“Önceden Bilinen” in Hayat Aynasına Tecrübe Olarak Yansımasına Dair – Bölüm 2

0

Okuyacağınız makale, “Tolkien ve Mythopoeia” yazı dizisinin 17.Şubat.2016 tarihinde yayınlanan 29. bölümü olup kendi içinde barındırdığı anlam bütünlüğü açısından “‘Önceden Bilinen’in Hayat Aynasına Tecrübe Olarak Yansımasına Dair – Bölüm 2” başlığıyla tekrardan okuyucularımızın beğenisine sunulmuştur.

MYTHOPOEIA

Metnin Aslı
…………
Yet trees and not ‘trees’, until so named and seen –
and never were so named, till those had been
who speech’s involuted breath unfurled,
faint echo and dim picture of the world,
but neither record nor a photograph,
being divination, judgement, and a laugh,
response of those that felt astir within
by deep monition movements that were kin
to life and death of trees, of beasts, of stars:
free captives undermining shadowy bars,
digging the foreknown from experience
and panning the vein of spirit out of sense.

…………
(J.R.R.Tolkien)

Çevirisi
…………
Henüz ağaçlar “ağaç” değildir, vakta ki öyle isimlendirilene ve görülene dek
ve onlar isimlendirilene kadar hiç isimlendirilmemişlerdi
ki onları beyanın içe dönük nefesi göz önüne serdi,
dünyanın müphem/zayıf bir yankısı ve soluk bir resmi,
ancak ne bir kayıt ne de bir fotoğraf,
ağaçların, hayvanların, yıldızların yaşam ve ölümüne benzer
içlerindeki derin ihtarın/hatırlatmanın kıpırdanmalarıyla
kehanet, hüküm ve kahkahalı bir tepkisi olarak:
gölgeli parmaklıkların altını kazan hür tutsaklar,
“önceden bilineni” tecrübelerinden kazıp çıkarıyorlar
ve nüktenin (ruhun) damarını anlamdan eliyorlar.

…………
(J.R.R.Tolkien)

KEHANETLER ve “ÖNCEDEN BİLİNEN”İN HOBBİT’TEKİ YANSIMALARI

Efsane-i Tolkien’in (Tolkien’s Legendarium), genel olarak “günlerin sonu” (end times)/ahirzaman çerçevesinde takip edilebilecek bir atmosferi vardır. Özellikle, bu nitelik, Yüzüklerin Efendisi’nde çok belirgindir. Her çağın sonu apokaliptik bir hava içinde geçtiği için Yüzüklerin Efendisi’nden önceki çağlar için de – Númenor örneğinde görüldüğü üzere – aynı ahirzaman/günlerin sonu havasını takip etmek mümkündür.

Hobbit’te, insanların geleceği ile ilgili kehanetler/istihraçlar içeren şiirler vardır. Şiirler ve şarkılarla, müziğe, bu istihraçlar/kehanetler/”önceden bilinenler” yüklenmiş ve müzik bir noktada kehanetleri bir zamandan diğerine; gerçekleşeceği günlere kadar taşıma misyonunu elde etmiştir. Valar’ın, Büyük Müzik’te gördüğü geleceğin ve önceden bildiği şeylerin benzeri bir keyfiyet ile, Hobbit’teki insanlar, kendi kültürlerine uygun bir müzik telakkisi çerçevesinde; şarkılara konu olmuş şiirlerle, gelecek hakkında fikir sahibidirler. Tabiki insanların irfanı itibariyle bu bilgi, Valar’ın “önceden bilmesi” ile mukayese edilemeyecek kadar silik ve belirsizdir ama yine de bazı ortak noktalar taşır: Yaşanacak şeylerin, sebepleri daha belirmeden önce şarkılarda varlık kazanması (1), müziğin çok farklı bir nitelik ve daha düşük bir yaratılışsal derecenin ürünü olmasına rağmen geleceği geçmişin hafızasına nakletme misyonu (2), ancak daha sonradan yaşanan “tecrübe” ile istihraçların/kehanetlerin bütünüyle anlamına kavuşması (3) gibi sayısı arttırılabilecek pek çok yönden Hobbit’teki istihraç mekaniği ve “önceden bilinme” durumu Valar’ınki ile benzerlik gösterir.

Aragorn

Aragorn

ARAGORN ve “ÖNCEDEN BİLİNEN” ÜZERİNE

Metnin Aslı

All that is gold does not glitter,
Not all those who wander are lost;
The old that is strong does not wither,
Deep roots are not reached by the frost.

From the ashes a fire shall be woken,
A light from the shadows shall spring;
Renewed shall be blade that was broken,
The crownless again shall be king.
(Strider, The Fellowship of the Ring, The Lord of the Rings)

Çevirisi

Altın olan her şey parlamaz,
Her seyyah yitirmemiştir yolunu;
Güçlü olan ihtiyar solmaz (zamana yenilmez),
Derin köklere ayaz ilişmez.

Küllerinden bir ateş uyanacak,
Gölgelerin içinden bir ışık sürgün verecek;
Bir zamanlar kırık olan kılıç tekrar dövülecek,
Taçsız olan yeniden kral olacak.
(Yolgezer, Yüzük Kardeşliği, Yüzüklerin Efendisi)

Şiir, Yüzüklerin Efendisi’nde ilk olarak Gandalf’ın Frodo’ya göndermiş olduğu bir mektupta geçer. Frodo henüz Aragorn’un şiirde konu edilen müstakbel kral olduğu, tahtına yürüdüğü ve kendisinin de bu yolda en önemli role aday olduğu bilgisinden mahrumdur. Hikaye içi karakterlerin bilgisi itibariyle ve kronolojik olarak da “önceden bilinen” sınıfındaki bu olayın gerçekleşmesi ve nasıl olacağı büyük ölçüde örtülüdür ve Yüzük Kardeşliği başta olmak üzere herkesin Orta-Dünya Tarihi’ndeki rolünü “tecrübe” etmesi ile açığa çıkacak durumdadır.

