tolkien: Codemaker, Spy-master, Hero kitabında, ilgili pasajı takdimini ve kendi yorumunu içeren kısımdır.
Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply