Eser ve Alt-Yaratı – Bölüm 5

0

Alt-yaratı kavramını düşündüğümüzde, yapılabilecek önemli tespitlerden birisi, Tek Yüzük’ün kendi tarzındaki alt-yaratı eserleri arasında bir son gibi olmasıdır. Öncelikle “kendi tarzındaki” ibaresi ile neyi ifade etmek istediğimi biraz daha açmam gerekiyor. Bu yazı dizisinin ikinci yazısında Yavanna’nın eserleri üzerinden sınıflandırmaya çalıştığım gibi, alt-yaratı kavramının farklı dereceleri mevcut. 

İki Ağaç ya da Silmariller gibi eserler için net bir tanım yapmak pek mümkün değil. Bunlar için tanım yapmak gerektiğinde tıpkı Yavanna ve Fëanor’un sözlerinde geçtiği gibi, tek sefer yapılabilecek ve failin de kalbinin bağlandığı eserler diyebiliriz. Bu şekilde tanımladığımız zaman, Tek Yüzük de bir alt-yaratı eseri olarak bu eserlerin arasında kendine yer bulmaktadır. “Eser ve Alt-Yaratı” yazı dizisinin dördüncü bölümünde Tek Yüzük’ü yapılış açısından benzer olduğu diğer alt-yaratı eserleri ile karşılaştırmaya çalıştım. Çünkü Sauron her ne kadar bir Maia olsa da onun da ilminin sınırları vardı ve o da belirli konularda başka bilenleri kullanmak zorundaydı.

Sauron’un Melkor ile kıyasladığımızda sürekli yükselen bir karakter olduğunu söyleyebiliriz. Melkor’un, Sönmeyen Alev’i istemesinden başlayıp Orta Dünya hakimiyeti arayışına kadar giden sürekli bir hedef küçültme süreci var. Tabi ki bu süreçte pek çok kötülüğün kaynaklığını yapıyor, ancak hayalleri hiç bir zaman gerçek olmuyor. Öte yandan Sauron, Melkor’un düştüğü yer olan Orta Dünya hakimiyeti arayışına son noktada geliyor ve buna Son İttifak Savaşı’nda ve Yüzük Savaşı’nda olmak üzere iki kere çok yaklaşıyor. Tabii ki Melkor’u aptal ya da akılsız bir karakter yerine koymaya çalışmıyorum, ancak Melkor’un hırsının gözünü kararttığı noktalarda Sauron’un pek çok zeki hamle yaptığını görmek mümkün. Bu da Sauron’un hem kendisinin hem de Melkor’un hatalarından dersler çıkarttığını bize gösteriyor.

Tek Yüzük de Sauron’un zeki hamlelerinden belki de en önemli olanı. Sauron Tek Yüzük’ü kendi gücünü katlamak, erişimini arttırmak ve iradeleri yönettiği sanal bir gerçeklik oluşturmak üzere yapmaya karar veriyor. Palantir Taşları bence Sauron’un en önemli ilham kaynaklarından birisi. Onların oluşturduğu sanal ağ ve kullananın becerisine ya da iradesine göre artan görme kabiliyeti, yüzüklerde de gördüğümüz bir unsur. Ancak Sauron’un yaptığı Tek Yüzük’ün temel farklılığı Sauron’un kendi gücünün bir kısmını Tek Yüzük’e aktarmasıydı. 

Yine Yavanna ve Fëanor’un sözlerine gelirsek, öyle anlaşılıyor ki ne Yavanna ne de Fëanor yaptıkları eserlere, yani kendi alt-yaratılarına kendi güçlerini aktarmaya çalışmamaktadırlar. Örneğin İki Ağaç’ın ışık kaynağı bir Valar olan Nienna’nın göz yaşlarıydı. Ungoliant ağaçları öldürürken, Nienna’nın gözyaşlarından oluşan ve ağaçların beslendiği kaynağı da yok etmiştir. Ancak ne Yavanna ağaçların ölümü nedeniyle ne de Nienna kendi gözyaşlarıyla beslenen kaynağın yok olması nedeniyle yok olmamışlardır. Ama bu durum onların bu eserlere kalben bir bağlılıkları olmadığı anlamına da gelmemektedir.

Sauron ise bilerek ve isteyerek başka bir şey yapmış, kendi gücünü ve kendi iradesini Tek Yüzük’e aktarmıştır. Bu durumun iki sonucu olmuştur. Bunlardan ilki, Sauron’un Tek Yüzük olmadan bir bedeni olmayışıdır. Pek çok şekle girebilen, şekil değiştirebilen Sauron bundan temelli vazgeçmek zorunda kalmıştır. İkinci sonuç ise, Tek Yüzük’ün daimi olarak Sauron’u çağıran bir cihaz haline gelişidir. Tek Yüzük bu nedenle ya Sauron’a dönecektir ya da Tek Yüzük’ü takıp Sauron’a üstünlük sağlayan varlık Sauron’a dönüşecektir. Bu nedenledir ki, Gandalf ve Elrond gibi zihinler, Tek Yüzük’ün yapıldığı ateşe atılarak yok edilmesini istemişlerdir.

Sauron kurnazlığı ve zekasıyla sadece Melkor’un hatalarından ders çıkarmamış, aynı zamanda onun yaptıklarından da pek çok şey öğrenmişti. Gücünü Tek Yüzük’e aktarmak ve kalıcı bir genişlemeye sahip olmak da aslında Sauron’un Melkor’dan öğrendiği bir konuydu. Gelecek bölümde de bundan bahsedeceğim.


“Sauron” İllustrasyonu © Viceroy Phoenix

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply