Orta Dünya ve Din / Hadler

1

Efsane-i Tolkien (Tolkien’s Legendarium) üzerine konuşurken, alt kırılımlarının anlamlarını detaylandırmaya çalışsak da, net ve kesin olan bilgimiz, Eru Ilúvatar’ın kadir-i mutlak, alim-i mutlak, her şeyin yaratıcısı olan yegane ve tek tanrı olduğudur. Silmarillion’un başında Ainulindalë’nin ilk cümlesinde bize bu bilgi verilir ve tüm Efsane-i Tolkien metinlerinde bu bilgi ile çelişen hiç bir bilgi yoktur. Ancak bu bilginin yanında Orta Dünya’da bizim aşina olduğumuz manada kurumsal bir din anlayışının da olmadığını görebiliyoruz. Orta Dünya ve Din” başlıklı yazılarda değinmeye çalıştığım gibi, din konusunda görebildiğimiz şey, varlıkla Tek Olan arasındaki yakın ve ilişkinin mahiyeti olabiliyor. 

Bu ilişkiyi anlamaya çalışırken, dikkate değer önemli bir unsurun da düşman olan Melkor’un varlığa bakışını anlamak olduğunu düşünüyorum. Hatırlanacağı gibi, Eru Ilúvatar’ın ilk yarattığı şey olan Yokolmayan Alev’in peşine düşen Melkor, onu Boşlukta/Yoklukta arar, ancak o her zaman Eru Ilúvatar ile birliktedir. Bu ilksel durum Melkor’un tüm fiillerinde benzer bir yansımayı oluşturur. Melkor hiç bir zaman olduğu hali idrak edemeyen ve Eru Ilúvatar’ın deyişiyle kendisinin de O’nun tasarrufunda bir enstrüman olduğunu anlamayan bir karakterdir. Bu bağlamda tüm yaptıkları ve yapacakları Eru Ilúvatar’ın ona sunduğu potansiyelin dahilinde olacaktır. Melkor, diğer Valar ile olan ilişkilerinde kullandığı aldatıcı yöntemi Eru Ilúvatar’a karşı da kullanabilmenin yollarını hep aramış, ancak hep aşamayacağı bir duvara çarpmıştır. 

Eru Ilúvatar’ın yaratımında fiziksel sınırlar ve kurallar olduğu gibi, metafizik sınırlar ve kurallar da vardır. Varlık hiyerarşisinde kudret açısından üst mertebede görülen Valar’ın dahi diğer varlıklara karşı uymaları ve saygı göstermeleri gereken, aşmalarının yasak olduğu hadler mevcuttur. Bu hadlerin genel adı “axan” olarak (çoğulu “axani”) geçmektedir. Axani, Eru Ilúvatar’ın vaaz ettiği yasakları kapsar, ancak bu yasaklara uyup uymamak, varlıkların iradeleri dahilindedir. Axan kelimesi anlam olarak da “O dedi” (“He says”) anlamına gelmektedir. 

Axani, Melkor’un sürekli manada aşmaya çalıştığı ve genellikle aşmaktan da zevk duyduğu yasaklardır. Çünkü Melkor başından itibaren kendi iradesine karşı bir irade tanımamak ve başka bir iradeye saygı duymamak konusunda ısrarlıdır. Onun açısından kendi iradesinin karşısından duran her şey ya gücüyle ya da aldatmayla aşılması gereken engellerdir. Özellikle Valar’ın axani’ye olan saygısını ve bu yasaklara karşı çıkmayacaklarını bildiği için, bu durumu kendi avantajına kullanmayı da çok iyi bilmektedir.

Axani, yani yasaklar, belirttiğim gibi uyulup uyulmaması varlıkların iradesi dahilinde olan kurallar bütünüdür. Eru Ilúvatar’ın vaaz ettiği yasaklar imtihan niteliğinde olup, Melkor’un şahsında oluşan kural tanımazlık hali pek çok varlıkta da çeşitli derecelerde görülebilir. Bu manada axani’ye itaat etmemeyi günah kavramı ile ilişkilendirmenin yanlış olmayacağını düşünüyorum. Galadriel’in Noldor İsyanı’na katılıp Valar’a karşı koyması, sonrasında yaşadığı pişmanlık ve bu durumun Tek Yüzük’le verdiği sınavın ardından affedilmesi gibi hadiseleri bu bağlamda değerlendirebileceğimizi düşünüyorum. Diğer yandan her günahtan küfüre giden bir yol olduğu gibi, Saruman örneği gibi örneklerin de axani’ye karşı irade göstermenin de axani/günah ilişkisinde bir örnek olduğunu düşünebiliriz. 

Buna karşılık Eru Ilúvatar’ın varlıklara koyduğu hadler axani ile sınırlı değildir. Örneğin, İnsanlar’ın ölümlülüğü gibi aşılması mümkün olmayan ve yaratılanların iradesi dışında olan hadler da vardır. Melkor’un Eä’ya inip, hiç bir engel ya da sınır tanımadan Eä’yı yönetebileceğini düşündüğü ilk dönemlerde de karşılaştığı şey bu hadlerdi. “únati” (tekili “únat”) kelimesi, aşılması mümkün olmayan, yapılması imkan dahilinde olmayan anlamlarına gelmektedir ve bu hadlerin genel adıdır. Tüm varlıkları kapsayan bu fizik ve metafizik kurallar, Eru Ilúvatar’ın varlığının, aşılmazlığının, erişilmezliğinin ve yenilmezliğinin ebedi hatırlatıcılarıdır. Tüm axani’ye karşı çıkan ve güç ya da aldatma ile onları aşan Melkor’un her zaman çarptığı duvar, únat duvarıdır.

Eru Ilúvatar’ın, yarattığı her varlıkta bir izi ve her varlıkla daimi birlikteliği vardır. Bu birliktelik axan perspektifinden, irade çerçevesinde tekil varlık tarafından gözardı edilebilir ve yüz çevrilebilir. Ancak bu únat perspektifinde bir değişiklik oluşturmaz, çünkü únat iradelerden bağımsız bir unsur olarak bizzat Eru Ilúvatar’ın iradesidir. Bu da bize hem af kapısının her zaman açık olduğunu hem de her yaratılanın Eru Ilúvatar’ın bir enstrümanı olduğu kavramlarını hatırlatır bir bakış açısıdır.

Paylaşın.

Yazar Hakkında

1 Yorum

  1. Elfler orta dünyayı terkedince geride kalan insanlar Valar ile hiç karşılaşmadıkları ve Eru hakkında da sınırlı bilgiye sahip oldukları için bazı şeyleri unutmaya meyilli hale geldiler, belki de bu peygamberlik dediğimiz tebliğ görevine ihtiyacı açığı çıkardı. Eru insanları kendi haline bırakmadı ve Elfler için var olan Valar, insanlar için var olan Peygamberlerin gelmesini bir zorunluluk haline getirdi.

Leave A Reply