Eser ve Alt-Yaratı – Bölüm 3

0

“Eser ve Alt-Yaratı” yazı dizisinin ilk yazısındaki alıntıladığım bölümde, Yavanna’nın sözleri kadar, Silmariller’in yapıcısı Fëanor’un sözleri de çok değerlidir:

…Fakat sonunda Fëanor konuştu ve acı acı haykırdı: ‘İster sıradan küçük bir varlık ister kudretli bir varlık olsun, her ikisi için de tek bir kez başarılabilecek bazı fiiller vardır ve yürekleri bu işle huzur bulacaktır. Evet, çıkarabilirim mücevherlerimi ortaya ama asla benzerlerini yapmayacağım ve eğer kırmam gerekirse onları, kalbimi de kıracağım ve Eldar içinde ilk katledilen olacağım.’…

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Noldor’un Kaçışına Dair*

Alt-yaratı için Tolkien’in kendi sözleri de bize rehberlik etse de hikayenin içinden bunun anlatılmasının daha etkili olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda, Fëanor’un bu sözleri, tıpkı Yavanna’nın sözleri gibi parça parça incelenip daha iyi anlaşılması gereken sözlerdir. Fëanor’un ilk cümlesinde dile getirdiği husus olan, bir kere yapılan ve tekrarlanması mümkün olmayan alt-yaratı konusuna bir önceki yazıda değinmiştim. Yavanna sözlerinde, “en kudretlilerin bile bir kereye mahsus” tamamlayabildikleri işlerden bahsediyordu. Fëanor sözleriyle bu kavramı genişletip, en kudretli/en ulu olanla en küçük olanı alt-yaratı kavramının mahiyeti açısından denk hale getiriyordu. Fëanor bu sözlerle Valar’a olan öfkesini ortaya koymaktadır; böylelikle kendisini ve Valar’ı bir zaafiyette denkleştirmiş, onların ulu halini küçümsemiş olmaktadır. Fëanor’un bu bakışı, ilerleyen sözlerinde Melkor ile Valar’ı da aynı kefeye koyduğunda da görülmektedir. 

Diğer yandan Fëanor’un sözleriyle kendisini Valar ile bir zaafiyette denkleştirmesi aslında oldukça ilham verici bir husustur. Tabii ki, Fëanor’un Valar ile Melkor arasındaki ilişkiyi yanlış kurması gibi, bu durumu yanlış anlaması da mümkün, ancak hem bir ‘loremaster’ (töreci) olduğu için hem de Yavanna’nın sözleri ile çelişmediği için ben Fëanor’un sözlerinin durumu doğru anlattığını düşünüyorum. Mahiyet olarak, kudret olarak, ilim olarak ve en önemlisi Eru Ilúvatar ile yakınlık/muhatabiyet olarak farklı derecelerde olsalar da Arda içindeki tüm irade sahipleri için geçerli olan ve hepsinin ortak olarak etkilendiği kanunların varlığını da bu şekilde anlayabiliyoruz. Bu da bize aslında, mahiyeti, kudreti, ilmi ve Eru Ilúvatar ile yakınlığı/muhatabiyeti ne olursa olsun Arda içindeki tüm varlıkların Eru Ilúvatar’a ve onun koyduğu kanunlara istese de istemese de tabi olduğunu göstermektedir. 

Alt-yaratı sadece kudret ya da ilim değil, aynı zamanda hayalin ve ilhamın da gerekli olduğu bir alan olduğu için, hayalin ve ilhamın dokunuşu failin mahiyetine göre değil, kendisine/nefsine göre de değişmektedir. Fëanor cevher işlemede ve onları olduklarından daha parlak ve ışıltılı yapmakta ustaydı. Kutlu Diyar’ın ihtişamının yansıması olan İki Ağaç’ın ışığını sonsuza dek korunması gerektiği kalbine düştü ve bunu kendi zanaatiyle yapmaya karar verdi. Böylelikle Fëanor’un mücevherleri de Kutlu Diyar’ın ihtişamının yansıması haline geldiler. Yavanna, Fëanor’un Silmariller’i yapması için, İki Ağaç’ın katledilişinin ardından O ne kadar öngörülü.” tabirini kullanmaktaydı. Ancak Fëanor’un motivasyonu sadece bu öngörü olmayıp, aynı zamanda Yavanna’nın alt-yaratı eserini, kendi zanaatiyle yorumlamak ve kendi alt-yaratı eserinin üstünlüğünü ortaya koymak olabilir. Bu çıkarımı kendi sözlerinden ve bakış açısından yararlanarak yaptığımı belirtmek isterim. 

Fëanor’un sözlerinin devamında yer alan “yüreklerin huzur bulması” tabirinin biraz daha farklı anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü İngilizce aslında bu cümle şöyle geçmektedir:

For the less even as for the greater there is some deed that he may accomplish but once only; and in that deed his heart shall rest.

J.R.R. Tolkien / Silmarillion / Of the Flight of Noldor

Cümlenin ikinci kısmında geçen sözleri ben kalbin huzur bulması olarak değil, failin kalbinin de yapılan işin ya da eserin bir parçası haline gelmesi, işin ya da eserin içinde kalbin bir bakiyesinin kalması gibi anlıyorum. Özellikle yukarıdaki Türkçe alıntıda, Fëanor’un sözlerinin devamı benim böyle anlamamı destekler içeriktedir:

…eğer kırmam gerekirse onları, kalbimi de kıracağım ve Eldar içinde ilk katledilen olacağım…

Bu sözler üzerine Mandos, “ilk değil” demiştir. Çünkü o anda Melkor, Fëanor’un babası Finwë’yi katletmiştir. Mandos’un bu yorumu ile birlikte okunduğunda, Fëanor’un ”ilk katledilen olmak” ve “kalbinin kırılması” tabirlerinin mecazi tabirler olmadığını görürüz. Görülüyor ki, alt-yaratının tek seferlik olması ve failin eser ile kurduğu ilişki, failin varlığının eserle birleşmesini sağlayabiliyor. Bir kez yapılabilecek alt-yaratı eserlerinin hepsinin bu bağlamda olmadığı aşikar, ancak tıpkı meşhur Tek Yüzük gibi, Silmariller de faillerinin kalbini ve varlığını içlerinde taşıyorlarmış. 

Devam edeceğiz…


(*) Not: Eser ve Alt-Yaratı yazı dizisinin ilk bölümünde alıntıladığım parça 645 Yayınevi çevirisinden yapılmıştı; bu alıntıyı ise anlamı tam verebilmek için İthaki çevirisinden yapıyorum. Ancak iki çevirinin de anlamı tam karşıladığını düşünmüyorum.


“Fëanor ve Silmariller” İllüstrasyonu © Bella Belgorts

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply