Tolkien ve Ağaç – Bölüm 3

0

Okuyacağınız makale, “Tolkien ve Mythopoeia” yazı dizisinin 23.Aralık.2015’de yayınlanan 5. makalesi olup, kendi içinde barındırdığı anlam bütünlüğü açısından “Tolkien ve Ağaç” serisinin 3. makalesi olarak tekrardan okuyucularımızın beğenisine sunulmuştur.


PHILOMYTHUS OLARAK NIGGLE

Ağaç sevgisi; bilgelik sevgisi; mit sevgisi, Tolkien’e göre birbirine oldukça yakın kavramlardır. Daha önceki yazılarda da geçtiği üzere Tolkien’in hakikati bulma adına derin düşünme alanı mitlerdir; “philosophia” onun için “philomythus”tur.

“Philomythus” / “Mitsever”, mitleri hakikatin bir öğreticisi gibi görür. Diğer yandan Tolkien, ağacı, bütün bir mitolojisinin hülasası gibi sunmuştur. Ainur’un müziğinden Orta-Dünya’nın çağlarının sonuna kadar bütün bir hikaye, Telperion ve Lorelin’den Gondor’un “Beyaz Ağaç”ına kadar bir ağacın serüveni/hikayesi olarak da okunmaya müsaittir.

Ted Nasmith'in fırçasından "Beyaz Ağaç"

Ted Nasmith’in fırçasından “Beyaz Ağaç”

Yaprak Çizen Niggle hikayesi, Tolkien mitolojisinin evrenine ait değildir. Çok da dikkat çekmeyecek şekilde verilen detaylara bakılırsa, 20. Yüzyıl başlarında bir ulus-devlet sınırları içinde geçmektedir. Bu ulus-devlet, aynı zamanda otoriter, totaliter eğilimlere sahip gibidir. Müfettişleri ile bütün bir hayatı kontrol altında tuttuğuna inanan ama manasız ve manasızlaştırıcıdır. Özetle; Tolkien’in alışık olduğumuz dünyasından tamamen farklı bir hikaye evrenidir bu. Hikaye evreni, bütünüyle farklı olmasına rağmen, bu evrenin de onto-teolojisi diğerleri ile oldukça benzerlik gösterir. Bu benzerliği bize en fazla sunan karakter Niggle, bir ressamdır ve alt-yaratısı ile ortaya çıkan bir ağacın gölgesinde manevi bir seyir izler. Bu yönüyle Orta-Dünya’nın ağaç/yaprak/yeşil/doğa ile örgülenmiş sembolleri ile kesişir. Sonuç olarak mitler ile olmasa da Tolkien Mitolojisinin başat karakteri olan “ağaç” ile irşad edilen bir karakterdir. Philomythus’un bir benzeridir ama mürşidi mitler değil bir ağaçtır. Bu yönüyle mit ve ağaç Niggle üzerinden kesişir. Niggle’ın hayatında “mythus”un yerini doldurabilecek kadar büyüktür tek bir “ağaç” ve Niggle için “philomythus/mitsever” diyemesek de onu gerçek anlamda bir “ağaçsever” olarak tanımlayabiliriz.

TOLKIEN’İN HAYATINDA AĞAÇ İLE İLGİLİ BİR KESİT

Tolkien’in hayatında da eserlerinde olduğu gibi ağaçsever ve mitsever sıfatlarının kesiştiği görülür. Tüm eserlerinde düşmanlarına karşı ağaçların tarafını tuttuğunu söyler. Bunun yanı sıra ağaçlarla tıpkı kurgu karakterleri olan entler gibi dostluğu ve birlikte çektirmiş olduğu fotoğrafları vardır. Bazıları ile ilgili hatıralarını ve o ağaçların trajedisini hiç unutmadığının aktarır:

Metnin Aslı

“And though he liked drawing trees he liked most of all to be with trees. He would climb them, lean against them, even talk to them. It saddened him to discover that not everyone shared his feelings towards them. One incident in particular remained in his memory: ‘There was a willow hanging from over the mill-pool and I learned to climb it. It belonged to a butcher on the Stratford Road, I think. One day they cut it down. They didn’t do anything with it: the log just lay there. I never forgot that.'” (Humphrey Carpenter’s J.R.R.Tolkien’s Biography)

Çevirisi

“Ağaçları resmetmekten çok hoşlanıyor olmasına rağmen herşeyden çok ağaçlarla birlikte olmaktan zevk alıyordu. Onlara tırmanır, yaslanır, hatta onlarla konuşurdu. Herkesin ağaçlara karşı aynı duyguları taşımıyor olması onu hüzünlendirirdi. Bir hadise özellikle hafızasına kazınmıştı: ‘Bir söğüt ağacı vardı; değirmenin havuzu üzerinden sarkan, ona nasıl tırmanacağımı öğrendiğim. Statford yolu üzerinde bir kasaba ait olduğunu sandığım. Bir gün kesilip atıldı. O ağaç ile hiçbir şey yapmadılar: Kütük orada öylece kalakaldı. Bunu hiçbir zaman unutmadım.’“(Humphrey Carpenter’ın J.R.R.Tolkien Biografisi’nden)

TOLKIEN’İN KÖTÜ KARAKTERLERİ VE AĞAÇLA İMTİHANLARI

MELKOR ve AĞAÇ

Melkor, Silmarillion’da geçen hikayelerin başat ve ilksel kötü karakterlerinden biridir ve yaşattığı belki de en büyük yıkım Telperion ve Laurelin’in kesilmesidir. Kozmolojik bu iki ağaç, zamanın, gün ve gecenin annesi hükmündedir ve bildiğimiz anlamda Orta-Dünya’nın çağlarının/zamanının başlamasından önce de vardırlar.

SARUMAN ve AĞAÇ

Saruman, gücünü arttırmak adına seçtiği yolda bir çeşit sarayı hükmünde olan yüksek kulesinin etrafındaki ağaçları katletmeye başlamıştır. Tolkien’in insani bulmadığı modern endüstrinin bir benzerini bu ağaçları yakarak inşa etmiştir.

SAURON, ORKLAR ve AĞAÇ

Ağaçların muhafızı ve çobanı olan entler Sauron ve orklarından hep nefret etmişler. Orklar, ormanların/entlerin tarihinde bir talancı olarak anılmıştır. Ayrıca Sauron’un manevi ve maddi iklim üzerindeki etkisi ormanların hastalanmasına ve hayat rengini giderek kaybetmelerine sebep olmuştur. Sauron’un habitatı diyebileceğimiz bölgeler her daim ateşin yandığı ve havanın solunamaz hale geldiği yerlerdir. Sauron’un hüküm sürdüğü bölgelerin, bir yönüyle İngiltere’nin ve daha sonraki dönemlerde modern “ilerlemeci” mantığın hakim olduğu yerlerdeki tabiat tahribine benzeyen tasvirleri vardır.

Galadriel Hanım'ın mallorn ağaçlarına kurulmuş şehri Caras Galadhon

Galadriel Hanım’ın mallorn ağaçlarına kurulmuş şehri Caras Galadhon

TOLKIEN’İN İYİ KARAKTERLERİ VE AĞAÇ

Orta-Dünya’nın Tarihinde hiç beklenmedik ve büyük bir dönüşümü sağlamış olan hobbitler, genel olarak ağaca ve doğada büyüyen herşeye duydukları sevgi ile marufturlar.

Elfler, görkemli mallorn ağaçlarının sahibidir. Bu ağaçları keserek değil onlarla yaşayarak kendi evlerini kurmanın bir yolunu bulmuşlardır.

GONDOR’UN BEYAZ AĞACI

Kendi hikayesi müstakil bir roman olacak kadar detaylı “Beyaz Ağaç” Gondor’un bayrağında yer alır. Kraliyet ve buna bağlı olarak “Kralın Dönüşü” ve umudun en temel sembolüdür. Büyük savaşların ve mücadelelerin içinden geçmiş ve son olarak Aragorn’un dönüşüne kavuşmuştur.

Özetle; iki farklı bakış açısını philomythus ve misomythus üzerinden mitsever ve mitsevmez olarak sunan Tolkien, yine bu farklı bakış açılarını, kişilerin ağaçları sevip sevmemeleri üzerinden de sunmuştur. Bu kişiler bazen Niggle gibi bir hikayenin veya mitolojisinin karakterleri olmuş, bazen de günlük hayatında karşılaştığı insanlar üzerinden bu ayrımı devam etttirmiştir.

Modern döneme ait bir arkaplana/evrene sahip bir hikaye olarak “Yaprak Çizen Niggle”ın daha doğrudan göndermelere sahip olduğunu düşünebiliriz.

MISOMYTHOS’UN/MİTSEVMEZ’İN/AĞAÇSEVMEZ’İN YOLU

Modern akıl “neden?” sorusunu sormaktan vazgeçmenin hikayesidir. Yapabilmeyi yani güç ve hükmetme yönüyle gelişmeyi, hayatın merkezine oturtup; bunun doğal bir sonucu olarak hayatın merkezinden akıl/kalb ve hikmeti uzaklaştırmıştır. Bir misal üzerinden açıklamak gerekirse: “Neden?” sebeplerden ilk sebebe bir basamak yapılabilir ve bir hikmetten “Hakim”e ulaşan bir merdivene dönüşebilir. “Nasıl?” sorusu mahiyetten – bir şeyin hakikatte ne olduğundan – çok hangi süreçler ile oluştuğuyla ilgilidir. Aslında eşyanın hakikatini açıklamaktan çok halden hale geçiş süreçlerini açıklar; mahiyet değil sürece odaklanır. Bu süreçlerin incelenmesi de şüphesiz bazı faydalar sağlar. Ancak bu faydaların yoğunlaştığı nokta, eşyanın manasını anlamadan onu manipüle etme imkanı vermeye daha müsaittir. Tolkien’in eserlerindeki güç ile imtihan temasında, bu durumu çok belirgin olarak görürüz. Kötülerin negatif bir motivasyonu vardır. Olmak yerine sahip olmak üzerine bir hayat sürerler. Melkor’un Arda’ya karşı beslediği ilk duygu sahip olma ihtirasıdır. Sauron, Orta-Dünya’ya sahip olmak ister. Gollum yüzüğe sahip olmak ister. Diğer yandan; Gandalf, güzelliğin izleyicisi ve koruyucusudur. Galadriel kurduğu dünyanın sahibi değil koruyucusudur; bir süre sonra bırakıp gitmek için yaşar. Aragorn, misyonu üzerinde dahi sahiplik iddia etmez, o misyon ona verilir.

MYTHOPOEIA

Metnin Aslı

“You look at trees and label them just so,
(for trees are ‘trees’, and growing is ‘to grow’);”

Çevirisi

 “Ağaçlara bakıyorsun ve onları öylece yaftalıyorsun,
(Çünkü ağaçlar ‘ağaçlardır’ ve büyüme de ‘büyümek’);”

Saruman ise hükmetmek ve sahip olmak ister. Gandalf, fonksiyonel açıdan hiçbir faydası yok gibi gözüken “Hobbit İlmi” ile ilgilenirken Saruman “Güç Yüzüğü/Yüzük İlmi” ile ilgilenir. Böyleleri için hayret ve hayranlıkla seyredilecek bir şey yoktur. Sadece sahip olunabilen şeylerden müteşekkil bir nazarda, “ağaç sadece ağaçtır” ve ötesinde derininde bir mana yoktur. Kesersen kütük olur, iyi işlersen verimlilik olur… Herşeyin yaftası/etiketi/ismi vardır, ama hakikati yoktur.


Not: Modern akıl ve Tolkien’in kötülerinin aklı arasında paralellik ararken “modern akıl” ile ağacın ve güzelliğinin görülemeyeceği, aynı zamanda bu nazarda mitlerin de derununda bir mana keşfetme veya bir büyülenme imkanı bulunamayacağı üzerine devam edeceğiz. Niggle ile ilgili yorumları bu noktada biraz daha açtıktan sonra Mythopoeia’nın diğer dizeleri ile devam etmeye çalışacağız.

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply