Frodo’nun İradesi

0

33 yaşına gelmek bir Hobbit için önemli bir dönüm noktasıdır. Çünkü Hobbitler arasında bu yaş öncesi dönem “tweens” kelimesi ile karşılanmakta ve reşit olma öncesi yaşanan sorumsuz bir dönem olarak görülmektedir. Yüzüklerin Efendisi hikayesinin başlangıcı olan “Dört Gözle Beklenilen Davet” bölümüne konu olan davet ise hem Bilbo’nun hem de Frodo’nun doğum günleriydi. Bu önemli günde Bilbo 111 yaşına girerken, Frodo da 33 yaşına girmekteydi. Ancak Hobbitköy için Frodo’nun 33 yaşına gelmesinden daha önemli olan, Bilbo Baggins’in 111 yaşına giriyor olmasıydı. Bu yaş Hobbitler arasında oldukça ileri bir yaştı ve Bilbo tüm bu yaşına rağmen hala oldukça sağlıklı ve dinç görünüyordu.

111 yaşına girdiği bu günde Bilbo Baggins kutlama alanında yaptığı konuşmanın ardından eline Tek Yüzük’ü (ki o dönemde bunun Tek Yüzük olduğunu Gandalf da dahil olmak üzere kimse bilmiyordu) takıp ortadan kaybolmuş, sonrasında da geri dönmemek niyetiyle Hobbitköy’den ayrılmıştır. Ayrılırken Gandalf’ın da desteğiyle yüzüğü evinde bırakmıştır. Gandalf da sonrasında bu yüzüğü Frodo’ya emanet etmiştir.

Bilindiği gibi Yüzüklerin Efendisi hikayesi böyle bir açılışla başlamaktadır. Frodo rüştüne erdiği 33. doğum gününde, tabiri caizse hiç beklemediği bir hediye almıştır. Bu hediyenin bir süre sonra kendi hayatını ve dünyaya bakışını tamamıyla değiştirecek bir süreci başlattığını henüz bilmemektedir. Eserin okuyucuları olarak her ne kadar diğer karakterlere olan hayranlığımız bize bunu unuttursa da, bu hediye aslında hikayemizin “kahramanı” olan Frodo’nun kahramanlık sürecinin başlangıcıdır. Böyle bir sürecin başladığından ne biz okuyucular ne de Frodo’nun kendisi haberdardır.

Frodo kelimesi için Tolkien “wise by experience” – “tecrübe ile irfan sahibi olma” tanımını yapmaktadır. Frodo’nun hikayedeki süreci de buna uygun gelişmiştir. Maceranın başında daha edilgen olan Frodo, belirli bir noktadan sonra kendi seçimlerini yapar hale gelmiştir. Bunu daha açık anlatmak için bir kaç örnek vermek daha anlamlı olacaktır.

Frodo macerasına Gandalf’ın yönlendirmesi ile başlamıştır. Sam’i Frodo yanına almamış, Gandalf Sam’i Frodo’nun yanına koymuştur. Ardından Merry’nin ve Pippin’in aralarına katılması da Frodo’nun özel bir isteği ya da talebi sonucu değil, bilakis Merry ve Pippin tarafından organize edilmiştir. Yollarının Yaşlı Orman’a girmesi, Sıçrayan Midilli Hanı’nda Aragorn’a tabi olmaları gibi süreçlerin tamamında ortak olan durum Frodo’nun irade göstermekten kaçınması ya da irade gösterememesiydi.

Sıçrayan Midilli Hanı’nda Frodo’nun yüzüğü takarak ortadan kaybolduğu an, bu bakış açısına göre oldukça önemlidir. Hatırlanacağı gibi Sıçrayan Midilli Hanı’nda kendisini Tepedibi ismi ile tanıtan Frodo, Merry’nin boşboğazlık yapıp başkalarının yanında Baggins ismini zikrettiğini duymuş ve bunu engellemek için oraya doğru hareketlenmiştir. Ancak kalabalıktan ötürü oraya ulaşamayan Frodo yere düşmüş ve bir anda yüzük parmağına geçmiştir. Frodo’nun bu noktada yüzüğü takışı bile kendi iradesi ile olmamıştır. Yüzük Frodo’nun parmağına “tesadüfen” takılmış ve Frodo herkesi hayretler içerisinde bırakan bir biçimde ortadan kaybolmuştur.

Bu noktadaki soru şu olacaktır: Frodo’nun iradesini ortaya koyup karar vermeye başlamasını sağlayan şey nedir? Çünkü bu aslında kahramanımızın yaşadığı ilk dönüşümdür. Frodo, o ana kadar olan edilgen tavrı bir kenarda bırakıp, irade gösteren bir hale dönüşmüştür. Bu dönüşümü anlamak için sonucu görmek ve geriye doğru bu sonucu meydana getiren silsileyi ortaya çıkarmak daha uygun olabilir.

Frodo’nun iradesini gördüğümüz ilk yer muhtemelen Elrond’un Divanı’dır. Gandalf ve Elrond, Tek Yüzük’ün yok edilmesi gerektiğini ve bunun için bir kişinin gidip bu emaneti Hüküm Dağı’nda, dövüldüğü ateşe tekrar atması gerektiğini söylerler. Herkesin sessizleştiği ve çare aradığı o anda, Frodo ortaya çıkar:

Frodo bütün yüzlere baktı fakat yüzler ona doğru dönmemişti. Bütün Divan, sanki çok derin düşüncelerdeymişler gibi gözleri yerde oturuyordu. Sanki çok uzun bir zaman önce tahmin etmiş olduğu ve hiç söylenmeyeceğini boşu boşuna umduğu bir kararın açıklanmasını beklermiş gibi, büyük bir korku düştü içine. Ayrıkvadi’de Bilbo’nun yanında huzur içinde kalıp dinlenmek için karşı konulmaz bir özlem tüm yüreğini kapladı. Sonunda zorlukla konuştu ve sanki cılız sesini başka bir irade kullanıyormuş gibi, kendi sözlerini duyarak hayret etti.

‘Ben Yüzük’ü götürürüm,’ dedi, ‘ama yolu bilmiyorum.’

J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi / Yüzük Kardeşliği / Elrond’un Divanı

Her ne kadar alıntıladığım bu bölümün öncesinde, Gandalf’ın ve Elrond’un konuşmalarının Frodo için yönlendirici olduğunu düşünsem de, bu kararı Frodo’nun kendisinin verdiğini gözden kaçırmamak gerekiyor. Çünkü burada verdiği karar, Sıçrayan Midilli Hanı’nda, Sam’in tüm şüphelerine rağmen Yolgezer’e tabi olmaya karar vermesinden biraz daha farklı bir tabiata sahip. Çünkü Frodo orada, kendinden daha uygun gördüğü bir iradeye kendini teslim etme arayışındaydı. Ancak Elrond’un Divanı’nda, verdiği bu kararın öncesinde duyduğu “ümitsizlik, divanelik” sözlerine rağmen böyle bir karar verebildi.

Hatırlanacağı gibi Frodo, Rivendell’e gelmeden önce Nazgûl tarafından yaralanmış ve ölümcül bir noktaya gelmişti. Nazgûl saldırısında Frodo önce sinmiş, sonrasında Tek Yüzük’ü takmak için karşı konulamaz bir arzu hissetmişti. Ardından yüzüğü takınca ilk defa gölgeler dünyasını görmüş, hem bir Nazgûl yaralamış hem de kendisi ciddi bir yara almıştı. Bu Frodo’nun ilk etkin hamlesiydi. Oldukça büyük bir baskı altına girmiş ve ancak bu baskı kendi hamlesini yapabilmesini sağlamıştı.

Devam edeceğiz…

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply