Frodo neyi başardı?

1

Frodo’nun iradesinden, seçiminden ve Tek Yüzük ile olan mücadele dolu macerası boyunca kazandığı irfandan bahsettik. Ancak hikayenin sonunda amaca ulaşılmış ve Tek Yüzük yokedilmiş olsa da o son noktada Frodo’nun iradesini kaybederek Tek Yüzük’e tabi olması ve onu ateşe atmaktan vazgeçmesi, Frodo’nun başarılı olup olmadığı konusunu da tartışmaya açmıştır. Bu tartışma bizzat Tolkien tarafından da katkıda bulunulmuş bir tartışma olmuştur. Ancak Tolkien’in sözlerine geçmeden, daha önce sitemizde yayınladığımız Verlyn Flieger’in TEDx konuşmasında ortaya koyduğu Frodo bakışını hatırlamanın önemli olduğunu düşünüyorum. Flieger’in yaklaşımını tam anlamak için konuşmanın tamamının izlenmesi daha doğru olacaktır. Ancak kısaca bahsedersek Flieger, hikayenin sonunda mutlu olanın kıymetlisine kavuşan Gollum olduğuna ve Gollum’un o kavuşma anında Tek Yüzük ile beraber en mutlu anında yok olduğuna değinir. Frodo ise hem Tek Yüzük’ü hem bedeninden bir parçayı kaybetmiştir. Üstüne üstlük bir de bizlere “Frodo başarısız mı oldu?” sorusunu sorma fırsatını vermiştir. Flieger’in yorumu, oldukça doyurucu bulduğum ve katıldığım bir yorum olmakla beraber, Tolkien’in bunu nasıl gördüğünü anlamaya çalıştığımda, Flieger’in bu yorumunu yanlışlamadan, orada başka bir şey daha olduğunu hissedebiliyorum.

Öncelikle hikayede anlatılan Tek Yüzük gibi, tüm irfan sahibi kişilerin bırakın dokunmayı, görmekten kaçınacağı kadar iradeler üzerinde etkin olan bir nesne ile karşılaşmamış bizler için, bu soruyu Frodo’yu eleştirme maksatlı sormanın hadsizlik olduğunu düşünüyorum. Modern insan, elindeki akıllı telefonunu kaybettiğinde ya da telefonunun pili bittiğinde bile sudan çıkmış balığa dönüyorken, Tek Yüzük üzerinden Frodo’ya böyle bir eleştiri yapma hakkına sahip değildir. Ancak bu soruyu daha külli bir idrak için sormak da bir o kadar yerinde olacaktır. Rivendell’in Efendisi Elrond, Frodo’nun Tek Yüzük’ü yüklenişinden hemen önce şu sözleri sarf etmişti:

…Bu maceraya zayıflar da yeltenebilir; güçlülerin umutları ne kadarsa onlarınki de o kadar olur. Nitekim, dünyanın çarklarını döndüren eylemler ekseriya böyledir: Büyüklerin gözleri başka yerlerdeyken, küçük eller işleri başarmaya mecbur kalır.

J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi / Yüzük Kardeşliği / Elrond’un Divanı

Tek Yüzük’ün Kıyamet Çatlakları’na atılışı gerçekten de “dünyanın çarkını döndüren” eylemlerdendi. Kötülüğün Orta Dünya’nın Üçüncü Çağı’ndaki temsili olan Sauron’un yok oluşu bu eylem sonucu gerçekleşmişti. Bu eylem ise hikayenin karakterleri arasında en küçük olan Frodo’nun vesilesi ile, ondan da daha küçük görebileceğimiz Gollum tarafından gerçekleştirilmişti. Kabaca bakarsak Sauron öncelikle böyle bir ihtimali hiç bir zaman öngörmemişti. Güç pek çok kişi için olduğu gibi, onun için de vazgeçilmesi düşünülemez bir şeydi. Bu nedenle onun gözü daha çok kendine rakip olma ihtimali olan büyük isimlerde ve daha da önemlisi, kendine daha önce fiziksel zarar vererek hem onu bir süreliğine cisimsiz kılan hem de Tek Yüzük’ü ondan alan Isildur’un soyundan gelen Aragorn’daydı. Biraz abartırsak, tür olarak tanımlanışı bile eksiklik üzerinden olan bir Buçukluk’un, elinde Tek Yüzük ile Mordor’a gelip onu ateşe atmaya çalışacağı kendisine söylense dahi Sauron bunu ciddiye almayabilirdi. İşte tam bu ince nokta, Frodo’nun yaptığı işin büyüklüğünü ortaya koymak için oldukça önemlidir. Frodo tüm büyüklerin reddettiği şeyi, kendi rızasıyla ve iradesiyle son noktaya kadar getirmeyi başarmıştı.

Metnin Aslı

If you re-read all the passages dealing with Frodo and the Ring, I think you will see that not only was it quite impossible for him to surrender the Ring, in act or will, especially at its point of maximum power, but that this failure was adumbrated from far back. He was honoured because he had accepted the burden voluntarily, and had then done all that was within his utmost physical and mental strength to do. He (and the Cause) were saved – by Mercy: by the supreme value and efficacy of Pity and forgiveness of injury.

J.R.R. Tolkien / The Letters of J.R.R. Tolkien / Letter 191

Çevirisi

Eğer Frodo ve Yüzük hakkındaki tüm bölümleri tekrar okursanız, bence Yüzük’ün özellikle en güçlü olduğu noktada, sadece onun (Frodo’nun) eylemine ve iradesine teslim olmayacağını değil, bu başarısızlığın önceden de hissettirildiğini görürsünüz. O (Frodo) şereflendirildi, çünkü yükü kendi rızasıyla yüklendi, ve sonrasında da yaptıklarını kendisinde olan bedeni ve zihni gücün en fazlasıyla yaptı. O (ve Davası) kurtarıldı – Lütuf ile: Şefkat’in yüce kıymeti ve müessiriyeti ile ve ezanın mağfireti ile.

J.R.R. Tolkien / J.R.R. Tolkien’in Mektupları / 191. Mektup

Tolkien’in büyük harfle yazdığı kelimeleri Yaradan’a atfettiğine dair örneklere bir çok yazıda değindiğim için, bunu hatırlatmakla yetiniyorum. Tolkien’in de burada bu kullanımıyla, İslami literatürde çokça değinilen, seferle yükümlü olmak ama zaferin Allah’tan geldiğine dair düstura benzer bir yaklaşımda olduğunu düşünüyorum. Aynı mektubun ilerleyen bölümünde Tolkien’in muhatabıyla paylaştığı görüşlerini de özetlemek yerinde olacaktır. Kişinin gücünün yetmediği durumlarla karşılaşma ihtimali her zaman mevcuttur. Böylesi bir durumda fedakarlık eden kişinin kutsiyeti, ki Tolkien bu kavramı tevazu ve merhamet ile genişletir, yıkımdan kurtuluşu getirir. Bu nedenle Kıyamet Çatlakları’nın bulunduğu Sammath Naur mağarasına girerken, Frodo’nun ve Gollum’un niyetleri bizim için daha önemlidir. Frodo oraya Tek Yüzük’ü yok etmek için girmişti; ancak o anda, Tek Yüzük’ün dövüldüğü yerde bir diğer tabirle Tek Yüzük’ün evinde artık takati kalmamıştı; iradesi Tek Yüzük’e teslim oldu. Gollum ise oraya Tek Yüzük’ü ne pahasına olursa olsun geri almak için girmişti. Ona beraberlikleri boyunca merhamet gösteren, bunu zaman zaman sadık dostu Sam’in kalbini kırma pahasına yapan Frodo’ya zarar vermek bile Gollum için önemli değildi. Tolkien bu bahsi şu şekilde bitirir:

Metnin Aslı

No, Frodo ‘failed’. It is possible that once the ring was destroyed he had little recollection of the last scene. But one must face the fact: the power of Evil in the world is not finally resistible by incarnate creatures, however ‘good’; and the Writer of the Story is not one of us.

J.R.R. Tolkien / The Letters of J.R.R. Tolkien / Letter 191

Çevirisi

Hayır, Frodo ‘başarısız oldu’. Yüzük yok edildikten sonra, kendinde o son anın çok az hatırasının kalması bile muhtemeldir. Ama kişi şu hakikatle yüzleşmeli: bu dünyada Kötülüğün gücü son raddede ete kemiğe bürünmüş yaratılmışlar için direnilebilir değildir, ancak ‘iyi’ olan; ve Hikaye’nin Yazarı bizden birisi değil. (The Letters of J.R.R.Tolkien, Letter 191)

J.R.R. Tolkien / J.R.R. Tolkien’in Mektupları / 191. Mektup

Tolkien’in bir sonraki mektubu da aynı temayı içermektedir, hatta mektuplar birer gün arayla yazılmıştır (26 Temmuz 1956 ve 27 Temmuz 1956). Bu mektupta da aynı soruya cevap veren Tolkien, Frodo’yu şereflendirilmemesi gereken bir ‘alçak’ olarak tanımlayan ve asılması gerektiğini savunan bir kişiye atıfta bulunur.

Metnin Aslı

Frodo deserved all honour because he spent every drop of his power of will and body, and that was just sufficient to bring him to the destined point, and no further. Few others, possibly no others of his time, would have got so far. The Other Power then took over: the Writer of the Story (by which I do not mean myself), ‘that one ever-present Person who is never absent and never named’… It seems sad and strange that, in this evil time when daily people of good will are tortured, ‘brainwashed’, and broken, anyone could be so fiercely simpleminded and self righteous.

J.R.R. Tolkien / The Letters of J.R.R. Tolkien / Letter 192

Çevirisi

Frodo tüm şerefi haketmişti çünkü o irade ve beden gücünün her damlasını harcadı ve bu onu tayin edilen son noktaya getirdi, daha ileriye değil. Çok az kişi, muhtemelen kendi zamanında hiç kimse, o noktaya gelemezdi. Sonra bir Başka Kudret idareyi aldı: Hikayenin Yazarı (bununla kendimi kastetmiyorum), ‘hep olan Zat, asla namevcut olmayan ve asla adlandırılmayan’… Üzücü ve garip geliyor, sıradan iyi niyetli insanların işkence gördüğü, beyinlerinin yıkandığı ve kırıldığı bu kötü zamanda, birilerinin bu kadar azgınca akılsız ve bencil oluşları.

J.R.R. Tolkien / J.R.R. Tolkien’in Mektupları / 192. Mektup

Frodo, başarının zaferle ve kazançla değerlendirildiği modern zamanlarda, sadece görevini yapan, verdiği sözü ve üstlendiği görevi yerine getirmeye çalışan ve onu bize anlatan Tolkien tarafından da  bu yönüyle bize sunulan bir kahramandır. Tolkien hem kendini bir anlatıcı hem de bir aktarıcı olarak görür. İnançlı bir kişi olarak da Hikayenin asıl Yazarı’na hürmetini gösterir.

Yüzüklerin Efendisi’ni okumak bence bu hakkı teslim etmeyi gerektirir. Bizim kahramanımız olan Frodo, üstün yetenekleri ya da güçleri olan bir kişi değil, hepimiz gibi eksiklikleri olan bir Buçukluk’tur. Onu kahraman yapan niyeti ve iradesidir; kahramanlığının mükafatı ise irfanı ve Gri Limanlar’dan Ölmeyen Diyarlar’a giden gemideki yeridir.

Paylaşın.

Yazar Hakkında

1 Yorum

  1. Güzel ve sürükleyici bir serinin çok çok güzel analizler ve alıntılar içeren bir yazısı olmuş. Tebrik ediyorum.

Leave A Reply