Bütün Yüreklere Arkadaş Sevgisini Sokacağım / Walt Whitman – Bölüm 5

0

İnsanı dış görünüşüyle anlatmak kolay; ama onu anlamak ve anladığını anlatmak zor. “İki anlatmak” arasında bir nehir var; akar durmadan. Neden akar, nerde akar, nereye akar? 

Gözü, kulağı, burnu, dili tarif etmek kolaydır; ama onların âlemini ve gördüklerini, işittiklerini, kokladıklarını, dillendirdiklerini tarif etmek zor. “İki tarif” arasında bir ruh var; arar durmadan. Niçin arar, nerde arar, neyi arar? 

Mekânlar ve zamanlar- nedir içimde her yerde daima
          bunlarla buluşup beni evimde kılan?
Biçimler, renkler, yoğunluk, kokular-nedir içimde
               bunlara hep karşılıklar bulan?

Walt Whitman / Çimen Yaprakları / Mekânlar ve Zamanlar /
s.190 / Çev. Aytek Sever

Nerde aktığını, nerde aradığını gösteren mekân; nereye aktığını, neyi aradığını hissettiren zamandır. Nehir ve ruh. Her ikisi de içimizde mevsimler boyunca akarlar. Gittiğimiz, oturduğumuz, gezdiğimiz her yerde bir anı ve hayal, bir sevinç ve sevgi, bir korku ve öfke olarak çıkar; burun sızısı, göz yaşı, yürek çırpıntısı, gülümseme, titreme olup ararlar. Ve bütün bunların kaynağı çocukluğumuz, onda yaşadıklarımız, ilişkilerimiz ve bize sunulandır. Hayallerimiz, anılarımız, sevinç ve korkularımız bizi biz yapan şeyler. Aynı ağacın dalları gibi kol atarlar yaşamımıza. Mekân ve zaman içimizde daima buluşur, bizi evimizde kılar ve biçim, renk, yoğunluk, koku içimizde hep karşılığını bulur.

Whitman, eline kalemini alıp sadece romantik, hamasî şiirler yazan bir şair mi? Hayır. Şiiri ve şairliği her zaman başka türlü düşünmüş, sınırlarını içimde hep geniş ve derin tutmuşumdur. Ama maalesef yaşadığım her yerde çok fazla satışı olmayan bir değer olarak kaldılar. Acizlik olarak görülen gözyaşı gibi şiir de hamasî ve lirik duygulara hapsedildi. Şiir yazan elleri ve şiir okuyan dilleri layıkıyla anlayamadık. Gücün kaldıramadığı şeyleri ruh gücünün, kalp derinliğinin kaldırabileceğini idrak edemedik. Whitman’ı tanıdıkça onda takdirle karşıladığım yeni özellik işte bu idrak ve onun “şair”e yüklediği misyon. O, bu misyondan ötürü Amerika’nın Gri şairi ve Camden’in beyaz yeleli aslanı.

Ne de olsa bu büyük adamların kalplerinde çok hassas bir taraf var. Gerçekten de Walt Whitman’ın yüzünün bir görüntüsü, onun yapmaya çalıştığı iyilikten başka bir şey yapacağını düşünmeye hiç fırsat bırakmaz. Ve Whitman’ın küçük çocuklara, hayvanlara ve kaderin köle konumuna getirdiği kişilere karşı en şefkatli biri olduğu açık; çünkü hepsine karşı kibar ve naziktir ve her an onlar için yolundan çekilir. (onlar için elinden geleni yapacaktır.)

Bu adamın çevresinin ne olduğunu bilmek istiyordum. Beyaz mermer basamakları olan, dış kapısı davetkâr bir şekilde açık olan güzel bir ev buldum: Üç pencereli güzel bir salon; ikisi bir sokakta, biri diğerinde. Aydınlık ve neşeli. Şairin formunun etkisini taşıyan koltuk ve yaklaşık on ya da on beş yıl önce göründüğü gibi güzel (kalmış) bir yağlı boya tablosu dışında mobilyalar sıradandı.

Kendi özel sığınağını, yazdığı özel ve kutsal köşesini görmek istedim (çünkü kardeşiyle birlikte yaşıyor). Ama o bana sormadı ve ben de teklif edemedim.

Sormayı ya da cevaplamayı düşünebildiğim her şeyi düşündüm ve yine de ne konuştuğumuzu söyleyemem ve eğer bunu yapmaya başlasaydım, Günlük Grafik’in tamamı dolu olurdu – peki ya sonra? Ama Walt Whitman’da ne öğrendim? 

O büyüktür; o harikadır; o asildir; o iyidir. Yurtdışında ün kazandı ve evde istismar edildi. O, Amerika’nın kendi şairi, özgürlük şairi; vaktinden önce yaşlı, hasta ve fakir; ama fakirlerin arkadaş aradıklarında ona gittiğini, evsiz köpeklerin minnetle onu takip ettiğini ve küçük çocukların sevgiyle etrafına toplandığını ekleyin: Bu yaşlı, Camden’in beyaz yeleli aslanı.

Walt Whitman Özel Yaşamda / Olive Harper / Daily Graphic /
6.Kasım.1875 / Kaynak

Omuzlarını yele gibi kaplayan beyaz saçlı adamı, aslan yapan nedir? Yurtdışında ünü yayılan, ama kendi vatanında bazı saldırılara maruz kalan, özgürlüğün olmadığı yerde soluklanamayan, çocuklara, hayvanlara, ezilmişlere kucak açan bu kişiliği yoğuran hamur neredendir? 

Yaşlı bir adam olarak Walt Whitman / Ressam: Herbert Gilchrist

Yaşlı bir adam olarak Walt Whitman / Ressam: Herbert Gilchrist

Kaynak

Walt Whitman, 31.Mayıs.1819’da George Washington’un yeni kurulan Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk başkanı olarak göreve başlamasından sadece otuz yıl sonra Long Island’daki West Hills’de işçi sınıfı bir ailede dünyaya gelir. Annesi Louisa Van Velsor Hollandalı ve babası Walter Whitman İngiliz asıllıdır. Çok az resmi eğitim almış bu çiftçi insanların bir zamanlar geniş bir arazisi vardır; ancak Walt doğduğunda o kadar azalır ki babası marangozluğa başlar. Walt Whitman, adını doğduğunda 34 yaşında olan babasından alır. Hollandalı ve Galli soyundan gelen Whitman’ın babası onun saygı duyduğu; ama hiçbir zaman kendisine karşı büyük bir sevgi hissetmediği sert, bazen asabi bir adamdır. Annesi ise hayatı boyunca şairin duygusal dayanağı olmuştur.

Sevgiyle ‘Amy’ olarak bilinen Naomi Williams, Whitman’ın anneannesiydi. Cornelius Van Velsor ile evlendi ve 1795’te Whitman’ın annesi olacak kızı Louisa’yı dünyaya getirdi. John Burroughs’a göre, Amy ‘tatlı mantıklı bir karakter, ev hanımlığına yatkın ve derinden sezgisel ve ruhsal bir arkadaş ya da Quakeres’ti.’ Şubat 1826’da ölümü, altı yaşındaki Walt’u derinden üzdü. Bununla birlikte, Amy Van Velsor’dan Quaker geleneklerine duyduğu sempatinin yanı sıra, bazıları Leaves of Grass’a girecek olan bir dizi aile hikayesini miras alacaktı.

Bawcom, Amy M. / Van Velsor, Naomi [Amy] Williams / Kaynak

Binbaşı’ olarak bilinen Cornelius Van Velsor, Whitman’ın anne tarafından şakacı, içten, gür sesli büyükbabasıydı. Binbaşı, Naomi (Amy) Williams ile evlendi ve ölümünden sonra yeniden evlendi. Long Island, Cold Spring yakınlarındaki Van Velsor çiftliğinde ikamet ederek Whitman’ın bazen bindiği atları yetiştirdi. Çocukken Whitman, büyük çiftlik vagonlarında büyükbabasının yanında oturur ve Brooklyn’e ürün teslim etmek için kırk mil kadar yol kat ederdi.

Whitman Numune Günleri’nde: ‘Hollanda’nın eski ırkı- Manhattan Adası’nda ve Kings ve Queens ilçelerinde çok derinden aşılanmış Binbaşı Cornelius Van Velsor’dan daha belirgin ve tam Amerikanlaştırılmış bir örnek vermedi.’ der.

Bawcom, Amy M. / Van Velsor, Cornelius / Kaynak

Jesse Whitman ile evli Hannah Brush Whitman, Walt Whitman’ın babaannesiydi. Öğretmen olarak çalıştı ve iğne işi konusunda yetenekliydi. Genç Walt’ı, ailenin Devrim Savaşı sırasındaki vatanseverliği ve Long Island’daki toprak sahipleri olarak müreffeh geçmişleriyle ilgili hikayeleriyle etkiledi. Walt’a tütün çiğneyen ve köleleri denetlemek için bir erkek gibi tarlalara giden alışılmadık büyük büyükannesi Sarah White Whitman’dan bahsetti. 

Kohn, Denise / Whitman, Hannah / Kaynak

Şairin ana özellikleri, bence, en yakın annesinden geliyor. Sağlığı ve sağduyusu, iyi kalpli ve cömert kalbi, neşesi, sakinliği, oğullarından ve kızlarından oluşan büyük ailesiyle, şimdi mükemmel kadın ve anne örneğini sağlayan uzun ve çalışkan bir yaşamdan geçti. 

Walt Whitman’ın, ‘annesinin ve diğer soylu kadınların her zaman pratik kanıtı olmasaydı, insanlık ve kadın cinsiyeti hakkındaki görüşlerinin asla olduğu gibi olamayacağını’ söylediğini bir kereden fazla duydum.

John Burroughs / Walt Whitman Üzerine Notlar

Walt Whitman’ın annesi Louisa Van Velsor Whitman / 1850'ler

Walt Whitman’ın annesi Louisa Van Velsor Whitman / 1850’ler

Long Island’daki Suffolk ilçesinin batı ucunda, denizin sesi içinde doğdu. Orada büyüdü, bütün adayı dolaştı. ‘Tuhaf bir bölge’ olarak tanımlanmıştır. Bol deniz kıyısı, kumlu, fırtınalı, davetkar olmayan, ufuk sınırsız, hava sağlıklı; ama hastalar için fazla güçlü, koylar su kuşları için harika bir tatil yeri – tuzlu samanla kaplı çayırlar ve dünyanın en tatlı suyunun uçsuz bucaksız pınarlarıyla.

Issac R. Pennypacker / Walt Whitman: Şair Hayatın Kısmet ve
Tahihsizlikleri Üzerine Konuşuyor 
/ Kaynak

Whitman’ın doğduğu bu bölge; Long Island onun bebekliğinin, çocukluğunun, gençliğinin geçtiği yer. Şiirlerindeki kırlar, deniz kıyısı, hırçın dalgalar, renkten renge giren ufuk çizgileri hep bu sihirli ortamın ürünleri. Yükselen, alçalan deniz ona hayatın gelgitlerini hatırlatır. Ufuklar, hayallerini gıdıklayan dost parmaklarıdır. Her köşesiyle bu Ada ve kuytu ormanlık köşeler ruhunun arkadaşlarıdır. Bu arkadaşlarla, içindeki çocuk el ele vererek şairi şiirin gizeminde keşfe çıkarırlar. Bu dostların sinesinde okuduğu eserler, eski şairler onun yaradılışındaki duygusallığı, kendine has sanat kabiliyetini, özgürlüğü, demokrasi anlayışını şekillendirir. Kısacası Whitman bu doğal eğitim yuvasında kendini yetiştirir.

Whitman, Long Island’a her zaman yerli adı ‘Paumanok’ ile atıfta bulundu ve adanın en batı kısmının New York şehrinin bir parçası haline geldiği 1898 konsolidasyonundan önce var olan coğrafi hatlarına aşinaydı. Whitman’ın zamanında Long Island, Brooklyn’den Montauk Point’e kadar doğuya doğru uzanıyordu. 

Dört yaşındayken ailesi West Hills’i Brooklyn’e terk etse de Whitman çocukluğunun çoğunu adanın doğu bölgelerinde yelken açarak, balık tutarak (kışın buzda balık avı -istiridye) ve banyo yaparak geçirdi. Bu ve diğer ada etkinliklerinden sahneler şiirine dağılmış.

Krieg, Joann P. / Long Island, New York / Kaynak

Şairin babası Walter Whitman Sr., bir marangozdu. 1816’da Huntington, New York yakınlarındaki West Hills’te iki katlı, sedir kiremitli bir çiftlik evini elle inşa etti. Geleceğin şairi üç yıl sonra burada doğdu. Whitman ailesinin diğer üç çocuğu da burada doğdu. Walt Jr. beş yaşındayken aile Brooklyn’e taşındı.

West Hills / Whitman’ın Doğum Yeri / Çiftlik bahçesinden

West Hills / Whitman’ın Doğum Yeri / Çiftlik bahçesinden

21 Temmuz, Pazartesi

Long Island, Wheatley’deki bazı akrabaları kısa bir ziyaretten sonra Huntington’a trenle gittim. Burada beni Bay Herbert Gilchrist’ten bir mektup bekliyordu. Kasvetli bir sürücü beni West Hills’e bir ‘Brewster’s yan bar arabası’ ile götürdü. Biraz zorluktan sonra; çünkü açık sözlülük, Walt Whitman adının mahallede beklediğim kadar tanıdık gelmediğini beni kabul etmeye zorlar. Onun doğduğu çiftlik evini buldum. Kalkıp bahçedeki yaşlı, çiftçi görünümlü bir adamın yanına gittim.

İyi günler! Siz Bay Henry Jarvis misiniz?’ diye sordum.

Olduğuma inanıyorum.’ diye yanıtladı.

Walt Whitman’ın doğduğu çiftlik burası mı?’ diye sordum.

Walter Whitman? Sanırım öyle.’ diye yanıtladı.

Pekala,’ dedim.’ ‘Bu evi görmek için uzun bir yoldan geldim ve mümkünse bütün gece bu mahallede kalmayı çok isterim.’

Biraz daha konuştuktan sonra ‘orada kalabileceğime hüküm verdi.’ Ama birkaç dakika sonra karısı dışarı çıktı ve beni kabul edemeyeceğini söyledi. Ancak biraz ikna ettikten sonra geceyi burada geçirmeme izin verdi; ve işte buradayım, tam da Whitman’ın yetmiş bir yıl önce doğduğu evde -belki de tam da bu odada- bu notu yazıyorum!

Aile ile akşam yemeğinden sonra mahallede sessizce dolaşarak üç keyifli saat geçirdim. Zengin ağaçlıklı, bitki örtüsü bereketli ve yollar her iki yanı sıralayan, ağaçlara tırmanan ve çitleri tamamen kaplayan yoğun bir çalı, çimen ve sarmaşık arasından geçiyor gibi görünüyor.
….
Güneş ufkun altına inene kadar azalan ışıkta dolaştım ve ‘Günün perdesi’ndeki sahnenin huzurlu güzelliği çok etkileyiciydi. Cırcır böceklerinin her yeri saran müziği havayı doldurdu, ta ki genç katydidler (Çayır Çekirgeleri) akşam şarkılarına başlayana kadar. Ve ateş sinekleri fosforlu ışıklarını çimenlerin, yolun, ağaçların ve çitlerin üzerinde parlattı.

Tüm böcek seslerinin kesildiği yol boyunca yürüdüm ve orada derin yalnızlık ve huzur ve yukarıdaki aydınlık, kalabalık cennetin muhteşem görüntüsü ile baş başa kaldım.

22 Temmuz, Salı

Serinletici bir gece uykusundan sonra penceremde bazı tatlı küçük şarkıcıların şarkı söylemesiyle uyandım.
….
Neredeyse göğüs hizasına kadar yükselen uzun, sıra sıra çimenler, kır çiçekleri ve yabani otlardan oluşan bir tarlada yürüdüm ve renk zenginliğine ve böcek yaşamının çok sayıdaki bolluğuna ve çeşitliliğine hayran kaldım.
….
Bu sevimli mahalleden, anne şefkatli Bayan Jarvis ve onun ilginç evinden ayrılmaya gönülsüz olduğum için ne yazık ki çok erken.
Darkey’im (Kasvetli bir sürücüm) arabasıyla birlikte beni Centreport Cove’a götürmek, Bay Herbert Gilchrist’i ziyaret etmek için geldi.

John Johnston / 1890–1891’de Walt Whitman’a Ziyaretler:
West Hills’e Ziyaret 
/ Kaynak

Yolda, Whitman’ı gençliğinde tanıdığı söylenen Sandford Brown adında yaşlı bir adamla karşılaştık. Onu durdurduk ve konuşmasından bazı kırıntılar:

Walter Whitman ya da bizim ona deyimimizle ‘Walt’ benim ilk öğretmenimdi. Burada yaklaşık bir yıl okula devam etti. Her zaman ‘öğrenmek’ yerine ‘yazıyor,’ ‘düşünüyor’du.
……
Durumu pek iyi değildi ve yaşamak için bir şeyler yapmak zorundaydı. Ama okulda öğretmenlik onun işi değildi. Onun gücü şiirdi. İnsanlar onun biraz tembel olduğunu düşünürdü; çünkü tarlada çalışırken bazen beş dakikadan bir saate kadar çıkar, güneşin altında çimenlerin üzerine sırtüstü yatar, sonra kalkıp biraz yazı yazardı ve insanlar onun boşta olduğunu söylerdi. Ama sanırım beyniyle çalışıyor, çok düşünüyor ve sonra düşüncelerini yazıyordu.’

Burada ona ‘Çimen Yaprakları’ndaki portreyi gösterdim, bu özellikleri o zamanlar bildiği gibi tanımadığını, ancak elbisenin dikkatsiz tarzını, açık yakasını ve ‘şapkayı takma şeklini’ tanıdı.
……
‘Onu eski günlerde tanıyan çok az kişiden biriyim;’diye devam etti yaşlı adam.

‘ama bizden yeterince var ve umarım zamanı geldiğinde, burada tüm atalarının yattığı yerde yatmayı seçer.’

Ona, Camden’deki mezar yerini seçtiğine dair bir gazete paragrafı gördüğümü söyledim. Başını eğdi ve üzgün bir şekilde şöyle dedi:

‘Ah, eğer öyleyse çok üzgünüm. Onun ‘Çimen Yaprakları’nı hiç okumadım; çünkü satın almaya gücüm yetmedi. Ama bazılarının bazı kısımlarının ahlak dışı olduğunu söylediğini duydum; ama buna inanamıyorum. Çünkü Walt her zaman katı kurallara sahip bir adamdı. Ama bu insanlar onun ne demek istediğini tam olarak anlamamış olabilir.

O çok iyi eğitimli bir adam ve çok derin düşünen bir adam. Ve doğru ve doğru olduğuna inandığı şeylerden başka hiçbir şey yazmayacağından oldukça eminim. Zamanının çok ilerisinde olduğuna inanıyorum.’

Evet,’ dedim.’Doğru bir şekilde takdir edilmesi için yüz yıl önce ölüp gömülmesi gerekecek.’

Bunun üzerine yaşlı adam aniden bana baktı ve oldukça sert bir şekilde dedi ki:

‘Walt Whitman’ın gömülmesi mi dediniz? Hayır efendim! Walt Whitman’ı asla gömmeyecekler! Walt Whitman asla ölmeyecek!’
….
‘Bunu söylemiyorum çünkü artık kendisi için bir isim yaptığını ve ünlü olduğunu biliyorum. Pek çok insan onunla arkadaşlık iddiasında bulunmak istiyor,
…..
Onun elinden tutup yüzüne bakmak için neredeyse her şeyimi verirdim – Gerçi ona söylemezdim – Ah, canım hayır! – Ona söylemezdim – Ona söyleyemedim – Onun hakkında ne düşündüğümü!’

John Johnston / 1890–1891’de Walt Whitman’a Ziyaretler:
West Hills’e Ziyaret 
/ Kaynak

  

Whitman ailesi, 1823’te Brooklyn’e taşındığında Walter Sr. mülkü, torunları 19. yüzyıl boyunca elinde tutan Carlton Jarvis’e sattı. 1899’dan sonra ev birkaç kez el değiştirdi.
….
1940’larda evi satın alıp tarihi bir alana dönüştürmek için planlar yapıldı. Ekim 1951’de, yeni kiralanan Walt Whitman Doğum Yeri Derneği evi ve araziyi satın aldı.
….
1957’de New York Eyaleti Eğitim Departmanı, evi restore etmek ve 19. yüzyılın başlarındaki bir görünüme kavuşturmak için ilk çabaları üstlendi. 

Kaynak

Duydum, beni yerleşmiş inançları yıkmaya çalışmakla
          suçluyorlarmış,
Ama gerçekte ben ne yerleşmiş inançlardan yanayım,
          ne de onlara karşı,
(Onlarla ortak ne’m olabilir? ya da onların yıkılışıyla?)
Ben, Mannahatta’da bu Devletler’in bütün kentlerinde,
          içerlerde, kıyılarda,
Tarlalarda, ormanlarda, suları yarıp ilerleyen, büyük
          küçük bütün teknelerde,
Sırtımı koca koca yapılara, kurallara, güvenilen kişilere,
          düşüncelere dayamadan,
Arkadaşlığı öveceğim, bütün yüreklere arkadaş sevgisini
          sokacağım, onu yerleşmiş bir inanç haline getireceğim.

Walt Whitman / Çimen Yaprakları / Calamus / Duydum Beni Suçluyorlarmış / s.62 / Çev. Memet Fuat

Memleketinin her yerinde içerlerde, kıyılarda, tarlalarda, ormanlarda, suları yarıp ilerleyen, büyük küçük bütün teknelerde kendi geçim mücadelesini veren sıradan insanların sade yaşamlarında gerçek sevgiyi bulmuş birine koca koca yapılar, kurallar, güçlü kişiler ve düşünceler yavan gelir. Toplumda geçerli olan güçler, varlıktaki gerçek sevgiyi, paylaşımı yakalamış birinin ilgisini çekemez. Çünkü bu hakikati görebilen, gerçek değerleri nerede bulabileceğini de bilir. Çünkü sevgi ve paylaşım fıtrîdir; yaradılıştan gelir. 

Bu fıtrîlikten uzak değerlerin yara aldığı ilişkilerde ne hâle geldiğimize yaşadığımız günler şahit. Yaralı zihnin, yaralı kalbin ve ruhun inancı da felsefesi de yaralıdır. Toplum bu yarayı tedavi edemezse değerler zamanla mikrop kapar ve insanlığı zehirler. Gerçek insan olmadan gerçek inancın da olamayacağını gün geçtikçe daha iyi anlıyorum. Ne zaman ki saf sevgiyi buluruz, işte o zaman dokunduğumuz kalplerle “Gerçek Sevgi Sahibi”ne yol alırız. Ve işte o zaman yaralarımız iyileşir.  

Fishing River, Clay County, Missouri / Fotoğraf: George Edward Anderson

Fishing River, Clay County, Missouri / Fotoğraf: George Edward Anderson

İsteyen istediğini övsün;
Ama taşkın Missouri’nin kıyısında ben,
          ne sanatta ne de başka bir şeyde
Bu nehrin havasını ve geniş Batı çayırlarının kokusunu
               iyice içine çekip dışarı üfleyemeyen
Hiçbir şeyi övmeyeceğim!

Walt Whitman / Çimen Yaprakları – Seçme Şiirler / Güz Dereleri /
İsteyen İstediğini Övsün / s.199 / Çev. Aytek Sever

Paylaşın.

Yazar Hakkında

Leave A Reply