Valar’dan aşağıya doğru varlık katmanlarında, “önceden bilinen”in keyfiyeti de değişmekte ve “tecrübe”, “önceden bilinen”in anlaşılması adına daha fazla öne çıkmaktadır. Bu noktada Valar’ın gördüğü – tecrübeye çok muhtaç olmaksızın – mutlak kadere daha yakın bir resim verirken; Gandalf gibi bir Maia’nın öngörüsü veya Galadriel gibi bir Yüksek Elf’in öngörüsü/önceden bilmesi, muallak/muhtemel kadere daha yakın bir resim verir ve tefsir edilmek/idrak edilmek açısından varlığın seçimlerine, tecrübelerine daha çok ihtiyaç duyar.

Tek Yüzük ve Sauron'un Her Şeyi Gören Gözü

Tek Yüzük ve Sauron’un Her Şeyi Gören Gözü

TEK YÜZÜK’ÜN KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANETİ ve “ÖNCEDEN BİLİNME” ÜZERİNE

Metnin Aslı

Three Rings for the Elven-kings under the sky,
Seven for the Dwarf-lords in their halls of stone,
Nine for Mortal Men doomed to die,
One for the 
Dark Lord on his dark throne
In the Land of 
Mordor where the Shadows lie.
One Ring to rule them all, One Ring to find them,
One Ring to bring them all and in the darkness bind them
In the Land of Mordor where the Shadows lie.
(The Lord of the Rings, Epigraph)

Metnin Çevirisi

Üç Yüzük göğün altında yaşayan Elf Kralları’na,
Yedisi taştan saraylarında Cüce Hükümdarlar’a,
Dokuzu ölüm hükmüne tutsak Fani İnsanlar’a,
Bir Yüzük gölgelerin yurt tuttuğu Mordor Diyarı’nda
Kara tahtında oturan Karanlıklar Efendisi’ne.
Hepsine hükmedecek Bir Yüzük, hepsini o bulacak,
Hepsini bir araya getirip karanlıkta birbirine bağlayacak
Gölgelerin yurt tuttuğu Mordor Diyarı’nda.
(Yüzüklerin Efendisi, Epigraf)

Sondan üçüncü ve ikinci dizeler kehanet içerir. Bu kehanet daha sonradan kendisini gerçekleştirmiştir. “Kendine gerçekleştien kehanet” (self-fulfilling prophecy); edebiyat, peri masalları ve mitoloji tarihi boyunca etkisini hissettiren bir kavramdır. Tolkien’in eserinde kendine ifade olarak yer bulamasa da Tek Yüzük’ün üzerindeki kehanet ile bir temsil kazanır. İstihraç veya diğer “önceden bilinme” durumları ile “kendini gerçekleştiren kehanet”; bir bilginin/ilmin, karanlık ve aydınlık yüzleri gibidir. Tolkien’deki temsili itibariyle her kehanetin önceden bilinmesinin gerçekleşmesi üzerinde teshiri vardır. Ancak Tek Yüzük örneğinde biraz daha farklı bir durum ortaya çıkar. Tek Yüzük’ün kaderi baştan üzerine yazılmış ve gerçekleşmesi için gereken bütün tasarruflar da planlanmıştır. Bunun haricindeki kehanetler veya “önceden bilinme” durumları ise icmali özetler halindedir – bütünüyle planlanmamıştır – ve tahakkuk etme yolunda, Sauron misali tek kişinin tüm iradelere hükmetmesi esasına değil pek çok kişinin hür iradelerinin uyuşmasına bağlıdır. Dolayısıyla ancak kaderin hükmü diyebileceğiniz çok sayıda tevafuk, denk gelme içermelidir. Bu tür bir kehanetin gerçekleşmesi sadece bütün kaderler üzerinde tesiri olan birinin hükmüne bağlıdır. Tolkien’in eseri bu açıdan kadercidir ve Yüzüklerin Efendisi’nde sadece bir yerde Tanrı’dan “Tek” olarak bahis geçmekle birlikte, pek çok yerde kader inancı üzerinden “Kaderlerin Sahibi”nin varlığına işaret vardır.

KENDİNİ GERÇEKLEŞTİR(E)MEYEN KENAHET

Yüzük Kehaneti bütünüyle kendini gerçekleştirememiş; Üç Elf Yüzüğü, hiçbir zaman Sauron’un eline geçmemiştir. Üç Elf Yüzüğü, Tolkien’in mektuplarında da bahsettiği üzere kirlenmemiş ve asli saflıklarını kaybetmemiş yüzüklerdir. Bu sebeple Sauron, onlar üzerinde hakimiyet kuramaz. Diğerleri ise en baştan “Gölge Diyarı”nda yapılmış yani eşyanın suretlerinden/gölgelerinden varlık kazanmışlardır ve asliyetleri yoktur. Tolkien’e göre “kendini gerçekleştiren kehanet”, asıllar/hakiki suretler üzerinde etkiye sahip değildir; ancak gölge varlıklar/gölgeye düşenler, asliyetini/hakikatini kaybedenler üzerinde tesir edebilir. Valar’dan başlayarak elf, insan ve hobbitlerle örneklemeye çalıştığımız “önceden bilinen” çerçevesindeki tesir ise, varlığını gölgeden almadığı için tüm asıllar/hakiki varlıklar üzerinde de etkiye sahiptir.


“Aragorn” İllüstrasyonu © Sebastian Giacobino
“Tek Yüzük” İllüstrasyonu © John Howe

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply