Mythopeia Üzerine – Bölüm 8

0

MYTHOPOEIA

Metnin Aslı

…………
Great powers they slowly brought out of themselves,
and looking backward they beheld the Elves
that wrought on cunning forges in the mind,
and light and dark on secret looms entwined.
…………
(J.R.R.Tolkien)

Çevirisi

…………
Büyük güçler kendilerine yavaşça açığa çıkardılar,
ve dikkatlice bakarak müşahade ettiler; Elfleri
zihnin maharetli/marifetli ocaklarında işlenen,
ve aydınlığı ve karanlığı gizli tezgahlarda birbirlerine dolaşan/örülen.
…………
(J.R.R.Tolkien)

Mythopeia şiirinde yukarıda verdiğimiz dört mısra “Büyük güçler” tabiri ile başlamaktadır. Bir önceki yazıda değindiğimiz gibi, bu tabirle Tolkien yaratılışın anlatıldığı Ainulindalë – Ainur’un Müziği metninde tanımladığı Ainur’dan bahsetmektedir. Ainur yaptıkları Müzik’in ardından Ilúvatar’ın onlara gösterdiği görüntüye hayran kaldı. Çünkü bu görüntü sadece onların kendi yaptıkları Müzik’te olanı içermiyordu, fazlası vardı. Bu mekanı Ilúvatar’ın Çocukları için hazırladıklarını anladılar. Cisimleşen müziğin güzelliğinin dışında bir anlamı olduğunu yeni yeni anlıyorlardı. Çünkü hiç biri Ilúvatar’ın Çocukları’nın yaratımında rol almamışlardı. Kendilerinden farklı, garip ve özgür olan bu şeyleri sevdiler ve:

“…onlarda yeniden yansıtılan Ilúvatar’ın aklını gördüler ve O’nun bilgeliğini biraz daha öğrendiler, ki bu Ainur’dan bile saklanmıştı.”
(Silmarillion, Ainur’un Müziği, Altıkırkbeş Yayınları Çevirisi)

Beraber yaptıkları ve cisimleşmesiyle Arda’yı (Dünya) oluşturan müziğin ardından ve bu görüntüyü gördükten sonra Dünya’ya olan tutkuları artan Ainur’un bir bölümü Dünya’ya inmek istedi.

Ainulindale - 23
Ainulindale - 24
Ainulindale - 25

“Böylece Ainur’un bir bölümü, Dünya’nın sınırları ötesinde Ilúvatar ile yaşamaya karar verirken, içlerinde en görkemli ve en güzel olanların çoğu, onun yanından ayrılıp Dünya’nın içine indi. Ilúvatar’ın yarattığı bu durum onların sevgilerinin gereğiydi ve Dünya tamamlanana dek, güçleri o andan sonra Dünya’da kapsanıp sınırlanacaktı, böylece onlar onun yaşamı, o da onlarınki oldu. Ve bu yüzden Dünya’nın Güçleri, Valar diye adlandırıldılar.” (Silmarillion, Ainur’un Müziği, Altıkırkbeş Yayınları Çevirisi)

Ainur Dünya’ya inip Valar haline geldikten sonra her biri kendi becerisi ve karakteri doğrultusunda sevgisini ve tutkusunu Dünya’nın bir parçasına ya da unsuruna yöneltti. Çünkü Dünya, onların Ilúvatar’ın huzurunda Müzik’in ardından gördükleri şekilde değildi.

“Çünkü Ulu Müzik, Zamandışı Salonlar’da düşüncenin büyüyüp çiçeklenmesiydi ve Görüntü yalnızca bir önceden göstermeydi; ama şimdi Zaman’ın başlangıcına girmişlerdi, Dünya’nın olduğunu, ama önceden ima edilip önceden söylendiğini anladılar ve bu söylenenleri gerçekleştirmeliydiler.” (Silmarillion, Ainur’un Müziği, Altıkırkbeş Yayınları Çevirisi)

Yavaş yavaş bunları işlemeye başladılar. Amaçlarının Ilúvatar’ın Çocukları’nın mekanını yapmak olduğunu biliyorlardı. Ancak Melkor yapılmış ya da yapılmakta olan her şeye karışmaya, müdahale etmeye çalıştı. Müzik yapılırken onu bozmaya çalıştığı gibi burada da diğer Valar’ın yaptıklarını kendi istediği şekle sokmaya çalıştı.

Şiirin yazının başında verdiğimiz dört mısrasında Ainur’un yaptıkları Müzik’in cisimleşmiş halini anlatması, Silmarillion ile beraber okunduğunda, yukarıda fark edileceği gibi bir çok paralellik taşımaktadır.

Elfler için kullanılan tabir “zihnin maharetli/marifetli ocaklarında” işlenmiş olmalarıdır. Elflerin ve İnsanların yani Ilúvatar’ın birinci ve ikinci çocuklarının yaratılışında, hiç bir Ainur’un payı bulunmamaktadır. Bu nedenle yaptıkları Müzik aracılığıyla yaratılan ve cisimleşen Dünya’nın, onlar için yaratıldığının da farkında değillerdir. Bu nedenle görüntü oluştuğunda, Ilúvatar’ın Çocuklarını müşahade eden Ainur onlara hayranlıkla bakmışlardır; tabi Melkor hariç. Ilúvatar’ın Çocukları’nda var olan ve daha önce hiç bilmedikleri Ilúvatar’ın zihninin farklı yansımaları, onlara O’nu yeniden bilmeyi, O’nun ilminin genişliğini ve daha ne kadar çok bilmedikleri şeyler olduğunu da ortaya koymuştur.

“‘Sübhansın ya Rab! Senin bize bildirdiğinden başka ne bilebiliriz ki? Her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan Sensin.’ dediler.”
(Bakara Sûresi 32. Ayet)

Ainulindale - 26
Ainulindale - 27
Ainulindale - 28

Aydınlık ve karanlık için kullanılan tabir ise “gizli tezgahlarda birbirlerine örülen” şeklindedir. Ilúvatar’ın ilminde Melkor’un da bir işlevi vardır. Melkor her ne kadar diğer Ainur’un yaptıklarını bozmak istese de, Melkor’un bu hali için Ilúvatar:

“Ve sen, Melkor, tamamen benden kaynaklanmayan hiç bir temanın çalınamayacağını ya da bana rağmen değişmeyeceğini göreceksin. Çünkü buna kalkışana, kendisinin bile hayal edemeyeceği, çok daha harika şeylerin tasarlanmasında benim enstrümanım olduğu kanıtlanacak.”
(Silmarillion, Ainur’un Müziği, Altıkırkbeş Yayınları Çevirisi)

Ilúvatar’ın bu uyarısına rağmen Melkor, Müzik’in cisimleşmiş hali olan ve Ilúvatar’ın çocuklarına ihsan ettiği bu Dünya’yı fazlasıyla kıskandı ve Dünya’yı kendi krallığı, Ilúvatar’ın Çocuklarını ise kendi hizmetkarları olarak görmek istedi.

“Bu yüzden Dünya henüz genç ve alevlerle doluyken, Melkor ona göz koydu ve diğer Valar’a dedi ki: ‘Burası benim krallığım olacak; ve onu kendime alıyorum!’” (Silmarillion, Ainur’un Müziği, Altıkırkbeş Yayınları Çevirisi)

“Ama Ilúvatar’ın Elflere ve İnsanlara bahşetmeye söz verdiği ihsanları kıskanmıştı, Elfleri ve İnsanları kendi iradesine boyun eğdirmeyi arzuladı; buyruk altında olanlara ve hizmetkarlara sahip olmayı, Efendi diye çağırılmayı ve diğer güçlerin üzerinde bir güç olmayı diledi.”
(Silmarillion, Ainur’un Müziği, Altıkırkbeş Yayınları Çevirisi)

Aydınlık ve karanlığın bu birlikteliği ve birbirlerine dolaşmış bir biçimde oluşu hayatın her anında, her noktasında görülebilen bir hakikattir. Bu hakikat Tolkien’in eserlerinde de farklı şekillerde kendini göstermektedir. Örneğin Tek Yüzük’ün varlığı Orta Dünya’nın üzerine bir karanlık getirmiş olsa da Galadriel, Gandalf, Aragorn ve Frodo gibi karakterler, Tek Yüzük ile olan imtihanları ile kendi kemallerine ulaşmışlardır. Bu bağlamda Melkor’un tahripkar ve düşman tavrı da beraberinde getirdiği acılara ve zorluklara rağmen, Ilúvatar’ın büyük planında bir yer tutmaktadır ve bu plana hizmet etmektedir. Bediüzzaman Hazretleri de nakış / işleme temasını kullanarak aynı hakikati farklı bir biçimde ortaya koymaktadır:

“Madem hayat, Esmâ-i Hüsnânın nukuşunu gösterir. Hayatın başına gelen herşey hasendir…Elemler, musibetler nev’inde olan keyfiyat, bazı esmâsının ahkâmını göstermek için lemeât-ı hikmet içinde bazı şuâât-ı rahmet ve o şuâât-ı rahmet içinde lâtif güzellikler vardır.”
(Sözler, 26. Söz, Bediüzzaman Said-i Nursi)

‘Ainur’un Müziği’ İllüstrasyonları © Evan Palmer

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply