Müziğin Tecessümü – Bölüm 1

0

Sutu Boğda maceramızda zaman zaman değindiğimiz ve kendi içerisindeki zenginliğini henüz kavrayabildiğimi düşünmediğim bir konu da Ainur’un Müziği konusudur. Efsane-i Tolkien’in (Tolkien’s Legendarium) en önemli kitaplarından birisi olan Silmarillion’un başında Ainulindalë olarak geçen bu bölümde, Tek Tanrı olan Eru’nun ya da Arda’daki ismiyle Iluvatar’ın, önce yarattığı Ainur’u vesile kılarak Arda’yı nasıl yarattığı anlatılır. Oldukça yoğun imgeler içeren bu bölüm defalarca tefekkür ederek okunmayı hak etmektedir.

Ainur için Ainulindalë’nin hemen başında şöyle bir tanım yapılır:

…ilk önce düşüncesinden doğurduğu Ainur’u, Kutsal Olanlar’ı yarattı ve onlar hiçbir şey yaratılmadan önce onunlaydılar.

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Ainur’un Müziği

Mahiyetini bilmediğimiz bu müzik Ainur’un Iluvatar ile iletişim kurmalarının yegane aracıydı. Ainur kah birer birer kah bir kaçı beraberce Iluvatar’ın huzurunda şarkı söylediler. Her biri Iluvatar’ın düşüncelerinin kendi doğdukları kısmını anlayabiliyorlardı. Zaman içerisinde Kutsal Olanlar birbirlerini de anlamaya başladı. Aralarındaki uyum arttı. Bunun ardından da Iluvatar onlardan bir Ulu Müzik yapmalarını istedi ve onlara bir ezgi/tema verdi.

Sonra Ainur sesleri, arplar, udlar, borular, trompetler, viyololar ve orglar gibi, sözcüklerle şarkı söyleyen sayısız korolar gibi Iluvatar’ın temasını ulu bir müziğe dönüştürmeye başladı; derinliklerde ve yüksekliklerde, işitilmenin ötesine geçerek, uyum içinde örülerek, sonsuz sayıda çeşitlenen melodilerden oluşan bir ses yükseldi ve Iluvatar’ın yaşadığı yerler dolup taştı, müzik ve müziğin yankısı Boşluk’a ulaştı ve orası artık boş değildi.

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Ainur’un Müziği

Bu kusursuz ihtişamlı müzik, Melkor’un etkisiyle ahenksizleşti; Iluvatar bu müziğe müdahale etti ve müzik tekrar başladı. Melkor’un müdahaleleri devam etti ve toplamda Iluvatar müziği üç defa durdurdu. Her seferinde Melkor bir savaş, bir fırtına gibi müziği bastırıp kendi müziğini yapmak istedi. En son seferde Iluvatar ayağa kalktı ve “Dipsiz Derinlikler’den daha derin, Sema’dan daha yüksek, Iluvatar’ın gözündeki ışık gibi delip geçici bir akorla Müzik kesildi.”

Iluvatar Ainur’a seslendi:

Ainur güçlüdür ve aralarında en güçlüsü Melkor’dur, ama o ve tüm Ainur bilir ki ben Iluvatar’ım, şarkıda söylediğiniz şeyleri sizlere göstereceğim ki ne yaptığınızı anlayabilesiniz. Ve sen Melkor, tamamen benden kaynaklanmayan hiçbir ezginin/temanın çalınamayacağını ya da bana rağmen değişmeyeceğini göreceksin. Çünkü buna kalkışana, kendisinin bile hayal edemeyeceği, çok daha harika şeylerin tasarlanmasında benim enstrümanım olduğu kanıtlanacak.

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Ainur’un Müziği

Iluvatar bu hitabının ardından Ainur için yarattığı mekandan Boşluk’a doğru gider ve Ainur da O’nu takip eder. Boşluk’a vardıklarında Iluvatar Ainur’a “İşte Müziğiniz!” der ve müzik bir anda cisimleşmeye başlar; evvel işitilen şey sonradan görülür hale gelir. Ainur küre şeklinde bir dünya görür, dahası yaptıkları müziğin yansıması olarak akan bir dünya tarihi görürler. Gördükleri küre değişiyor, dönüşüyordur. Hepsi bu görüntüye hayran olur. Sonrasında Ainur’un dünyaya inişi ve orada yaşadıkları anlatılır. Bu yazı açısından önemli olan konu hikayenin devamı değil, işitilenin görünür hale gelmesidir.

J.R.R. Tolkien’in en önemli yanlarından birisi de belirli dokuları, desenleri eserlerinin geneline yayıyor olmasıdır. Bunun örneklerine Tolkien’in Zaman’ı yazı dizisinde çeşitli vesileler ile değinmiştim. Örneğin Tolkien’in rüyasında gördüğü ve “Atlantis Haunting” olarak adlandırdığı, batan bir kıtaya ait bir görüntü, Tolkien’in bir çok eserinde tekrarlayan bir desen gibidir. Bunun dışında baba-oğul ikilileri ya da karakterlerin zamanı farklı algılama durumları eserlerde tekrarlayan unsurlardır.

Yukarıda alıntıladığım bölümlerle değinmek istediğim asıl konu müziğin cisimleşiyor olması. Peki bu cisimleşme nasıl gerçekleşiyor, bunun oluşumu nasıldır diye düşünebiliriz. Bunu analiz etmemize fayda sağlayacak bazı unsurlar alıntılarda mevcuttur. Örneğin ikinci alıntıda geçen “müzik ve müziğin yankısı Boşluk’a ulaştı ve orası artık boş değildi.” tabiri oldukça ilginçtir, çünkü Boşluk denilen mekanı iki şey doldurmuştu, müzik ve müziğin yankısı.

Arda olarak adlandırdığımız dünyanın özünde Iluvatar önünde yapılan Ulu Müzik ve bu müziğin yankısı yer almaktadır. Dünya biri asıl biri de suret olan iki işitsel unsurun cisimleşmesinden oluşmuştu. Bu iki unsurun aynı anda kullanılmasına pek çok sebep bulunulabilir. Benim aklıma gelen ilk analoji, Ainur’un bir kısmının Arda’ya inmesi, bir kısmının da Müzik’te yer alsalar da Arda’ya inmeyi tercih etmemeleridir. Yani Ainur’un bir kısmı bizzat Arda’da yer alırken, bir kısmı da sadece uzaktan seyretmeyi tercih etmişlerdir. Buna örnek olarak şunu verebilirim: Tulkas öncelikle Arda’ya inmemişken, daha sonra kendisinin orada olması gerektiğine karar vererek Arda’ya inmiştir. Bu durum, müzik yapılırken bir süre sessiz kalıp sonrasında müziğe dahil olmak gibi görülebilir.

Bunun dışında müziği tamamen bitiren tek bir akor, Iluvatar’ın enstrümanı olmak gibi oldukça ilgi çekici kavramlar da mevcuttur. Ancak bunların detayına girmeyip, bu detayları başka bir yazıya bırakarak, cisimleşen müzik kavramına geri dönmeyi tercih ediyorum.

Frodo’nun Tek Yüzük’ü Mordor’a getirişi, Fëanor’un Silmariller’i yapışı, Gondor’un düşüşü, Túrin Turambar’ın yaşadıkları; tüm bunlar ve Arda tarihinde yaşanan diğer olayların her birinin, Iluvatar huzurunda icra edilen Ulu Müziğin bazen bir notası, bazen de bir melodisi olduğunu düşünmek, bu matematiği ya da bu çift boyutlu varoluşu düşünmek oldukça zihin açıcı bir etki bırakıyor. Örneğin, Frodo ve Sam, Yüzük’ün düşüşünden sonra lavlar, alevler arasında beklerken gelen Manwë’nin Kartallar’ı, acaba Ulu Müzik’in o anında Manwë’nin kattığı bir şeyin mi ürünüdür?

Gelecek yazıda hem bu gibi spekülatif noktalara, hem de Tolkien’in benzer desenleri ve dokuları tekrar tekrar kullanması konusuna değineceğim.

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply