Feda Edilen Uzuvlar

2

Orta Dünya hikayelerinde ortak bir tema olarak, kılıç, mücevher, bayrak, kalkan ve benzeri nesnelerle, onları kullananların ilişkilerini sıklıkla görebiliyoruz. Bu nesnelerden bazıları kullanan kişilere destek olduğu gibi, bazıları da onların felaketi haline dönüşmüştür. Bu felaketi özellikle değerli taşlarda ve mücevherlerde daha sıklıkla görmekteyiz. 

Birinci Çağ’ın büyük Elf Kralı ve bir Maia olan Melian’ın eşi olan Thingol, Valinor’dan gelen mücevherlerle süslü bir kolye olan Nauglamír’e, Beren’in ona binbir zorlukla getirdiği Silmariller’den birisini, cücelerin zanaati ile eklemek ister. Fakat cüceler yaptıkları ile o denli mest olur ki, Nauglamír için Thingol’ü katlederler. Bu karşılıklı aç gözlülük büyük bir kralın hayatına ve ardından onu çalan cücelerin de hayatlarına mal olur.

Bu hikayeden biraz geriye gittiğimizde, Fëanor’un kendi yaptığı Silmariller nedeniyle Valar’a olan isyanını ve kardeş katline giden süreci Silmarillion’da okuyabiliriz. Elflerin arasındaki bu çöküşün bir benzerini, Hobbit kitabında Arkenstone üzerinden cücelerde de görebiliriz. 

Ancak mücevherlerle olan ilişkilerde, görece olumlu sonuç veren kayıpları da görmekteyiz. Bu konuda benzerlik taşıyan iki hikaye Frodo ve Beren hikayeleridir. Frodo’nun hikayesi hepimiz için daha bilinir olduğu için, kısaca Beren’in hikayesini anlatmak yerinde olacaktır.

Elfler ile Cüceler arasında derin bir husumete sebep olan Nauglamír.

Elfler ile Cüceler arasında derin bir husumete sebep olan Nauglamír.

Beren, Birinci Çağ’ın büyük Elf Kralı Thingol’ün kızı olan Lúthien’i görür ve ona aşık olur; bu aşkı karşılıksız da değildir. Fakat Thingol, kızının bir insan ile evlenmesine razı olmadığı için, Beren’e imkansıza yakın bir görev verir. Beren, Morgoth’un Fëanor’dan çaldığı Silmariller’den birisini Thingol’e getirirse, Thingol bu evliliği onaylayacaktır.

Beren bu imkansıza yakın görevi üstlenir, ve Lúthien’in de yardımıyla neredeyse başarılı olur. Fakat Morgoth’un karargahı olan Angband’dan kaçarken, Morgoth’un özel yetiştirdiği Carcharoth ile mücadele eder. Carcharoth, onun Silmaril’i tutan elini ısırarak koparır ve yutar. Fakat Carcharoth’un midesindeki Silmaril onu içten içe yakar ve onu delirtir. Sonunda, Carcharoth öldürülür ve karnından Silmaril alınır, fakat bu mücadele aynı zamanda Beren’in de ölümüne sebep olur. Beren’in ardından Lúthien de onun yasını tutarak can verir.

Her ölen Elf gibi Mandos’un Salonları’na giden Lúthien, orada Mandos’u ikna eder ve ondan bir dilek diler. Bu dilek sonucu Lúthien ve Beren, İnsanlar’ın ölümlü kaderine bağlı olarak Orta Dünya’ya geri dönerler. Oğulları Dior, Melian’dan gelen Maia/Ainu kanını, Thingol’den gelen Elf kanını ve Beren’den gelen İnsan kanını taşır ve kendinden sonra gelen nesillerle, bu kan hem Elfler arasında hem de İnsanlar arasında taşınmaya devam edilir.

Frodo ve Beren hikayesindeki ortak noktalara dönersek, ikisi de bir mücevher üzerinden kendi çağlarının Düşman’ları ile yüzleşmeyi başarmışlardır ve ikisinin de görevleri imkansıza yakın görülmektedir. Bu yüzleşmeleri sonucunda, Frodo bir parmağını, Beren ise bir elini yitirmiştir. Yitirdikleri ya da feda ettikleri bu uzuvları, onlara birer lakap, birer ünvan olarak geri dönmüştür. Beren, elini yitirdikten sonra Erchamion, yani Tek Elli ünvanı ile anılırken, Frodo ise Dokuz Parmaklı ünvanı ile anılmıştır. Her ikisinin de yanında bir destekçisi vardır; Beren’in yanında Lúthien varken, Frodo’nun yanında Sam vardır ve bu iki karakter de önemli rollere sahiplerdir. Her ikisinin de uzuvları bir ağız tarafından ısırılarak koparılmıştır. Her ikisi de yüzleşmelerinin ardından yaralı bir halde Düşman’ın kapısında yatarlarken, Manwë’nin Kartalları tarafından kurtarılmışlardır. Belki en önemlisi, bu mücadelelerin ardından her ikisi de yeni bir kader ile ödüllendirilmişlerdir. Frodo, Valinor’a doğru yelken açarken, Beren’e ise yeni bir hayat bahşedilmiştir.

J.R.R. Tolkien’in eserlerinde, bazı temaların ya da motiflerin tekrar tekrar işlendiğini görürüz. Mücevherlere olan açlığın, hevesin ve hırsın neden olduğu yıkımlar bunlardan birisi olduğu gibi, Frodo ve Beren örneğinde gördüğümüz durum da buna olumlu açıdan benzemektedir. Her iki karakter için de söyleyebileceğimiz en önemli şey, olağan hayatlarında bu mücevherlerle ilgili hırslarının olmamasıdır. Beren de, Frodo da bu görevleri mecburen kabul ederler ve hayatlarını ortaya koyarlar. Frodo’nun o son noktadaki düşüşü konusuna daha önce değinmiş olduğum için, bunu bağlam dışı olarak gördüğümü belirtmek isterim. Çünkü Beren gibi Frodo da, son ana kadar kendisine düşen bu görevi yerine getirmek için canla başla mücadele etmeye devam etmiştir. Diğer yandan, Beren’in de elindeki Silmaril’i Carcharoth’a kaptırmaması durumunda, Silmaril’in çekiciliğine kanıp kanmayacağı da bilmediğimiz için, Frodo’nun son durumunu üzerinden bir değerlendirmeye gitmeyi doğru bulmuyorum.

Beren ve Frodo arasındaki bu benzerliği, Tolkien de Kralın Dönüşü’nde Sam’in ağzından şu sözlerle dile getirmişti:

‘Nasıl bir hikayemiz oldu değil mi Bay Frodo?’ dedi.’Bunun anlatıldığını duymak isterdim. Şöyle derler mi dersiniz: Şimdi Dokuz Parmaklı Frodo ve Hüküm Yüzüğü hikayesi geliyor. Ve herkes susar, tıpkı bizim Rivendell’de bize Tek Elli Beren ve Muazzam Mücevher’in hikayesini anlattıkları zaman yaptığımız gibi. Keşke duyabilseydim!’…

J.R.R. Tolkien / Yüzüklerin Efendisi / Kralın Dönüşü

Bu benzerlikler üzerinden düşündüğümüzde, Tolkien’in, değersiz ya da küçük görülen kişilerin dünyayı nasıl değiştirebildiklerine, imkansız olanı nasıl yapabileceklerine dair olan inancının vücud bulmuş halini gördüğümüzü söyleyebiliriz. Beren’in bir İnsan olarak Birinci Çağ’ın en kudretli Elf Kralı’nın karşısındaki konumu ile Hobbitler’in; İnsanlar’ın, Elfler’in ve Cüceler’in yanındaki konumu oldukça benzerdir. Yukarıda saydığım tüm benzerliklerle ilgili farklı kuramlar da oluşturulabilir. Ancak benim için daha önemli olan ve cevabını henüz bulamadığım konu, ikisinin de feda ettiği uzvunun bir el ya da elin bir parçası olan parmak oluşu ile bu fedanın neden bir ısırma sonucu oluştuğudur.

Paylaşın.

Yazar Hakkında

2 yorum

  1. Ömer Faruk on

    İlhan Bey yazılarınızı ilgi ile takip ediyoruz. Henüz son paragrafi okumadan Beren’in Elflere olan durumu ile Frodo’nun Orta Dünya halklarına olan durumu aklıma gelmişti. Bu bize acziyetin düşmanı alt etmedeki rolünü hatırlatıyor. Daha öncede Yüzük Sauron’dan kırık bir kılıçla(acziyet taşıyan da denebilir) alınmıştı. Bahsettiğiniz el/parmak olayı Sauron için de geçerli Sauron’un da parmağını kaybetmiştir feda değil fakat güce duyulan arzu ile takılan yüzük ısırılarak değil kesilerek alınmıştır. Çok güzel bir detay. Allah cevabını ilham eder inşallah. “Elinize” sağlık.

  2. İlham verici yazılarınızın devamını merakla bekliyoruz. Sayenizde orta dünya ve ötesinde de bir hayat yaşıyor gibiyiz ve hayalimizde yaşadığımız hayatlar daha geniş bakış açısı kazandırıyor. Yaşamın anlamınıda kuvvetlendiriyor. Ömer faruk un dediği gibi Kesinlikle “Elinize” sağlık.

Reply To koroglan Cancel Reply