Müziğin Tecessümü – Bölüm 8

0

Artık Arda’ya inen ve Valar olarak adlandırılan Güçler’in, Arda’nın şekillendirilmesi için Melkor ile mücadeleleri başlamıştı. Valar ve Maiar olarak adlandırılan, Ainur’dan olan ancak daha az kudretli ve haşmetli olan ruhaniler, Arda’yı Ilúvatar’ın Müzik’te ve Görüntü’de onlara bahşettiği irfan doğrultusunda şekillendirmek istediler. Ancak Melkor, Arda’yı kendisi için istiyor ve tıpkı Müzik’te oluşturduğu ahenksizlik gibi, yapılanı bozmak çabasıyla Valar’a ve Maiar’a karşı çıkıyordu. Mücadeleleri artık Cisim üzerindeydi. Hiç bir şey ne tam anlamıyla Valar’ın düşlediği gibi oldu ne de Melkor’un arzuladığı gibi. Öyle ya da böyle Ilúvatar’ın Çocukları’nın mekanı Zaman’ın Derinlikleri’nde kuruldu.

Her bir Vala (Valar kelimesinin tekili), Müzik’ten ve Görüntü’den nasiplerine düşen irfana sahiplerdi. Örneğin, Arda’nın Kralları’nın ilki olan Manwë rüzgarlar, Ulmo sular, Aulë de tüm maddeler konusunda kudretliydi. Valar’ın kudretlerinin ve rollerinin dağılımı belki bir başka yazı içerisinde derinlikli bir biçimde anlatılması gereken bir konudur. Burada yoğunlaşmak istediğim alan ise Valar’ın bu kudretlerinin nedenidir. Neden Ilúvatar, Arda üzerindeki tasarrufunu bu ruhaniler üzerinden gerçekleştirmiştir? Çünkü Silmarillion’dan Yüzüklerin Efendisi’ne kadar anlatılan hikayelerdeki evren, bizim kendi evrenimiz gibi olayların sebepler aracılığıyla meydana geldiği bir evrendir. Yüzük’ün bir kişi tarafından Kıyamet Çatlakları’na atılması ve yok edilmesi gerekmektedir. Tolkien’in Valar konusundaki yorumları bize bu konuda ufak ufak bazı fikirler verir. Tolkien, Valar için:

…işlevleri kendi alanlarında kendilerine bahşedilen hakimiyeti kullanmaktır (hüküm ve idare için, yaratmak, yapmak ya da yeniden yapmak için değil.).

J.R.R. Tolkien / Tolkien’in Mektupları / 131. Mektup

Valar, Müzik aşamasında onlara verilen alt-yaratı işlevlerini Cisim aşamasında da sürdürürler. Bu onlara verilen sınırsız bir alan değildir. Alıntıda belirtildiği gibi kendilerine verilen alanlarda bunu sürdürebilirler. Valar, Ilúvatar’ın Çocukları’nın yaratılışı konusunda hiç bir bilgiye sahip değildir. Sadece bazıları Arda’ya gelecekleri zamanı aşağı yukarı bilmektedirler.

Tolkien’in farklı yazılarından ve eserlerinde aldığımız bilgilere baktığımız zaman, Valar’ın Arda’ya inerek Zaman içerisinde var olmaya başladıkları andan itibaren Zaman’ın dışında olan şeyler hakkında algılarını yitirdiklerini ve akıllarında kalan tek şeyin Müzik ve Görüntü olduğunu öğreniriz (Ósanwe-kenta). Onlar artık Cisim haline dönüşen Müzik ve Görüntü üzerinde, kendilerine bahşedilen irfan dahilinde işlevlerini sürdüren varlıklardır. Buna tek istisna Ilúvatar ile olan açıklıklarıdır ki, Ilúvatar kendi iradesi ile kendisini ve zihninin belirli bir bölümünü onlara açabilir.

Cisim halindeki mücadelenin sonucunda Arda’nın son şeklinin Valar’ın ilk tasarladıkları halin dışında bir şekle bürünmesi ama yine de Ilúvatar’ın Çocukları’na hazır olması, üzerinde düşündüğümüz takdirde bizleri başka bir sonuca götürür. Valar, Müzik’ten ve Görüntü’den bir bilgi, bir irfan elde etmişti. Bu evrelerde de Melkor’un karşıt ve ahengi bozan etkisi mevcuttu. Melkor’un o evrelerdeki etkisine rağmen Valar’ın gördüğü ve tasarladığı şey neden Cisim halinde farklı olmuştu? Buna cevap olarak şunu söyleyebilirim: Melkor, Cisim haline gelen yaratılışta, tıpkı diğer Valar gibi Zaman’a bağlı bir hale gelmişti. Onun da kudreti Cisim ve Zaman ile sınırlanmıştı. Fakat o diğer Valar’ın yaptığı gibi Ilúvatar’a olan zihni açıklığını sürdürmemişti. Ne olursa olsun Müzik ve Görüntü evreleri boyunca Ilúvatar’ın varlığını yakin seviyesinde hissediyordu. Onun aldanışı Cisim boyutunda daha da arttı, çünkü bu boyutta Ilúvatar’ın yakini onun için kaybolmuş, mücadelesi kendisini hepsinden üstün gördüğü Valar ile sınırlanmıştı; bu onun aldanışıydı ve azgınlığını da arttırdı. Ilúvatar’dan bağımsız bir şekilde Boşluk’a gidip Yokolmayan Alev’i bulabileceğini de düşünmüştü. Bu tutkusu Boşluk’ta yaratılan Arda’ya yöneldi; bu sefer de onu kendine almak istedi.

İhtişam ve kibir yüzünden kendisi dışında her şeyi hor görmeye başladı, harap eden ve merhametsiz bir ruh. Işık için duyduğu tutkuyla başladı, ama ona sadece kendisi sahip olamayınca, ateş ve öfke sayesinde büyük bir yangına dönüşüp Karanlık’ın içine girdi.

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Valaquenta / Düşmanlara Dair

Kanımca Melkor’un azgınlığının Cisim evresindeki artışı, onun zararının ve tahribatının da miktarını arttırdı. Arda da bu nedenle Valar’ın tasarılarından daha farklı bir biçimde şekillendi. Yine de Melkor’un her yaptığı kendisine bahşedilen alan dahilindeydi. Çünkü tıpkı diğer Valar gibi onun da Ilúvatar’ın Çocukları’na dair bir fikri yoktu. Valar, Ilúvatar’ın bu eserlerine karşı bir sevgi beslese de, Melkor onlara karşı öfke duyuyordu. Valar, kendilerine bahşedilen irfan ile Arda’yı Ilúvatar’ın Çocukları’nın gelişine hazırlamaya çalışırken, Melkor ise onları kendisine “Efendi” diyecek köleler haline getirmek istiyordu.

Melkor’un anlayamadığı şey, Cisim boyutunda da her şey, Ilúvatar’ın izin verdiği sınırlar içerisinde Özgür İradeler’in yaptıkları ile gerçekleşiyordu. Ilúvatar’ın yarattıklarına yakınlığı, Cisim’de de Müzik’ten ya da Görüntü’den farklı değildi. Özgür İrade, Valar’ın ya da Melkor’un hakimiyet ve kudret alanına girmiyordu. Zaten kendilerinde de bu iradenin bir izdüşümü olan varlıklar olarak Ainur’un da seçimleri vardı ve Melkor bu seçimi Ilúvatar’dan yüz çevirerek yapmıştı. Bu nedenle Cisim sebep-sonuç ikiliğinde her ne kadar farklı bir mahiyete sahip olsa da, Ilúvatar’ın tasarrufu dışında değildi; bilakis bu mahiyet Ilúvatar’ın iradesinin Cisim boyutundaki yansımasıydı.

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply