Tolkien ve Mythopoeia – Bölüm 23

0

MYHTOPOEIA

The movements of the sea, the wind in boughs,
green grass, the large slow oddity of cows,
thunder and lightning, birds that wheel and cry,
slime crawling up from mud to live and die,
these each are duly registered and print
the brain’s contortions with a separate dint.
…………
(J.R.R.Tolkien)

Çevirisi
…………
Denizin hareketleri, dallardaki rüzgar,
yeşil çimler, ineklerin hantal tuhaflığı,
fırtınalar ve şimşekler, (havayı arşınlayarak) dönen ve öten kuşlar,
yaşamak ve ölmek için toprağın bağrından kalkan/yükselen çamur,
her biri uygun bir şeklde kayda alınmış ve iz bırakmış
beynin kıvrımlarında kendine özgü yerlerle.
…………
(J.R.R.Tolkien)

TOLKIEN ve ESKATOLOJİ (GÜNLERİN SONU / AHİRZAMAN)

Ahirzaman/eskatoloji, geleceğe ait bir konu gibi görülmesi itibariyle istihraçlar ile çok ilgili olmuştur. Dini aktarımlar imtihan sırrını ortadan kaldırmayacak şekilde yani üstü örtülüdür. Eskatolojik ilimler, bilgiler, bu tabiatının bir sonucu olarak hangi kaynaktan geldiğine bakılmaksızın çok sayıda mecaz, teşbih içerir. Konu ile ilgili rivayetlerin yaşayabilmesi ve etkisini tam olarak icra edeceği nesle ulaşabilmesi için ilk elden muhatap olan kitlenin ve bilgi tam adresine ulaşıncaya kadar rivayet eden nesillerin aklına sığışacak misallerle de aktarılması bir ihtiyaç, hatta zorunlukuktur. Diğer yandan ahirzaman bilgileri “savaş bilgileri” hükmündedir. Hak-Batıl, iyi-kötü mücadelesinin azami ölçüde kozlarını paylaşacağı bir zaman dilimi, “Dagor Dagorath” (Savaşlar Savaşı / Son ve En Büyük Savaş) manalarına da haizdir. Savaş stratejisi ise en paylaşılmaz, en gizli bilgi hükmündedir. Sonuç olarak; böyle bir bilginin ancak kendisinden faydalanması umulan kişilerin anlayabileceği türden ve sırlanarak aktarılması doğru olmaktadır.

Gizlilik perdesi altında olmak yönüyle ahirzaman ilmi, batıni ilimlerin bir kolu gibi kabul edilebilir. Diğer yandan talep ile ilim arasındaki ilişki düşünülürse son ve büyük bir savaş/mücadele, insanların her türlü bilgi türüne ihtiyaçlarını şiddetlendirecek ve gizli kalmış pek çok bilgi türünün kapısı da böyle bir zaman diliminde açılabilecektir.

Ahirzaman ilminin/eskatolojinin, batıni ilimlerle aynı babda sayılmasına bir misalini de Hz.Peygamber’in (sav) bir hadisinden verebiliriz:

“Kim Kehf Sûresi’nin başından – bir rivayete göre sonundan – on ayet ezberlerse Deccal’in şerrinden emin olur.”
(Müslim, Salatu’l-Müsafirin 257, (809); Ebu Davud, Melahim 14, (4323); Tirmizi, Fedailul-Kur’an 6)

“Deccal” her türlü eskatolojinin ortak yönünü oluşturur. Kehf Sûresi gibi batıni ilimlerin kaynağı olan bir sûre ile ahirzaman ilmi/eskatolojinin en temel karakteri olan Deccal’in arasında böylelikle bağ kurulmaktadır.

Efsane-i Tolkien’de (Tolkien’s Legendarium) de, bu türden; batıni ilişki ile eskatolojik ilişkinin bir arada bulunması itibariyle, bazı benzerlikler bulmaktayız. En başta Yüzüklerin Efendisi, iki çağın kıyameti üzerinden anlatılan eskatolojik bir hikayedir. Önceki yazılarda da değinildiği üzere suprarasyonel alanda bulunan sihir, simya gibi konularla her daim içli dışlı bir konuma sahiptir. Alt-yaratı kavramının kendisi, aklın sınırları içinde kalmayan pek çok tezahürle kendisini gösterir ve batıni ilimlerle çok noktada bir referans ilişkisi kurar.

Son olarak, dört unsur ve simya üzerinden girdiğimiz bu alanda ve ahirzaman perspektifinde, Kehf Suresi’nin, bazı sayısal tevafuklar da dahil olmak üzere Yüzüklerin Efendisi ile ve genel olarak Efsane-i Tolkien ile kesiştiği noktalar üzerinde durmaya çalışalım.

TOLKIEN, SİMYA ve KEHF SÛRESİ ÜZERİNE

Metnin Aslı

Three Rings for the Elven-kings under the sky,
Seven for the Dwarf-lords in their halls of stone,
Nine for Mortal Men doomed to die,
One for the Dark Lord on his dark throne
In the Land of Mordor where the Shadows lie.
One ring to rule them all, one ring to find them,
One ring to bring them all and in the darkness bind them
In the Land of Mordor where the Shadows lie.
(The Lord of the Rings, Epigraph)

Çevirisi

Üç Yüzük göğün altında yaşayan Elf Kralları’na,
Yedisi taştan saraylarında Cüce Hükümdarlar’a,
Dokuzu ölüm hükmüne tutsak Fani İnsanlar’a,
Bir Yüzük gölgelerin yurt tuttuğu Mordor Diyarı’nda
Kara tahtında oturan Karanlıklar Efendisi’ne.
Hepsine hükmedecek Bir Yüzük, hepsini o bulacak,
Hepsini bir araya getirip karanlıkta birbirine bağlayacak
Gölgelerin yurt tuttuğu Mordor Diyarı’nda.
(Yüzüklerin Efendisi, Epigraf)

Yüzüklerin sayısı; 1,3,7,9 olmakta ve Gazali’nin çok kullandığı bir vefk ile tevafuklar içermektedir. Bu vefk sıralanma biçimindeki farklılıklar ile dört unsuru da temsilen kullanılmaktadır. Bu dört sayı (1,3,7,9) vefkin her unsur için kullanımında 3’e 3 olan karenin kenarlarını ortalama suretiyle bir ikinci kareyi içeride çizmeye imkan verir. Böylece karelerden biri içeride olmak kaydıyla 8 köşeli yıldız çizmektedir. Sekiz köşeli yıldızın Türk Devlet Geleneği’nde ve Türk Tasavvuf Tarihi’nde çok izlerine rastlamanın da mümkün olduğunu belirtelim. Aşağıda dört unsura göre sıralanmış vefkleri ve vefklerdeki yüzüklerin adetleri ile tevafuk eden noktalar üzerinden çizilmiş iç kareleri görmektesiniz. Karenin içine bir kare çizilmesi batıni ve/veya enfüsi ilimlere işaret edebileceği gibi karenin dıştan çizilmesi de afaki ilimlerin temsilini verebilir. Şu an yazdığımız kontekst içinde “simya-yı nefs” veya “simya-yı eşya” olarak da okunmaya müsaade eder.

4 Unsur Vefki

4 Unsur Vefki

Yüzüklerin Efendisi’nin dibacesi sayabileceğimiz bu giriş epigrafında Gazali ve dört unsur vefki ile tevafuk, hem batıni ilimler ile tevafuk açısından önemlidir hem de bu vefkin yorumuyla simya açısından başka bir tevafuğun/denk gelmenin de bize fikrini vermektedir. Dört unsur ile ilişkisinin yanı sıra merkezinde “5” olması beşinci elementi/unsuru akla getirir. Beşinci Unsur, kara maddeden felsefe taşına, esir/eter maddesine kadar tüm bilinen simya tarihi boyunca merkezi konumunu sürdürmüştür. Antik Yunan da dört unsurun varlığını kabül ile, beşincisini gizemli esir maddesi saymaktadır. Orta Çağ Batı Simyası da beşinci unsurun esir maddesi olduğu kabülünü sürdürmüştür. Eski Japon öğretileri, boşluğa/yokluğa bir unsur/element nazarıyla; “yok”a bir “var” nazarıyla bakmış ve bunu beşinci element saymışlardır. Çin öğretilerine göre ise beş unsur vardır ve bunlar: Toprak, Ateş, Su, Metal ve Ağaç’dır. Ağaç sembolizminin Tolkien’in eserindeki başat rolü ve metal işçiliği ile gizli ilimlerin/hünerlerin kesişiminde ortaya çıkan Güç Yüzükleri nazara alınırsa “Çin Simyası” üzerinden de apayrı bir okuma imkanı olduğunu kabul etmemiz gerekir. Saruman örneğinde metal/endüstri ve ağaç, zıt kutuplar olarak belirmekte ve Saruman Metalurjisi/Simyası” diyebileceğimiz bir vahşet serencamına tepki olarak Ağaç Unsuru’nun bir temsilcisi sayacağımız Entler hikayeye girmekteydi. “Yüzük Savaşı” unsurların savaşı olarak okunduğunda, bu izlek üzerinden farklı yorumlar yapma imkanı bulunabilir. Diğer yandan Tolkien Kozmolojisi’nde ağaçların durumu hikaye üstüdür çünkü hikaye, zamana bağımlı bir fonksiyon gibi işlerken ağaçlar zamanın sayaçlarını meyve olarak vermiş; zamanı öncelemiş; evveline konumlanmıştır. Güneş Laurelin Ağacı’nın meyvesi ve Ay ise Telperion Ağacı’nın çiçeğidir. Böylelikle insanların ve diğer varlıkların takvimleri başlamışdır.

“5” SAYISI ve KEHF SÛRESİ ÜZERİNE

Kehf Sûresi’nde de vefkte ortalandığı gibi “5” sayısnın ortalandığını görürüz. “5” zikrediliş sırası itibariyle de 3 ve 7’nin ortalamasını vermesi itibariyle de merkeze alınmış gibidir:

“İnsanların kimi: ‘Onlar, üç kişi idi, dördüncüleri de köpekleri idi.’ diyecekler. Bazıları da: ‘Beş kişi idiler, altıncıları da köpekleri idi.’ diyecekler. Bunlar, gayb hakkında tahmin yürütmekten ibarettir. Kimileri de: ‘Onlar yedi kişi olup sekizincileri de köpekleri idi.’ derler. De ki: ‘Onların sayısını tam tamına Rabbim bilir.’ Onlar hakkında bilgisi olan çok az kişi vardır. Öyleyse onlar hakkında, sathî tartışma dışında kimse ile münakaşa etme ve bu konuda ileri geri konuşanlardan da hiçbir bilgi isteme!”
(Kur’an-ı Kerim Meali; Kehf Suresi; 22.Ayet)

3, 5 ve 7 sayılarının toplamı vefkin de satırlarından biri ile tevafuk ederek; vefkin her satırınında toplamı olan 15’i vermektedir. (3+5+7=15)

Yüzük Kardeşliği

Yüzük Kardeşliği

Yüzüklerin Efendisi’nin hikayesi üzerinden de bazı tevafuklara ulaşmaktayız: Moria Madenleri/Mağaraları’na girenler 9 kişilik bir kardeşlik grubudur. Ashabı-ı Kehf’in mağaraya çekilmesinde benzer bir durum görürürüz. Ashab-ı Kehf de bir ihvan/kardeşlik dairesidir ve mağaraya çekilmişlerdir. Diğer taraftan sayı tam tutmuyor gibi gözükse de hobbitlere, hikayede “buçukluk” – yarım adam manasında – denildiğini düşünürsek, biraz zorlamayla da olsa “7” sayısını elde ederiz. Kısa bir süre sonra Gandalf’ın ayrılması ve Boromir’in ölümüyle bu sayı tevilsiz olarak 7’ye düşecektir. Sayının 7’ye düştüğü noktada Gollum, “köpek” mevkisinde sekizinci kişi olarak ele alınabilir.

BİR BAŞKA AÇIDAN “7 + 1” MESELESİ

Kur’an’dan çıkartılan bir yorum ile köpeğin ismi “kıtmir”dir. “Kıtmir” kelimesi hurmanın çekirdek zarına verilen bir isimdir. Özelliği şeffaf ve var-yok arası bir görünme keyfiyetine sahip oluşudur. Tasavvufi açıdan yorumlandığında var-yok arası keyfiyeti kemale işaret eder ve şeffaflığı ile kendisini değil başkasını göstermektedir. “Fena” bahsi ile irtibat kurabildiğimiz böyle bir durumda kıtmir için “alçak” değil ancak çok yüksek bir makam bakmamız gerekir. Bu yönüyle “Kıtmir” köpek olmaz; köpek sadece hizmet etmek için her türlü alçalmayı kabul ettiği yönüyle – müspet anlamda – Kıtmir’in bir sembolü olur. Bu yönüyle her cephede ve herkese hizmet etme ve sonunda Yüzük Taşıyıcısı’nı ve diğerlerini korumak adına Balrog’un önüne atlaması yönüyle “Kıtmir Makamı” Gandalf’ın olur. Boromir ise hakikat bağı ile kardeşliğe bağlı değildir. Bu durumda Yüzük Kardeşliği’nin sayısı sekincisi Gandalf olmak üzere yedidir.

SONUÇ

Efsane-i Tolkien, Mythopoeia Şiiri’nin ilgili dizelerinde dört unsura yaptığı gönderme de dahil olmak üzere, pek çok yerde simya, batıni ilimler ve bunların göstergeleri olan vefkler gibi pek çok öğe üzerinden, eşyanın perde arkası ve “görünmeyen”in keşfi ile ilgili gözükmektedir. Bu yönüyle Tolkien, mitolojisindeki karakterlerden olan ariflere (wizard) veya onların iyi bir talebesine benzemektedir.

“Beyanda sihir/teshir vardır.” hadisi gölgesinde tüm incelikleri anlaşılmasa da teshirli/sihirli bir beyanın sahibi olduğunu söylemekten hâli değiliz.


Not: “Gazali Vefki” çerçevesinde, Efsane-i Tolkien’in hikayelerinin içerdiği sayısal tevafuklar ve yorumları üzerinden önümüzdeki yazımızda fikri seyahatimizi sürdürmeye çalışacağız.


‘Simyacı İllüstrasyonu © Even Mehl Amundsen
Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply