Küçük Prens ve Davul Adam

2

Bir prens vardı,
Çok garip, zarif bir prens.
Sözünde sihir, sükutunda cazibe vardı.
Onun fısıltısının dahi gökleri inlettiğini söylediler.
Yankısının yeryüzünün dört bir tarafına dağıldığını.
Çok bilgeydi, bunun yanında
Fazlasıyla utangaçtı ve hüzünlüydü gözleri.

Ve sonra, bir gün
…Bir adam karşısına çıktı.
Boş bir adam.
Bir kabuktan ibaret.
Ancak gererek var olabilen.
Bağırarak varlığını devam ettiren.
Davul adam!

Bir gün rüya gördü.
Bir sarayda kral olmuş ve tahta çıkmıştı.
Etrafı, söylediği her şeyi tekrarlayan insanlarla çevrilmişti.
“Benim kral olmam icab eder; bugün krallık benden başkasının değildir.” dedi.

(Sükut bozuldu).

Borazancıları davul adamın sesini çoğalttı.
Ortalığı velveleye verdiler.
Ve…

(Gerçeklik kırıldı).

O anda Tilki göründü ve dedi ki:
“Hakikat bağırılmaz.
Sözün gücü sesin gücünden değil, anlamın büyüklüğündendir.”

Ayrılırken Davul adama unutmaması için,
“Rüyayla yaşayan, mutlaka bir kabusla uyanır.” dedi.
Tilki, küçük prensin gerçekliğin çölünde kaldığını söyler,
Ama Davul adamla ilgili bir şey söylemez.

Uyandı mı, uyanmadı mı?

Paylaşın.

Yazar Hakkında

2 yorum

  1. Edepli olan, edip olan kişi ebedî olanı da bilir. Çünkü kalbiyle görür. Edepli, edip olmayan ise ebedî olanı nerden farkedecek? O sadece hipermetrop nefsinin kalın camından sadece önünde olanı görür. Ebediyet ve insaniyet birbirine hasret iki değer. Ve onları birleştirecek köprü ise gönül. Gönlü olan, zariftir. Gönülden konuşur. Sözünün her harfinden nice anlamlar filizlenir. Zamanla gövdesi dünyaca kalın, dalları göklere uzanan bir ağaç olur. Gün gelir, yer ehli ve gök ehli bir bakarlar; ağacın sihrinden yapraklar, anlamından meyveler fışkırıyor. Herkes hayrette herkes memnun. İşte o an insaniyet ebediyetle kucaklaşır. Ve ebediyeti rüyasında gören, hakikat için uyanır ve uyandırır:
    “İnsanlar bu en önemli gerçeği unuttular. Ama sen unutmamalısın. Evcilleştirdiğin şeye karşı her zaman sorumlusun. Gülüne karşı sorumlusun. “Gülüme karşı sorumluyum” diye tekrarladı küçük prens.” Antoine de Saint-Exupéry / Küçük Prens

    Hakikat, acz ile kudretin birleştiği noktada çölü gül bahçesine çevirir. Çünkü aczi kendinde, kudreti Mülk Sahibi’nde görür.

    Sahte mülkü rüyasında gören ise hakikatten bihaberdir. Aczi başkasında, kudreti kendinde görür ve durmadan ezer. Ezdikçe zevklenir ve bu rehavetle uyanmak istemez. Zaman geçtikçe de uyanamaz artık. İçinde öz yoksa kabuk ne yapsın? İçinde hakikate hasret duymayan bir değer yoksa beden ne yapsın? Kabuk kışta donar, yazda kırılır un ufak olur ve gün gelir bir fırtınayla savrulur. Ara ki bulasın.

    İçinde özü olan kabuk ise gün gelir öz kabına sığamaz. İçinden öyle hakikatler çıkar ki; kokusu hikmet, tadı mana, faydası rızadır. “Hayvâniyetten çık, cismâniyeti bırak, kalb ve ruhun derece-i hayatına gir.” Ne güzel söylemiş, arif olan. Ve ne kadar kendine yazık eder, hayvaniyette kalan…

    Sayın Berâ! İnsaniyeti hatırlatan kaleminize sağlık.
    Elif Kaya.

  2. Bera İlhan on

    Pek kıymetli Elif Hanım!
    Lutfedip okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Ve tekrar lutfdedip çok değerli bir yorumda yazdığınız için de..
    Allah da size lutfetsin hem dünyada hem de ukbada..

Reply To Elif Kaya Cancel Reply