Orta Dünya Tarihi / Atlantis ve Ælfwine

1

J.R.R. Tolkien’in eserlerindeki en kritik tarihi noktanın Númenor-Atlantis ilişkisi olduğuna bu yazı dizisinin önceki makalelerinde değinmiştim. Bu ilişki ile Tolkien’in ortaya koyduğu efsane ile bizim dünyamızın bir başka efsanesi kesişmektedir. Atlantis Efsanesi ile ilgili pek çok anlatım mevcuttur ve bu anlatımların pek çoğu, ilk kaynak olan Plato’nun verdiği detaylardan daha farklı detaylar da içermektedir. Atlantis konusundaki ortak görüş diyebileceğimiz tek unsur dünyanın geri kalanından üstün bir topluluk olmalarıdır, ki bu görüşe katılmayanlar da mevcuttur. Yakın tarihte Atlantis hakkında görüş bildiren Madam Blavatsky’den Edgar Cayce’a kadar pek çok kişinin bu konudaki kaynakları, tarih biliminden ziyade metafizik temelli kaynaklar oldukları için, Atlantis varlığı konusunda bile elimizde net bir veri yoktur. 

Atlantis’e bu denli önem atfedilmesinin bir diğer sebebi ise, başta semavi dinler olmak üzere, pek çok eski kaynakta rastlanılan tufan efsanesidir. Bizim Nuh (a.s.) ile ilişkilendirdiğimiz tufan sonucu  su altında kalan büyük bir diyarın hikayesi Sümer’den Maya medeniyetlerine dek pek çok yerde görülmektedir. Bu tufanın tanrı kaynaklı bir helak hadisesi olması da ortak görüşlerden birisidir. Ancak bu tufan sonucu oluşan batışın net bir biçimde Atlantis’i nitelediğini de kesin bir biçimde söyleyemiyoruz. 

Atlantis konusundaki tüm bu belirsizlikleri göz önüne aldığımızda, Tolkien’in anlattığı Númenor’un Batışı hikayesinin, diğer anlatılan Atlantis hikayelerinin gerçekliğinden bir farkını bulmak pek de mümkün değildir. Yani Blavatsky’nin, Cayce’ın ya da Evola’nın anlattığı Atlantis ne kadar gerçekse, Númenor da o kadar gerçektir. 

Tolkien, Atlantis hikayesine attığı çengelle Númenor’u nasıl bizim bilgilerimizle ilişkilendirdiyse, benzer bir ilişkilendirmeyi Ælfwine üzerinden de yapmıştır. Ælfwine, 10. yüzyılda İngiltere’de yaşayan Anglo-Sakson bir kişidir. Ælfwine ismi, “Elf dostu” anlamına gelmektedir. Ælfwine’ın Efsane-i Tolkien (Tolkien’s Legendarium) içinde iki önemli yönü vardır. Bu yazı bağlamında, bu önemli yönlerinden ilki olan, vakanüvisliğine değinmek daha doğru olacaktır. 

Ælfwine, dönemin kralı olan Eadweard’ın sağ kolu olan Odda’nın emrinde çalışan bir denizcidir. Denize olan aşkı çocukluğunda beri içinde yer almaktadır. Özellikle Britanya’da bilinen iki önemli İrlanda hikayesi, Aziz Brendan’ın ve Maelduin’in yolculukları Ælfwine’a ilham olmuştur. Dönemin diğer bir hikayesi de, Batı’da yer alan ve batmış olan bir kara parçasının batışından kurtulanların İrlanda’ya yerleşmiş olmaları ve bu yerleşimcilerin soylarında denize karşı bir tutku oluşudur. Ælfwine kendi içindeki bu tutku nedeniyle, bu insanların soyundan gelmiş olabileceğini de düşünmektedir. Bu düşünce Efsane-i Tolkien bağlamında doğru bir düşüncedir, çünkü Efsane-i Tolkien’de Ælfwine, Eärendil’in soyundan gelen bir kişi olarak tanımlanmıştır.

915 yılında, Danimarkalılar’la yapılan savaş sırasında Ælfwine bir arkadaşı ile Batı’ya doğru yelken açar. İki denizcinin son hatırladıkları üzerlerine gelen rüyavari bir ölüm ile altlarındaki dünyanın sulara batışıdır ve iki denizci de kendilerinden geçerler. Ancak aslında Düz Yol’u bulmuşlardır. Ælfwine uyandığında kendisini bir kıyıda bulur, bir grup Elf de gemisini kıyıya çekmektedirler. Vardığı yer, Valinor’un kıyısında yer alan bir ada olan Tol Eressëa’dır. Elfler, Ælfwine’a yeni lakaplar takarlar. Eriol (Yalnız rüya gören), Angol (Demir uçurumlar – geldiği yere hitaben) ve Sarothron (Gezgin) taktıkları lakaplardır. 

Burada Noldor ile bir süre yaşayan ve dillerini öğrenen Ælfwine, bir zaman sonra adanın iç kesimine ulaşır. Tavrobel şehrinde daha önceki yazılarda değindiğim, Elf vakanüvis Gondolin’li Pengolodh ile tanışır. Pengolodh’dan Ainulindalë başta olmak üzere pek çok tarihi konuda bilgiler alır. Elf tarihine ait pek çok eseri İngilizce’ye tercüme eder. 

Tol Eressëa’da ne kadar kaldığı bilinmemekle beraber, Ælfwine sonunda Britanya’ya geri döner. Tabi elinde Pengolodh’tan ve diğer Elfler’den aldığı pek çok bilgi, yazılı eser ve tercüme de vardır.


‘Tol Eressëa’ İllüstrasyonu © Frédéric Bennett
Paylaşın.

Yazar Hakkında

1 Yorum

Reply To alaca Cancel Reply